24 Haziran erken seçimlerinin ülkemiz ve özellikle de bölgemize huzur, barış ve selametin gelebilmesi, bir damla petrol için masum insanların ölmediği ve oluk oluk kanın da akmadığı, yeni bir döneme girilebilmesi çerçevesinden çok manidar olduğunu, yazılarımızda sürekli olarak vurgulamaya çalışıyoruz. Küresel güçler ve küresel finans çevreleri zaviyesinden bölgemizdeki çıkarları her şeyin ama her şeyin üstündedir! İnsanlık Onuru ve değerler sistemi nafiledir! Dünyaya insanlık, adalet ve bazı değerleri muasır medeniyet ilkeleri açısından pazarlamaya ve dayatmaya çalışanların samimiyet ve insanlıktan ne kadar uzak olduğunu da böyle zamanlarda ancak test edebiliyor ve görebiliyoruz! Dünyaya ve tüm insanlığa, Adalet ve Hakkaniyetin yeryüzündeki yegâne temsilci sadece asil TÜRK milleti olmuştur. Tarihin tozlu sayfaları bunların canlı örnekleri ile doludur. Asil TÜRK Milleti, Tarihin her evresinde, mazlum milletlerin hem koruyucusu ve hem de hamisi olma özelliğini de devam ettirmiştir. Bunun için illa ki küresel bir güç ve güçlü konumda olmanıza da gerek yoktur. Birey ve devlet lideri olarak, sadece durduğunuz ve bulunduğunuz yeri, söylem ve eylemlerinizi insanlık onuru adına sorgulamanız ve kontrol etmeniz yeterli olacaktır! İmanı bir test değil midir; Bir kötülük gördüğümüzde düzeltebilmek için ‘eylem ile söz ile ve kalben buğz’ edebilmek! Sonsuz kudret sahibi Yüce Allah, biz kullarını bir kötülük karşısında eylem, söz ve imanın da en zayıf hali olan buğz konumunda müdahale edebilen, eylem geliştirebilen ve imanı imtihanı da geçebilen kullarından eylesin! ÂMİN!
Küresel güçler ve küresel finans çevrelerinin dünyamızdaki insanlık onuru ve değerler diye bir dertlerinin olmadığını da günümüzde ve gözümüzün önünde film izler gibi cereyan etmekte olan katliam ve zulümler karşısındaki suskunlukları ve gelişmelere şöyle bir baktığımızda anlayabiliyoruz. Böyle zamanlarda, her birey ve devlet adamı sadece cibilliyetini icra edecektir; Farklı bir şey ve davranış beklemek aptallıktır, ahmaklıktır ve sadece safdilliktir! Cibilliyeti belli olanlardan farklı bir duruş ve eylem sergileyecekler ümidi içinde olduğumuz ve beklediğimizden dolayı da her daim kaybediyoruz!
Son günlerde, Dünya geneli, bölgemiz ve ülkemizdeki olaylar ve gelişmelere kabaca bir bakalım. Fransa’da kendisinin aydın oluğunu iddia edenler ve eski Cumhurbaşkanının da dâhil olduğu bir güruh, İnsanlığın kurtuluşu ve tek ümidi son din İslam ve Kuranı Kerimdeki bazı ayetlerin kaldırılması gerektiğine dair zırvalarına şahit olduk! Normal midir? Tabii ki! Endonezya’da meydana gelen DAEŞ saldırılarına neler demeli? Hem de baba ve oğul bir aile tarafından tertiplenmiş! İnanabildiniz mi? Tam bir tiyatro; Hem de küresel! DAEŞ ne zaman hortladı ta oralarda? DAEŞ ile savaşması için Suriye bölgesinde dünya devletleri olarak koalisyon orduları kurmadınız mı? ABD’nin İsrail’deki elçilik binasını İsrail’in kuruluş yıl dönümünde, bir bayram şenliği edasında taşıma kararı alması ve uygulaması da mı rastlantıdır? Hiçbir plan, hesap ve büyük oyun yok mudur? Amma da büyüttün! Tam bir paranoyak ve komplo teorisyeni oldun dediğinizi de duyar gibiyim! INTEL’in CEO’su Andrew Grove’in Yalnızca Paranoyaklar Ayakta ve Hayatta Kalabilir, kitabı ve ifadesinde olduğu gibi! Aynı gün ve saatlerde Filistinli kardeşlerimizin vatan toprağındaki tüm bu gelişmelere imanı bir duruşla tepki göstermeleri ve İsrail askerlerinin de gerçek mermilerle savaş açması, katliamlar yapması normal ve sıradan mıdır? Ülkemizi yönetim ve denetim altına alabilmek için her yolu deneyen ve başarı elde edemeyenler, 15 Temmuz karanlık gecesini yaşatanlar, son günlerde ekonomi ve özellikle de döviz kurları üzerinden SALDIRIYA ve HAREKETE geçmişlerdir! Peki tamam anladık, tüm bu olaylar, katliamlar, sıradan, normal ve spontane gelişmeler midir? Hiç sanmıyorum! Öyle olduğunu düşündüğümüz ve değerlendirdiğimiz için yüz yıllarımızı, milyonlarca insanımızı ve milyarlarca dolar ekonomik değerlerimizi kaybettik! Gelecek bir yüz yılı daha kaybetmeye ne TÜRK DEVLETİ, ne TÜRK MİLLETİ ve ne de TÜRK – İSLAM DÜNYASI olarak, ne lüksümüz ve ne de mecalimiz vardır!
24 Haziran erken seçimleri ülkemiz ve bölgemiz adına yeni bir DÖNEM ve MİLAT olduğunu da sürekli olarak vurgulamaya ve hatırlatmaya çalışıyoruz. Eskilerin ifadeleri ile Güzel olan şeyleri, yüz seksen defa tekrar etsen de güzeldir, kaidesi gereğince, biz de dilimiz döndüğü ve kalemimiz de el verdiği kadar tekrar tekrar hatırlatmaya çalışıyoruz! Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuvvetler ayrılığı ilkesi çerçevesinde ve bu kuvvetlerin kavgalarından kaybettiğimiz yıllar ve değerler örneklikleri de dikkate alarak, daha güçlü yasama, daha güçlü yürütme ve daha bağımsız bir yargı dönemine geçilecektir. Her bir KUVVET TÜRK Devletinin kalkınması, İstikbal, İstiklali ve Milletimizin de Birliği, Beraberliği adına YEK VUCUT olarak sadece görevlerini yapacaktır! Başkaca bir seçeneğimiz yoktur! Başkaca bir seçimimiz de yoktur! Küresel güçler ve finans çevreleri kontrol ve denetimleri altına alabilecekleri, yönetebilecekleri veya teslim alabilecekleri bir TÜRKİYE için her bir koldan ve yönden saldırıya geçmişlerdir. Karar, tercih ve SEÇİM bizimdir, Asil Türk Milletimindir!