Sayın Bahçeli, Rahmetli Türkeş ve Fethullah Gülen Hocaefendi…
Sayın Gülen’i takip edenler iyi bilir, siyasi bir mesele de taraf olmaz. Olmak ta istemez.
Kendisini seven ve takip eden milyonlar içinde aşağı yukarı her partiden insan vardır.
Ama Sayın Gülen ilk defa siyasi bir meselede açıkça taraf oldu.
Bu güne kadar ister genel seçimler, ister mahalli seçimler olsun yakın çevresine bile hiçbir telkinde bulunmamıştı.
Peki, neden bu sefer tavrını açıkta ifade etme gereği duydu?
Bu sefer durum farklıydı.
Referandumda milletin önüme konacak sandıkta şu parti, bu partiden ziyade, Türkiye’nin daha demokratik olması mı yoksa statükonun devamımı sorusuna cevap verilecekti.
Sayın Gülen tercihini net olarak ortaya koydu, kesinlikle EVET. Yani daha fazla demokrasi.
Bir kanaat önderi olarak Sayın Gülen’in tarafını belli etmesi, hatta evet için milletin topyekûn seferberlik içinde olmasını söylemesi hesapları altüst edebilir, edecektir de.
Tabii Sayın Gülen’in bu açıklamasının hayır diyecek parti liderlerini rahatsız ettiğini tahmin etmek de zor değil.
Sayın Gülen’in bu söylemi hayırcılar kanadından, kısmen CHP tabanında ama önemli ölçüde MHP, BDP tabanında etkili olacaktır.
Sayın Bahçeli bundan rahatsız olmuş olacak ki -bence hiç yapmaması gereken bir söylem içerisinde- Sayın Gülen’e rencide edici bir şekilde cevap verme ihtiyacı duydu.
Sayın Bahçeli "Fethullah Gülen Bey mezardan kaldırıp oy kullandıracağına, ABD'den gelerek 12 Eylül'de oy kullanması daha hayırlı olur diye düşünüyorum" dedi.
Bence Sayın Bahçeli, Sayın Gülen ile ilgili böyle bir tavra girmemesi gerekirdi, ya da girmese daha iyi olurdu. Peki, ama neden?
Öncelikle bu üslup Milliyetçi hareketin unutulmaz ve yegâne efsane ismi Alparslan Türkeş’in üslubu değildir.
Hayatı boyunca rahmetli Türkeş Sayın Gülen’e ve vesile olduğu hizmetlere karşı her zaman büyük saygı duymuştur.
Fethullah Gülen hakkında bir konuşmasında şunları söylemiştir; ‘Sayın Gülen Türk milletinin gönlünde hak ettiği tahtı kurmuştur. Bütün milletimizin derin sevgi ve hürmetini kazanmıştır.’
Fatih Üniversitesinin açılışına bizzat gelmiş ve Sayın Gülen’le kucaklaşmıştır. Rahmetlinin bu davranışı milliyetçi harekette dini liderlere karşı davranış şekli konusunda bir örnek teşkil etmiştir.
Sayın Gülen’e yazmış olduğu mektuptaki üsluba dikkatinizi çekmek için yazımın alt kısmına bu mektubu koyuyorum.
Sayın Gülen’in referandum karşısındaki tutumunun MHP tabanında etkili olacağını söylemiştim. Gülen hareketinin tabanı önemli bir kesimini muhafazakâr ve kültürel anlamda milliyetçidir.
Bir siyasi olarak kendi tabanının büyük ölçüde sempati ile baktığı bir kanaat önderine karşı Sayın Bahçelinin üslubu yakışmamıştır. Ne efsane liderin mirasına, ne de milliyetçi hareketin ahlakına.
Erkam Tufan Aytav - Haber 7