ANKARA (AA) - MEHMET ALACA - Uzmanlar, Türkiye'nin Sudan'da yaşanan olaylara karşı ilk günden itibaren itidalli duruş sergilediğini belirterek, ülkedeki geçiş sürecinde demokratik ve ekonomik alanda tecrübe aktarımı yapılması gerektiğine işaret etti.
Sudan'da muhalefetin çatı oluşumu Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri ile Sudan Askeri Geçiş Konseyi ile geçiş süreci için yönetimdeki temsil oranları konusunda yaşadığı anlaşmazlık üzerine iki yapı arasında uzlaşıyı sağlayacak bir ara buluculuk komitesi oluşturuldu. Komite ülkeyi geçiş sürecinde yönetecek Başkanlık Konseyi ve diğer kurumlarla ilgili taraflarla görüşmelere başladı.
Ara buluculuk komitesi, taraflara, Sudan’ı geçiş sürecinde yönetecek Başkanlık Konseyinin 7'si sivil 3'ü asker 10 üyeden oluşması teklifini taraflara iletti. Buna göre, Başkanlık Konseyinin liderliğini Askeri Geçiş Konseyi başkanı üstlenecek. Konseyin biri asker biri de sivil iki başkan yardımcısı olacak.
Ara buluculuk komitesi ayrıca 7'si asker 3'ü sivillerden oluşan Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi kurulmasını önerdi. Sivil isimlerin başbakan, maliye ve dışişleri bakanı olması teklif edildi. Konseyin başkanlığını askeri geçiş konseyi başkanı yürütecek.
Askeri Geçiş Konseyi ve muhaliflerden, uzlaşı komitesinin tekliflerine dair henüz açıklama yapılmadı.
Türkiye, ordunun 30 yıldır iktidarda olan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir'i görevden aldığı 11 Nisan'dan bu yana demokratik geçişin bir an önce tamamlanması konusundaki itidalli çağrılarını sürdürüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, darbenin ardından Sudan'ın normal demokratik sürece girmesini umduklarını ifade ederken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da dün yaptığı açıklamada, Türkiye'nin tüm kurumları ile Sudan'ın yanında olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, "Burada Sudan halkının ne dediği önemlidir. Biz her zaman iyi günde de kötü günde de Sudan halkının yanında olduk. İnşallah en kısa zamanda halkın talebi doğrultusunda siyasi yönetimler iş başına gelir ve Sudan emin adımlarla yoluna devam eder." dedi.
Uzmanlar, Sudan'da devam eden kritik süreç ve Türkiye'nin çağrıları konusunda AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
İHH İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (İNSAMER) Araştırmacısı Serhat Orakçı, Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçlerinin altındaki oluşumların 1994’te kurulan Demokratik Milli İttifaka dahil gruplar olduğunu belirterek, "Bu oluşumlar en baştan beridir ülkenin demokratik bir sürece girmesini talep ediyor." şeklinde konuştu.
Orakçı, halkın geçiş süreci için tüm gücün askerin elinde olmasından rahatsız olduğunu savunarak, "Bu nedenle sokaktaki hareketlilik ve oturma eylemleri devam ediyor. İnsanlar başka şehirlerden de gelerek Hartum'daki bu protestolara katılım gösteriyor." dedi.
Protestocuların askerin hükümeti sivillere devretme noktasında isteksiz davrandığını düşündüğünü söyleyen Orakçı, "Askerin halkın taleplerini kabul etmek dışında çok fazla seçeneği yok. Her ne kadar ayak direse de sivil geçişi gerçekleştirmek zorunda." diye konuştu.
- "Türkiye Sudan’daki gelişmelere kayıtsız kalamaz"
Orakçı, Sudan'ın tarihi, ekonomik ve siyasal açıdan Türkiye için önem arz ettiğini belirterek, "Türkiye Sudan’daki gelişmelere kayıtsız kalamaz, kalmamalı." şeklinde konuştu.
Sudan’daki yönetimsel krizin temel belirleyenlerinden birinin ekonomik kriz olduğuna değinen Orakçı, "Bu siyasal ve ekonomik krizin çözümünde Türkiye’nin ciddi rol oynaması lazım." dedi. Orakçı, ülkede bankalarda nakit paranın olmadığını, enflasyonun ve döviz kurlarının oldukça yüksek olduğunu ifade ederek, "Türkiye, ülkede demokratik geçiş konusunda ve geçiş ekonomisi programı hazırlanması noktasında Sudan'a tecrübesini aktarabilir." diye konuştu.
Askerin Sudan’da yönetimde uzun kalmasının Sudan halkına ve diğer aktörlere fayda sağlamayacağını savunan Orakçı, "Bu bağlamda, Türkiye demokratik geçiş ısrarlarını devam ettirmeli, zira sürecin bu şekilde olması herkesin hayrınadır." dedi.
Ülkedeki siyasi oluşumların geçiş hükümetine katılarak ülkeyi bir an önce kriz ortamından çıkarmaları gerektiğini belirten Orakçı, "Askerin ekonomik ve siyasal olarak çözüm geliştirme kabiliyeti yok. Bu noktada Türkiye ile Sudan konusunda inisiyatif alan kurum ve kuruluşların destek sunması gerekir." ifadelerini kullandı.
- "Türkiye’nin önceliği belirsizliğin ortadan kalkması olmalıdır"
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde Dr. Öğretim Üyesi Muhammed Tandoğan da Sudan Askeri Geçiş Konseyinin halkın taleplerine istekli davranmasının umut vadettiğini ancak halkın sivil ağırlıklı yönetim talebinin askerler açısından ciddi sınırlılık olduğunu savundu.
Ömer el-Beşir döneminde askerin kamu gelirlerinin büyük bölümüne sahip olduğuna işaret eden Tandoğan, "Dolayısıyla asker bu sürecin devamı için çaba sarf edecektir. İşte Sudan'da sivil yönetimin kurulamamasının önünde duran temel sınırlılık budur." diye konuştu.
Tandoğan, Türkiye'nin Sudan'da yaşanan olaylara karşı ilk günden itibaren itidalli duruşunu sürdürdüğünü vurgulayarak, "Türkiye’nin bu süreçte tarafı, ortak tarihsel ve kültürel arka planı, temel dış politika parametreleri ve iç yapısından da hareketle Sudanlı kardeşlerinin huzur iklimini görmek olmuştur." dedi.
Sudan’da belirsizliğin hala devam ettiğinin altını çizen Tandoğan, "Türkiye’nin önceliği söz konusu belirsizliğin ortadan kalkması ve son yıllarda imzalanan protokoller çerçevesinde 'stratejik ortaklık' olarak adlandırılan ilişkilerini sürdürmek olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.