Bir önceki yazımda, Konyanın imajı ile ilgili Konya Büyükşehir Belediyesini yaptırdığı araştırma sonuçlarını ele almış, bu konuya devam edeceğimi belirtmiştim.Araştırma sonuçlarına göre çok net bir cümle kullanmaktan kaçınmayacağım: Konyanın imajında yanlış algılamalar mevcut. Bu durum bugün oluşmuş değildir. On yıllardır süregelen yanlış izlenimler, Konyayı ülke çapında hak ettiği yere getirememiştir. Akademisyenler, Konyayı doğu ile batı arasında bir geçit noktası olarak değerlendirmektedir. Konyanın, başka şehirlerin sahip olamayacağı üç önemli avantajı bulunduğu konusunun işlenmesi gerektiğini de vurgulamaktadırlar. Bunlardan ilki Mevlana, ikincisi Dünyanın en eski yerleşim yeri olduğu, üçüncüsü ise Anadolu Selçuklularının Başkenti olduğudur.Aslında Konyanın imajının daha pozitif olması için her hangi bir olumsuz durum yoktur. Sadece her platformda tanıtılmasına, özellikle de medyanın bu tanıtımda kullanılmasına ihtiyaç vardır. Ancak bunun için, Konyanın gelişen bir şehir olduğunu vurgulayacak argümanların ön plana çıkarılması gereklidir. Her şeyden önce, şehrin fiziki yapısında yeni çalışmaların yapılması gerekmektedir. Yeri gelmişken şunu belirteyim; Konyada gecekondunun olmadığını herkes her fırsatta dile getirmektedir. Ben bu düşünceye katılmıyorum. Şehre Isparta ve Karaman yollarından girerek şöyle bir incelerseniz, büyük, düzenli yapılaşmış ve modern bir şehir izlenimi almanız biraz zordur. Gerçi Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek Ankara ve İstanbul yollarında büyük bir çalışma başlatmış ve çok güzel şehir girişler meydana getirmiştir. (Ancak Ankara yolundaki sedirlerin dikiminde bir hata mı var bilmem ama, büyük bir kısmında sararma görüldüğünü de söylemem gerekir.)Kentin fiziki şartlarının iyileştirilmesi için Ankara model olarak alınırsa, çok daha başarılı sonuçlar alınabilir. Geçenlerde Ankaraya bir toplantı için gitmiştim. Dikmendeki trafik lambasından sonra Tandoğana kadar alt geçitlerden geçerek hiçbir ışığa rastlamadım. Neden bizim kampüs yolu da böyle rahat bir trafiğe sahip olmasın ki? Belediyelerimize bu noktada büyük görevler düşmektedir.Konyanın tanıtımına üniversitemizin de büyük bir katkı vermesi gerekmektedir. Selçuk Üniversitesi, nüfusu bakımından ülke çapında ilk üçe girecek büyüklüktedir. Ancak hepimizin bildiği gibi, üniversiteler bilimsel kapasite üretme ve bilimsel yayın sayısı bakımından değerlendirmelere tabi tutulmaktadır. Konyanın tanıtımına üniversitenin katkıda bulunacağı çok geniş bir alan mevcuttur. Ayrıca sanayileşmesi ve tarım kapasitesi de elbette Konya için vazgeçilmez önem arz etmektedir. Konya imajına katkıda bulunacak bütün değerlerin, etraflıca ele alınarak en iyi şekilde kullanılması gerekmektedir. Velhasıl Türkiyede Konya İmajı Araştırması Konya için yapılmış önemli bir çalışmadır. Bu çalışma eğer tüm yönleriyle değerlendirilebilirse, Konya bir Konya daha olur. Böylece elitlerin konsensüsünün sağlandığı bir şehir olarak tüm dünyada tanınır.