Gündemi ne zengin bir ülkeyiz değil mi?
Gün geçmiyor ki yazılı medyada “bomba” bir haber yayınlanmasın.
Gün geçmiyor ki, “ şok şok, flash flash” şeklinde KJ’ler ekran altlarından geçmesin.
Ama gerçekten bu haberler bizleri şok etmiyor değil.
Türkiye’nin en büyük takımlarından birinin “şike soruşturması” yüzünden düşütüğü, düşürüldüğü durumlara bakınca daha da iyi anlıyoruz.
Başka ülkelerde bir yılda meydana gelebilecek olaylar bizde bir günde hatta bir saatte meydana gelebiliyor.
İnsanlar, kurumlar kendilerini savunmaya dahi geçemeden başka başka iddialar başka başka haberler gündemin birinci maddesi olabiliyor.
Hatta bizim bu durumumuzdan uluslar arası kuruluşlar bile etkileniyor, çoğu defa kılı kırk yararak karar verdiğini bildiğimiz Batılı kurumlar bile Türkiye’nin içinde olduğu bir konuda bir günde karar alabiliyor.
Son UEFA kararı bunun en önemli göstergelerinden biridir.
Türkiye’de zaman çok mu çok hızlı işler.
Adeta başınızı döndürür.
Dün ne söylenmişti bu gün ne söyleniyor algılamakta zorlanırsınız.
Aynı konu hakkında bir gün içinde birden fazla farklı, zıt kararlar alınabilir.
Siz bu iki zıt kararın ikisinin de doğru olduğuna hem de binlerce gerekçeyle ikna edilirsiniz. Medyada yapılan yayınlar bunun için size bolca malzeme sağlayacaktır.
Çünkü ülkemizde artık medya aynı zamanda bir hukuk tesis eder duruma gelmiştir.
Her medya ayrı bir hukuk mahkemesi gibi çalışmaktadır adeta.
Bu nedenle Türkiye’de tek bir doğru yoktur.
Türkiye’de medyanın size sunduğu binlerce doğru vardır.
Bu doğruların içinde yol aldığınız müddetçe yolunuzu bulmanız ise neredeyse imkânsızdır.