Bakan Çağlayan, İzmit'teki Hyundai fabrikasında, Hyundai i20 modelinin seri üretimine başlanması dolayısıyla düzenlenen törene katıldı. Çağlayan törende yaptığı konuşmada, "Bugüne Allah'a şükürler olsun her gün gibi güne iyi başladık. Bugün aslında benim otomobil günüm. Bugün İstanbul'da Türkiye'de ilk defa yapılan bilhassa bakan ve bakanlık olarak çok destek vermiş olduğum bir çalışma ile güne başladım" diye konuştu.
Otomotiv endüstrisinde ilk defa tasarım ve dizayn konusunda bir yarışma yapıldığını ve bundan sonra her yıl düzenleneceğini ifade eden Çağlayan, yarışmacıların aldıkları dereceye göre çeşitli para ödülleri alacaklarını söyledi.
Her sene iki gencin yurt dışına gönderilerek bütün öğrenim masraflarının bakanlık tarafından karşılanacağına işaret eden Çağlayan, "İnşallah sektörün tasarım ve dizayn kabiliyetini artırmak ve marka değerini yükseltmek için bundan sonra sektördeki önemli gelişmeleri hep birlikte izleyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Çok mutlu bir tablo ile karşı karşıya olduklarını anlatan Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin bir aynası ile şu anda karşı karşıyayız. Assan'ın Hyundai ile birlikte yapmış olduğu yatırım, Türkiye'de yatırım ortamının ne kadar önemli olduğunu, Türkiye'de yatırım yapmanın ne kadar avantajlı olduğunu, Türk işçisinin ve mühendisinin bilhassa üretim konusunda ortaya koyduğu kalitenin tüm dünyaya anons edildiği bir ortamdayız. Meseleye sadece bir yeni modelin üretimi, ilave bir kapasite artışı, ilave bir yatırım gözüyle bakarsak eksik bakmış oluruz. Bugün bir yatırımla ilave bir modelle, sadece yeni bir yatırım değil, tüm dünyada otomotiv sektörü başta olmak üzere tüm yatırımcıların adeta Türkiye'ye davet edildiği bir ortamdayız."
-"AB ülkeleri ciddi kan kaybediyor"
Ekonomi Bakanı Çağlayan, AB ülkelerinin ciddi bir şekilde kan kaybettiğini belirterek, "Hala Yunanistan'ın nereye gideceği, nasıl ve ne zaman gideceği tartışıldığı, ülke yönetiminin bir Danıştay Başkanı'na teslim edildiği Yunanistan... Eğer burada kesinlikle istememekle beraber, farklı olumsuz gelişmeler yaşanırsa, arkasından Avrupa'nın birçok ülkesinin aynı girdaba kapılacağı, dolayısıyla Avrupa ekonomisinin ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalacağı, bilhassa Yunanistan ve İspanya'da işsizliğin yüzde 23-24'lere çıktığı, genç nüfusta işsizliğin yüzde 50'lerden fazla olduğu, Avrupa ekonomisinin binde 3 civarında küçülmesinin beklendiği, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da bilhassa siyasi ve ekonomik krizin getirmiş olduğu, problemlerin hala bazı ülkelerde devam ettiği bir ortamda, şükürler olsun ki Türkiye, çok önemli yatırımları, çok önemli üretim kapasite artışlarını ve yeni istihdam artışlarını adeta dünya krizine meydan okur bir şekilde yeni yatırımlarla tüm dünyaya mesajlar veriyor" şeklinde konuştu.
"Bundan 10 yıl öncesine kadar 'Türkiye hasta' diyenler bugün oksijen çadırında yoğun bakım ünitesine bağlanmış durumda... Allah onlara şifa versin" diyen Çağlayan, şunları kaydetti:
"Biz istiyoruz ki dünyanın tüm ekonomileri sağlıklı bir yapıya kavuşsun. Ancak Türkiye bugün, sağlamış olduğu siyasi istikrarı, elde etmiş olduğu ekonomik istikrarı, özel sektöre vermiş olduğu desteği, özel sektör ve ihracat odaklı bir büyümenin getirmiş olduğu nimetleri yaşıyor. Dünyanın neresine gidersem gideyim, dünyanın her neresinden kim gelirse gelsin, şunu iftihar ederek söylüyorum ki böyle bir ülkenin Ekonomi Bakanı olmaktan, yurt dışına iş adamları ile birlikte gittiğimizde o iş adamlarımızın ay yıldızlı pasaporta sahip olmaktan duyduğu memnuniyeti yaşadığım an bu ülkenin bir ferdi olmaktan onur ve şeref duyuyorum."
-Yabancı sermaye girişi-
Türkiye'nin performansının her geçen gün yükseldiğini, istikrarı sayesinde de uluslararası yatırımlarının arttığını dile getiren Çağlayan, "Türkiye 1923-2003 arasındaki 80 yılda sadece 14,5 milyar dolar doğrudan uluslararası sermaye alan bir ülkeydi. Bugün şükürler olsun Türkiye, 2003-2011 arasında 8 yıllık süre içerisinde 80 yılda aldığı doğrudan yatırımın tam yedi katından fazlasını alarak bunun üzerine 110,5 milyar dolar daha doğrudan yatırım çekmiş. Geçen yıl 15,9 milyar dolar, bir yılda, yani 80 yılda aldığının daha fazlasını bir yılda alarak, doğrudan yabancı sermaye girişimlerinde bir önceki yıla oranla yüzde 76'lık bir artış sağlamış olan bir ülkedir. Kuşkusuz bu yatırımlar Türkiye'ye gelirken, bizim kara kaşımıza, kara gözümüze gelmiyor, Allah'a şükürler olsun ki kaşımız da gözümüz de fena değil. Bu yatırımlar Türkiye'nin bugün siyasi istikrarına geliyor" diye konuştu.
Yapılan yatırımların Türkiye'nin siyasi, ekonomik istikrarına, Türkiye'ye duyulan güvene geldiğini anlatan Çağlayan, "Türkiye'nin 75 milyon nüfusu, 29 yaş ortalaması ve Türkiye'nin mesleki becerisi her geçen gün artan, mühendisi, işçisi, emekçisinin her gün gösterdiği performansa, Türkiye'nin lojistik yapısı ve coğrafi konumuna geliyor. Bugün Türkiye'ye yatırım yapanlar sadece Türkiye'ye 780 bin kilometrekarelik bir alana veya 75 milyon nüfusa bakmıyor. Bugün Türkiye'ye gelenler, Türkiye'nin 4 saatlik uçma mesafesinde 56 ülkenin bulunduğu coğrafyaya, dünya gelirinin üçte birinin oluşturulduğu önemli bir ekonomik ortama geliyor. 56 ülkenin bulunduğu bu coğrafyada dünyanın toplam ithalatının yüzde 46'sı yani 8,5 trilyon dolarlık bir pazara geliyor" şeklinde konuştu.
2008 küresel krizinin dünyanın ekonomik bilinenlerinin altını üstüne getirdiğini, ezberlerin bozulduğunu, kapitalizmin tarifinin değiştiğini ifade eden Çağlayan, şöyle devam etti:
"İş yapma biçimi, rekabetin şiddeti ve şartları tamamıyla değişmiştir. Tüketici ve tüketim kalıpları, talepleri tamamıyla değişmiştir. Türkiye'nin içinde bulunduğu bu ortamda aslında dünyanın ekonomik ekseni kaymıştır. Bundan 10 yıl öncesine kadar dünya ekonomisinde söz sahibi olan gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere dünya ticaretinin yüzde 62-yüzde 65'ini yapardı. Yani mal akımları kuzeyden güneye giderdi. Bu gün Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeler ile gelişmiş ülkelerin dünya ticaretindeki payı hemen hemen eşit orana gelmiştir. Biliyoruz ki, önümüzdeki 10 yılda gelişmekte olan ülkeler, dünya ticaretinde yüzde 60-65'den fazla pay sahibi olacak, bu sefer tamamıyla üretim kalıpları dünya ekonomisinde söz sahibi olmak kuzeyden güneye değil, güneyden kuzeye ya da güneyden güneye olacaktır. Yani gelecek 10 yıl Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelere olacaktır. Bu ülkelerde bilhassa tüketici kalıpları değişecektir. 700 milyon, 1 milyara yakın insan düşük gelir grubundan orta gelir grubuna geçmesi bekleniyor."
"607 milyon dolarlık yatırım"
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Hyundai Assan'ın, fabrika kapasitesini artırmak için 607 milyon dolarlık önemli bir yatırım yaptığını belirterek, ''Yeni üretimler yapılıyor ve işçisini, ilave istihdamını 2 bin 389'a çıkartıyor, '2 milyar dolar da ihracat yapacağım' diyor'' dedi.
Bakan Çağlayan, İzmit'teki Hyundai fabrikasında, Hyundai i20 modelinin seri üretimine başlanması dolayısıyla düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Türkiye'de önemli bir ihracat artışı gerçekleştirdiklerini ifade etti.
''Geçen yıl Cumhuriyet tarihimizin en yüksek mal ve hizmet ticareti ihracatını gerçekleştirdik. İhracatımızı, ihracat yaptığımız pazarlardaki yangına rağmen artırabildik'' diyen Çağlayan, ihracatın yarıya yakınını Avrupa Birliği ülkelerine, dörtte birini Kuzey Afrika ve Ortadoğu'ya yaptıklarını söyledi.
Avrupa Birliği, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'nun içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi krizlerin yaşandığı bir ortamda Türkiye'nin Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamını elde etmesinin Türkiye'nin büyük başarısı olduğuna dikkati çeken Çağlayan, Türkiye'nin, Çin'den sonra dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olması yolunda ihracattan aldığı desteğin bu başarıda payının olduğunu belirtti.
Çağlayan, 40 milyar dolar hizmet ihracatı gerçekleştirdiklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
'
'Bugün artık ülkemiz toplam 436 milyar dolar dış ticaret hacmine sahip bir ülkedir. 9 yıl önce Türkiye'nin toplam milli geliri yalnızca 230 milyar dolardı. Elbette ki Türkiye'nin gelişmesinde, ihracat başarısında, üretim ve yatırım kabiliyetinin artmasında otomotiv sektörünün çok ciddi payı var. Ancak tüm uyarılarımıza rağmen maalesef ihracatımızın, üretimimizin lokomotifi olan otomotiv sektörümüz geçen yıl dış ticaret açığı vermiştir. Şimdi artık diyoruz ki, otomotiv sektörü, dış ticaret açığı veren değil, fazla veren bir sektör haline gelmelidir.
Bunun için üretimi yapımızı, teşvik sistemimizi, ihracat anlayışımızı ve üretim düşünce modellerimizi değiştirmeye karar verdik. Artık Türkiye Sayın Başbakanımızın ifade ettiği gibi, mutlaka Türkiye'de yerli marka, yerli bir tasarımı gerçekleştirecek babayiğitlerini arıyor. Hyundai'yi yürekten kutluyoruz. Assan'ı kutluyorum. Türkiye'ye güvenmiş, yatırım yapmış olan otomotiv sektörünün tamamını, eski bir sanayici olarak yürekten kutluyorum''
-''Hyundai'nin yatırımı Türkiye'nin gururu...''-
Hyundai'nin yapmış olduğu yatırımın Türkiye'nin gururu olacağını ifade eden Bakan Çağlayan, şunları kaydetti:
''Koreli dostlarımız kendileri de biliyorlar ki Türkiye onların ikinci vatanıdır. Biz de aynen Kore'yi kendimize ikinci vatan kabul etmişiz. 1950 yılında binlerce Türk Kore'nin istiklali ve istikbali için gidip Kore'de şehit olmuştur ve şehitlerimizi Koreli kardeşlerimize emanet etmişiz. Güney Kore ile beraber başlatmış olduğumuz serbest ticaret anlaşması aynen sayın büyükelçimizin dediği gibi iki bakan olarak başkan ve devlet başkanlığı huzurunda benim tarafımdan ve Koreli muhatabım tarafından imzalanmış, inşallah önümüzdeki bir iki ay içinde de tercüme yapılmış olan yeni notla birlikte imzalanacaktır. İnşallah Türkiye ve Kore arasında ticaret hacmimizi çok daha fazla geliştireceğiz.
Türkiye 2003 yılına kadar hiçbir dönemde hiçbir yıl 1 milyar dolardan fazla doğrudan yatırım almadı. Böyle bir ortamda sadece Hyundai Assan yeni yapmış olduğu bu yatırımla 607 milyon dolarlık önemli bir yatırım yapıyor. A ve B segmenti olarak tüketicinin bilhassa talebi doğrultusunda yeni üretimler yapılıyor ve işçisini, ilave istihdamını 2 bin 389'a çıkartıyor, '2 milyar dolar da ihracat yapacağım' diyor. Sizlerden Allah razı olsun kuvvetli bir şekilde sizleri bu yatırımı yapanları alkışa davet ediyorum.''