Türkiye son beş yıldır aralıksız büyüyor. Dünya büyüme ortalaması yüzde 4 bile değilken, Türkiye her yıl yaklaşık yüzde 8 büyüyor. Ekonomimiz devleşiyor. İhracatta rekorlar bir hafta bile dayanmıyor. Suriye ve İran’la iyi ilişkiler kurdu Türkiye. Birleşmiş Milletler’de daimi üyeliğe aday olabilecek çapta kendine güven geldi devletimize. Paramız kıymetlendi, işadamlarımız dünyanın dört bir yanına sanayi ürünü satmaya başladı. Bu gidişle çok kısa bir süre sonra uzaya gidecek kadar büyümeye devam ediyor…
Koalisyona gerek kalınmadan istikrarlı bir hükümet kuruldu. Batı yanlısı değil, ama batıdan daha ileri görüşleri savunan, masonların gün geçtikçe güç kaybettiği ve vatanını milletini seven, aynı zamanda da alnı iyi kötü secdeye giden insanlar yönetmeye başladı artık önemli makamları…
Kabul edilemez!
Karıştırmak lazım Türkiye’yi…
Büyümesinin önüne geçilmeli Türkiye’nin…
Bir birini kırması sağlanmalı halkın ve bir kenardan seyredilmeli…
Her zamanki gibi münafıklar devreye girmeli. Adına batı denen ortaçağ karanlığından bir türlü kurtulamamış sahte devletler dayanamaz geçmesini Türkiye’nin kendilerini…
Ama bizim yapmamız gereken aşağıdaki mesajları atmak değildir bir birimize…
Her günüm cenaze her günüm şehit, bunların sebebi bir it oğlu it. Uyan Türk evladı uyuma uyan. Otuz kupona alınmadı bu vatan, PKK’ya karşı bir damla bile olsa düşmanlığın varsa bu mesajı çevrimiçi olan herkse ilet, bu gece şehitlerimizin anısına tüm Türkiye’de eylem vardır saat 21:30’da ışıklar yanıp söndürülecektir.
Bir papaz öldü Hıristiyan oldular. Bir Hrant öldü Ermeni oldular. Bir haftada 38 şehit verdik, hangisi ‘TÜRK’ oldu? Bu mesajı canıyla, kanıyla, ruhuyla ve bedeniyle ‘TÜRK’ olan tüm gerçek ‘TÜRK’lere yolla! HEPİMİZ TÜRKÜZ, HEPİMİZ MEHMETÇİĞİZ.
Eğil kulak ver ceddine, Türk’e kefen giydirmek hangi itin haddine. Vatanımızı bölmek isteyen o itlere inat bugün verdiğimiz 16 şehidin ruhu için bu mesajı herkese ulaştır. Sonunda bu mesaj o itlere ulaşır.
Bu mesajlarla uğraşmak bizi asıl hedeften saptırmaktadır.
Türk, pala bıyıklı, önüne geleni deviren, külhanbeyi, herkesin korktuğu, vurdum mu oturtan, kibarlıktan nasiplenmemiş bir kişi değildir. Olmamalıdır. Ne dediğimize iyi bakalım…
Tam da üstüne bakın şimdi, Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi Başkanlığına seçildi. Eşi türbanlı olduğu için eyvah. Laiklik… Çağdaşlık… Kazanımlar…
Arnavutluk gibi bir ülke olmamız isteniyor dostlar…
Almanya ya da Japonya gibi olmamızın önüne geçiliyor…
Biz Türkler bu hale nasıl geldik?