ANTALYA (AA) - Türk Hematoloji Derneği (THD) Araştırma Sekreteri Prof. Dr. Meltem Kurt Yüksel, Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK) kurulduğunda 5 yılda 500 bine yakın donöre ulaşılmasının hedeflendiğini belirterek, "2019 itibarıyla 470 bin donöre ulaşılmış durumda. Neredeyse hedef geçilecek gibi görünüyor." dedi.
THD tarafından Antalya'da Belek Turizm Merkezi'ndeki bir otelde düzenlenen "11. Ulusal Kemik İliği Transplantasyonu ve Hücresel Tedaviler Kongresi" kapsamında basın toplantısı yapıldı.
Prof. Dr. Yüksel, burada yaptığı açıklamada, kemik iliği nakli için ailede uygun donör yoksa akraba dışında vericilere başvurulduğunu söyledi.
Türk Kızılayı kan bağışçılarının yaklaşık yüzde 60'ının aynı zamanda kök hücre bağışçısı olduğuna işaret eden Yüksel, "Bunun 4 basamağı var. Kızılay kan bağışçısını kabul ediyor. Laboratuvarda örnekler üzerinde çalışılıyor. Toplama ünitelerinde örnekler toplanıyor. Daha sonra nakil için hastaneye gidiyor." ifadelerini kullandı.
TÜRKÖK'ün 2015'te kurulduğunu belirten Yüksel, "TÜRKÖK kurulduğunda 5 yılda hedefi 500 bine yakın donördü. 2019 itibarıyla 470 bin donöre ulaşılmış durumda. Neredeyse hedef geçilecek gibi görünüyor." diye konuştu.
Merkez kurulduktan sonra yapılan nakil sayısının bin civarında olduğunu dile getiren Yüksel, bu sayının her yıl giderek arttığını vurguladı.
Yüksel, TÜRKÖK verilerine göre gönüllü bağışçıların yüzde 12'sinin bundan vazgeçtiğini belirterek, "Bunların nedenine bakıldığında, yüzde 50'sinin kendi isteğiyle, yüzde 25'inin tıbbi nedenlerle, yüzde 25'inin de 'annesi izin vermediğinden' vazgeçtiğini görüyoruz." dedi.
- "TÜRKÖK sayesinde çok yüksek donör sayısına ulaştık"
THD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Güner Hayri Özsan da yarım asırdan uzun süredir kemik iliği nakli gerçekleştirildiğini söyledi.
Hastanın kendinden yapılanların yanında başka bir kaynaktan gerçekleştirilen nakillerin çok büyük önem taşıdığını belirten Özsan, şöyle konuştu:
"Kardeş grubu havuzunda, hastaların ancak yüzde 30 kadarı donör bulma şansına sahip oluyor. Böyle olunca başka kaynaklar gerekiyor. Gönüllü vericilerden havuz oluşturuluyor. Bu bağlamda dünyada çok yüksek donör sayısına ulaşıldı. Ülkemizde de TÜRKÖK sayesinde çok yüksek bir donör sayısına ulaşmış olduk."
Genellikle hasta bazlı kampanyalarda vericilerin bir kısmının, sadece bu kişiye bağış yaptığını düşündüğünü anlatan Özsan, "Bu nedenle dünyanın her yerinde verici vazgeçmeleri yaşanıyor. Hayal kırıklıkları yaşanmaması ve hastaların riske atılmaması için vericilerin bilinçlendirilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
- "Mucize gibi görülmesi yanlış"
THD Genel Sekreteri Prof. Dr. Muhlis Cem Ar da hücresel tedavilerin "canlı ilaçlar" olarak düşünülebileceğini dile getirdi.
Mevcut kanser tedavisinde "standart tedavi yönteminin" halen ön planda olduğunu belirten Ar, şunları kaydetti:
"Tek başına hücresel tedaviler, standartlaşmış tedavi şekli değildir. 'Kanserin çaresi bulundu.' Tek çare hücresel tedavilermiş gibi düşünülüyor. Bunlara mucizevi gözüyle bakılıyor. Bu çok doğru bir şey değil. Bakanlığımız da bu konuda büyük çaba içinde. Hücresel tedaviler ve ileri tedavi yöntemleriyle ilgili mevzuat geliştirmek üzerinde çalışıyorlar."