Evin yıkılsın sebep
Belin bükülsün sebep,
Otuz iki dişlerim
Birden dökülsün sebep
Milli kültür ve folklorumuzun temel taşlarından bir tanesi de ‘Türkü’lerimizdir. Farkında olmadan dinleyip geçtiğimiz Türkülerimiz, terennüm yoluyla his ve düşüncelerimizin iletişimini gerçekleştirmektedir.
Zira Türkülerimiz genelde bir beldenin, bir yörenin ve o yörenin ait adetleri, mahalli şiv ve karakterleri içinde konuşturan bir san’at dalımızdır.
Türüne göre yıllar öncesine ait birçok gerçekleri ve anıları gelecek kuşaklara aktarabilmektedir.
Konya türküleri arasında ‘Kına’, ‘Ölüm’ gibi özel olaylar dolayısıyla yazılmış, yakılmış, söylenmiş ve ‘Ağıt’ diye isimlendirebildiğimiz mersiyeler de vardır.
Bu tür türkülerimizin bazılarında ‘Beddua’ niteliği taşıyanları da mevcuttur.
İşte bugün başlığa aldığımız ‘SEBEP’ adlı türkü, ‘Ağıt’ kategorisine girmektedir. Fakat ‘Beddua’ içeriği taşımaktadır.
Hal ve ahvale, zamana ve zemine göre yakılmış türkülerdendir. Segah makamındadır. Radyo ve televizyon repertuvarlarına alınmış olup zaman zaman dinlemek mümkündür.
Türkünün metni şöyledir.
SEBEP
Yine bahar geldi yollar işledi.
Nazlı yârim gurbet elde kışladı, sebep
Gözüm yaşı durmuş idi başladı.
Evin yıkılsın sebep
Belin bükülsün sebep
Otuz iki dişlerin
Birden sökülsün sebep
Sebep mezarımdan gelsin geçilsin
Güzellerin kısmetleri açılsın sebep
Ela gözlüm içlerinden seçilsin,
Evin yıkılsın sebep
Belin bükülsün sebep
Otuz iki dişlerin
Birden sökülsün sebep
İstanbul’a Cura yazdım saz geldi
Bizim göle ördek geldi kaz geldi, sebep
Meram bağlarına baha yaz geldi.
Evin yıkılsın sebep
Belin bükülsün sebep
Otuz iki dişlerin
Birden sökülsün sebep
İstanbul’a gide gele yol ettim.
Bir güzele meyit verdim kul ettim sebep
Nazlı yâri ben kendime yar ettim.
Evin yıkılsın sebep
Belin bükülsün sebep
Otuz iki dişlerin
Birden sökülsün sebep