İSTANBUL (AA) - KAAN BOZDOĞAN - Türkiye Yangından Korunma ve Eğitim Vakfı (TÜYAK) Kurucu Üyesi ve Onursal Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç, ülke genelindeki 95 bin yangının yüzde 60'ının konutlarda çıktığını belirterek, "Kayıtlara geçen yangınların yüzde 39'u sigaradan, yüzde 26'sı elektrikten çıkmış. Yüzde 7'sinin kasıtlı yangın olduğu belirtiliyor. Çocukların ateşle oynaması üzerine çıkan yangın oranı yüzde 8." dedi.
Yangın konusundaki çalışmalarıyla tanınan, Japonya'da bu alanda eğitim gören ve bir dönem İstanbul İtfaiye Müdürlüğü de yapan Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç, AA muhabirine, Türkiye'deki yangınlar ve sebeplerine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Kılıç, Türkiye'de fabrika, konut, sanayi, çöp ve orman yangınları dahil yılda ortalama 95 bin yangının meydana geldiğini söyledi.
Türkiye'de yangın vakalarının Avrupa ülkelerine göre çok daha az olduğunu belirten Kılıç, bunun küçük yangınların itfaiyeye bildirilmemesinden kaynaklandığını dile getirdi.
Kılıç, ülke genelindeki 95 bin yangının yüzde 60'ının konutlarda çıktığını vurguladı.
Yangınlarda sigara, kibrit ve elektrik faktörünün önemli olduğuna işaret eden Kılıç, "Kayıtlara geçen yangınların yüzde 39'u sigaradan, yüzde 26'sı elektrikten çıkmış. Yüzde 7'sinin kasıtlı yangın olduğu belirtiliyor. Çocukların ateşle oynaması üzerine çıkan yangın oranı yüzde 8. Daha önceleri elektrikten çıkan yangın sayısı azdı. Kişi başına tüketilen enerji miktarı arttıkça elektrikten kaynaklanan yangın sayısı da artıyor." ifadelerini kullandı.
Kendisinin rapor tuttuğu bazı yangınlarda sabotaja şahit olduğunu anlatan Kılıç, yıl içinde meydana gelen 400 fabrika yangınının yaklaşık yüzde 10'unun sigortadan para almak için kasıtlı çıkarıldığını ileri sürdü.
- Olası İstanbul depreminde yangın riski
Olası deprem durumunda beklenen yangın riskine dikkati çeken Kılıç, deprem saatinin bu riski etkilediğine vurgu yaptı.
Kılıç, kışın akşam saatlerinde meydana gelecek bir depremde yangının riskinin daha fazla olduğunu anlatarak bir taraftan deprem önlemleri alınırken diğer taraftan bu tür afet sırasında çıkabilecek yangın konusunda da eğitimler verilmesi gerektiğine dikkati çekti.
- "Kurtarma konusunda çevre illerdeki itfaiye teşkilatları da yetiştirilmeli"
Kılıç, İstanbul ve çevre illerdeki itfaiye teşkilatlarının olası depreme hazır olmadığını savundu.
İtfaiye teşkilatlarının sadece araçlara değil, insana yapılan yatırımlarla gelişebileceğini söyleyen Kılıç, "Bu gibi konularda deprem ve yangın için çevre şehirleri de yetiştirmeniz gerekiyor. Burada itfaiye zaten bir şey yapamaz. Gidemez, kendi başının çaresine bakar. Onun için de kurtarma konusunda çevre illerin de yetiştirilmesi gerekli." dedi.
Prof. Dr. Kılıç, itfaiyenin deprem sırasında olası risklere önceden hazırlanması gerektiğini, felaket olduktan sonra her şeye geç kalınabileceğini ifade etti.
İtfaiyenin eğitimiyle şehirler arası organizasyonuyla bir bütün olarak ele alınması gerektiğini aktaran Kılıç, "Şu an baktığınız zaman her ilin itfaiyesi ayrı telden çalıyor. İtfaiyenin kendi harcama yetkisi yok, kendi özerkliği yok." değerlendirmesinde bulundu.
- "Türkiye'de yangın olayı oba yönetim sistemi gibi"
İtfaiyelerin daire başkanlığı çatısı altına girmesini eleştiren Kılıç, bu alanda etkin çalışan birçok gelişmiş ülkede itfaiyelerin müdürlük bünyesinde hizmet verdiğini kaydetti.
Yangın ihbar hatlarının farklı numaralardan oluşmasına da tepki gösteren Kılıç, "Türkiye'de Alo İtfaiye hattını 110 ile arıyorsun. Orman Yangını İhbar Hattı'nı 177 ile arıyorsun. Denizin ayrı, karanın ayrı. Türkiye'de yangın olayı oba yönetim sistemi gibi. Her oba kendine ait olsun istiyor. Her obanın kendine ait telsizi var, ormanın ayrı, karanın ayrı, denizin ayrı telsizi var." ifadelerini kullandı.