TYB Konya Şubesi’nin kültürel faaliyetleri her hafta ara vermeden bütün hızıyla devam ediyor.
Geçen hafta, bendenizin düzenlediği etkinlikte, daha önce de TV programı yaptığım Prof. Dr. Hüseyin Muşmal hocam “Tarihi Dizilerde Gerçeklik Algısı” başlıklı sunumu ile son zamanlarda artış gösteren tarihi dizilerin gerçekle olan bağlantısını anlattı.
Prof. Dr. Hüseyin Muşmal hocamın konuşması o kadar akıcı, pürüzsüz, anlaşılır, verimli ve faydalı idi ki, bir yandan konuşmayı dinliyor diğer yandan da konuşmanın etkisi ile tarihteki olaylara akıp gidiyorduk.
Muşmal hocam o sunumu ile bizleri tarihimizin o muhteşem anlarına alıp götürdü ve tarihimizle, geçmişimizle, tarihte kurulan çok sayıda Türk Devletleri ile bir kere daha gurur duyduk, heyecanlandık.
Prof. Muşmal, konferansında önce örneklerle Türkiye’de akademik ve popüler tarihçilik arasındaki farkı ele aldı. Popüler ve resmi tarihçiliğinin Türkiye'deki gelişim süreci hakkında bilgi verdi.
Daha sonra, Osmanlı arşivleri ve Osmanlı vesikaları hakkında detaylı bilgiler veren Muşmal hocamız dizilere kaynaklık teşkil eden dönemlerin kaynak çeşitliliği konularını işledi.
Akabinde Türkiye'de gösterimde olan dizilerin dönemleri, konuları ve kahramanları üzerinden tarihi dizilere nasıl bakılması, izleyiciler tarafından nasıl değerlendirilmesi gerektiğini anlattı.
Muşmal hocam, tarihin dizilerden öğrenilemeyeceğini ancak dizilerin tarihi sevdirmede birer araç teşkil edebileceğini ifade etti.
Tarih öğrenmek için dizilere değil, bu konuda alanlarının uzmanı olan akademisyenlerin ürettiği yayınlara müracaat edilmesi gerektiğini vurguladı.
Gerçekten tarih dizilerden öğrenilmez ama diziler tarihimizi öyle bir sevdirirler ki, insan ister istemez tarihi öğrenmeye merak sarar ve gerçek tarihi öğrenmenin yollarını aramaya başlar.
İşte son zamanlarda TRT’ den yayınlanan tarihi diziler de bunu yapıyor.
Diriliş Ertuğrul, Payitaht Abdülhamit ve Kut’ül Amare dizileri hem Selçuklu tarihini hem de Osmanlı tarihini çok güzel işliyorlar.
Her şey bir tarafa bu dizilerde verilen mesajların, muhteşem tarihimizle birlikte inancımızı ve manevi değerlerimizi yanıltmadan, çarpıtmadan tam doğru ve en güzel bir şekilde olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz.
Daha önceki yıllarda yayınlanan dizilerde tarihimizin çarpıtıldığını ve yanlış aktarıldığını hatırlarsak şu anda devletimizin televizyonu olan TRT nin ne kadar güzel ve faziletli bir görev ifa ettiğini anlamış oluruz.
TYB Konya Şubesinin bu haftaki etkinliğinde de yine bendenizin düzenlediği ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Dekanı hemşehrimiz Prof. Dr. Kudret Bülbül’ün konuşmacı olacağı “Yeni Sistemde Nasıl Bir Bürokrasi” konusu ele alınacak.
Kendisi ile Pazar günü TV programı da yapacağım Prof. Dr. Kudret Bülbül hocam; Türkiye’nin yönetim sorunları, bu sorunların nasıl çözüleceği, daha iyi işleyen bir bürokrasi için neler yapılması gerektiği ve içimizden çıkan bazı bürokratların bizlere neden yabancılaştığı gibi konuları anlatacak.
Her hafta çok değişik konuların ele alındığı TYB Konya Şubesi etkinlikleri, adeta bir kültür bombardımanı etkisi ile devam ediyor. Her yaştaki insanımızı bu etkinliklere bekliyoruz efendim.
*** *** ***
Değerli babacığım, ailemizin 92 yaşındaki koca çınarı Veyis Ersöz, Konya’mızda ve ülkemiz genelinde tanınan, sevilen, saygı duyulan kamuoyuna mâlolmuş bir şahsiyettir.
Onun için kendisinde meydana gelen olağanüstü değişiklik durumlarında çok sayıda insanımız bilgi almak istiyor. Telefon ve sosyal medya aracılığı ile kamuoyunu bilgilendirmeye çalışıyoruz. Köşe yazım ile de okuyucularıma bilgi vermeyi görev addediyorum.
Pazartesi günü babamda aniden meydana gelen ayakta duramama ve dengesini sağlayamama problemi ile Numune Hastanesi acil servisine götürüldü.
Burada yapılan tetkikler, incelemeler ve çekilen MR (Emar) sonrasında beyinciğe pıhtı attığı teşhisi kondu ve hemen yoğun bakıma alınması gerektiği ifade edildi.
Numune Hastanesi yoğun bakımında yer olmadığı için Medicana Hastanesi Acil yoğun bakıma sevki yapıldı. Buradaki doktorlar da incelemelerden sonra aynı teşhisi koydular.
Emar’ı inceleyen doktor şunları söyledi: “Beyinciğin denge merkezine atılan pıhtı buradaki damarda 2 cm. ye yakın bir tıkama yapmış. Tıkanma büyük ve solunum merkezine yakın. İkinci bir pıhtı atma tehlikesi de mevcut. Bunu önlemek ve tıkanan yeri açmak için ne gerekirse yapacağız. Zaten ilk müdahale Numune’de yapılmış. Bir süre yoğun bakımda kalacak.”
Yoğun bakımda olduğu için kendisini sürekli göremiyoruz. Dün 3 dakikalığına görme izni verildi. Bugün de (dün) doktor Faik bey aracılığı ile telefonla konuştum.
Maşallah her gün biraz daha iyiye gidiyor. Doktor Faik bey de “her şey istediğimiz gibi gidiyor” dedi. Sanırım bugün yani bu yazımın yayımlandığı gün yoğun bakımdan çıkmış olacak.
Veyis Ersöz gibi bir babaya sahip olmamız, Rabbimizin bize bir lütfu… Bir Veyis Ersöz olmak kolay değil elbette… Böyle bir babanın evladı olduğumuz için Mevlâ’mıza ne kadar şükretsek azdır.
Elhamdülillah babamızın ne kadar çok sevilip sayıldığını böyle anlarda daha iyi anlıyoruz. İnanın durumunu sormak için arayan insanlardan gözyaşlarına boğulanlar oldu.
Şu ana kadar Konya’dan, ülke genelinden ve yurt dışından arayıp soranlar, sosyal medya aracılığı ile mesajlar gönderenler o kadar çok ki cevap vermekte zorlanıyorum. Diğer kardeşlerim de aynı şekilde…
Arayıp soran, mesajlar yazan, dualar gönderen bütün kardeşlere ve dostlara sonsuz teşekkürler ediyorum. Rabbim hepsinden ebeden razı olsun.
Ayrıca yakından ilgilenen Numune Hastanesi acil doktoru Abdullah Sapmaz ve acil uzmanı Dr. Ali Doğru ile Medicana Hastanesi nöroloji uzmanı Dr. Faik İlik beylere şükranlarımı sunuyorum.
Koca çınarımızın dualarınıza ihtiyacı var. Dualarınızı eksik etmeyin dostlar. Rabbim babamla birlikte bütün hastalara ve özellikle gazilerimize acil şifalar ihsan etsin.
Yüce Allah’ımız ülkemizi payidar kılsın, vatanımızı her türlü beladan, felâketten, işgalden, terörden muhafaza etsin. Vatan yoksa biz yokuz. Vatan yoksa hiçbir şeyimiz yok. Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.