Üç davanın sanığı albaydan "Tatbikat vardı" savunması

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı belirlenen Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davada savunma yapan sanık eski Albay Olgun, darbe girişiminden 4 gün önce aranarak, 15 Temmuz'da yapılacak tatbikat için görevlendirild

ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı belirlenen Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmanın öğleden sonraki bölümü, TÜRKSAT ve Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanlığındaki eylemlere ilişkin darbe davalarının da sanığı eski Albay Harun Olgun'un savunmasıyla başladı.

Olay tarihinde Özel Kuvvetler Komutanlığı Yurtdışı Harekatı Hazırlık Daire Başkanlığında görevli olduğunu belirten Olgun, 34 yıllık askerlik hayatının 20 yılını Özel Kuvvetler mensubu olarak geçirdiğini söyledi.

Darbe girişiminden 4 gün önce Genelkurmay Harekat Merkezinden arandığını savunan Olgun, kendisine 15 Temmuz'da Muhafız Alay Komutanlığında yapılması planlanan tatbikatta yer alacağı bilgisinin verildiğini iddia etti.

Kendisini arayan kişinin kim olduğu konusunda fikri bulunmadığını savunan Olgun, birçok kez telefonla emir aldığını, görevlendirmenin bu şekilde yapılmasının ÖKK'da rutin faaliyet olduğunu öne sürdü.

Olgun, bu nedenle icra edileceği belirtilen tatbikatı olağandışı bulmadığını dile getirerek, buna ilişkin yazılı emir almadığını, ayrıca ÖKK'daki üstlerine de gereken bilgilendirmeyi yapmadığını söyledi.

- Muhafız alayından Akıncı Üssü'ne

Darbe girişiminin yaşandığı gece emir üzerine tatbikata katılmak için Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanlığı Karargahı'na gittiğini anlatan Olgun, helikopter pistinde Özel Kuvvetler mensubu yaklaşık 15 kişiden oluşan grupla beklemeye başladıklarını kaydetti.

Bu sırada alayda görevli yarbayın yanına gelerek kendisiyle tartıştığını belirten Olgun, "Muhafız alayında bazı askerler gelip 'Yaptıklarınız yanlış.' falan dediler ama bu konu muhafız alayı davasıyla ilgili, istiyorsanız anlatayım. Bir yarbay, alay komutanı olduğunu söyledi, ben de yarbaydan alay komutanı olamayacağını ifade ettim. Kısa süreli bir elektriklenmeden sonra helikoptere bindik." ifadelerini kullandı.

Sanık Olgun, helikopterdeki grubun en rütbelisi olduğunu dile getirerek, ÖKK karargahına gideceklerini zannettiğini ancak helikopterin iniş yaptığı yerin Akıncı Üssü olduğunu sonradan fark ettiğini savundu.

Daha sonra 143. Filo'ya gittiğini, burada kimseyle irtibat kurmadığını öne süren Olgun, Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın, o saate kadar darbe girişiminden bilgisinin olup olmadığına ilişkin sorusuna, gelişmelerden kısmen haberdar olduğu yanıtını verdi.

Bir başka soru üzerine Olgun, davanın bir numaralı sanığı Akın Öztürk'ün 143. Filo'daki konuşmasına şahit olmadığını öne sürdü.

- "Bir telefonla mı bu işler oluyor?"

ABD'deki bir telefon numarasını aradığına ilişkin iddianamede yer alan tespiti kabul etmeyen Olgun, "ABD'de bir yeri aramak suç mu? Ben böyle bir yeri aramadım. Daha önce bir avukat, akıllı telefonların kendiliğinden arama yapabileceklerini açıklamıştı. 20 yıldır aynı telefonu kullanıyorum." şeklinde savunma yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın'ın, "20 yıldır ÖKK'da görevli olduğunuzu söylediniz. Daha önce muhafız alayında böyle bir tatbikat oldu mu?" sorusuna Olgun, "Evet, birçok kez oldu. Muhafız alayındaki tatbikatları ÖKK yapmıştır. Uzmanlarını ÖKK yetiştirmiştir." cevabını verdi.

Aydın'ın, "Sadece bir telefonla mı oluyor bu işler? Bu şekilde en son, ne zaman böyle bir tatbikat oldu?" sorusuna Olgun, "Bilmiyorum, ona da siz bakın ama şahsım olarak bizzat beni arayıp da böyle bir şey var denilmedi." karşılığını verdi.

Bunun üzerine avukat Aydın, "Daha önce hiç olmamış bir yöntemle tatbikata gidiyorsunuz, ÖKK'dan kimseyi arayıp durumu teyit etmiyorsunuz, 20 yıldır başınıza gelmemiş bir çağrı unsuruyla çağırılıyorsunuz. 4 gün önce 'Şurada olacaksın.' diye çağrılıyorsunuz ama bunu kimseyle paylaşmıyorsunuz. Yazılı bir emir gelmedi mi?" diye sordu.

"Bilmiyorum geldiğini, bize telefon gelir, 'Komutanın emri.' denildiğinde komutan bellidir." diyen Olgun, başka soru üzerine de kimi durumlarda tatbikatlara ilişkin önceden hazırlık yapılmayabileceğini savundu.

Sanık Olgun, mahkeme heyeti ile müşteki avukatlarının yönelttiği birçok soruyu, Muhafız Alayı davasıyla alakalı olduğu, söz konusu davada cevap vereceğini söyleyerek yanıtsız bıraktı.

Öte yandan, ÖKK karargahını ele geçirmek istediği sırada şehit Astsubay Ömer Halisdemir tarafından öldürülen Semih Terzi'ye savunmasında birkaç kez "Semih Paşa" diyen Olgun'a, müşteki sıralarında oturan izleyiciler tepki gösterdi.

- "Rehberimde olmayan biri aradı"

Sanık eski Pilot Yarbay Mustafa Bağatur da 15 Temmuz'da rehberinde kayıtlı olmayan numaradan arandığını, karşı taraftaki kişinin kendisine, "Uçuş tulumunu giyerek, Akıncı'ya gel." dediğini iddia etti.

Bu kişinin kurmay başkanı ya da Hava Kuvvetleri Komutanı adına aradığını düşündüğünü savunan Bağatur, gizlilik içermesi nedeniyle telefondaki kişiye neden çağrıldığının detaylarını soramadığını öne sürdü.

Saat 22.30'da 143. Filo'ya ulaştığını belirten Bağatur, gazinolar bölümüne geçtiği sırada asker ve sivil kıyafetli çok sayıda kişinin olduğunu, bunların aralarında tam teçhizatlı askerlerin de bulunduğunu söyledi.

Uçuş kıyafetlerini giyip filo brifing odasına gittiğini ancak burada kimsenin olmadığını, lambaların sönük olduğunu ifade eden sanık Bağatur, geç kalmış olabileceğini düşünerek yeniden gazinolar bölgesine gittiğini anlattı.

Bir askere neler olduğunu sorduğunda terör saldırısına karşı emniyet aldıklarını söylediğini aktaran Bağatur, daha sonra sanık eski üs komutanı Hakan Evrim ile karşılaştığını dile getirdi.

Bağatur, "Hakan Evrim, 'Bağatur sen ne yapıyorsun burada?' dedi. Ben de 'Bilmiyorum komutanım, çağırdılar, geldim.' dedim, Bana 'Murat Bicil'e ulaşamıyoruz, sen nizamiyesine git, girenlerin hepsini Kurmay Albay Ahmet Özçetin'e telefonla bildir.' dedi. Ben de nizamiyeye gittim, orada bir süre dolaştım, Murat Bicil'i göremedim, o da bir süre sonra geldi. Ben oradayken kimseyi aramadım. Ben de Evrim'in söylediklerini Bicil'e söyledim. O da bana 'Ben zaten Özçetin'e söylüyorum dedi." beyanında bulundu.

- "Gizlenmedim, sadece dinledim"

Daha sonra filodaki televizyondan sözde darbe bildirisinin okunduğuna şahit olduğunu anlatan Bağatur, Evrim'i sabah saatlerinde elinde silahlı kişilerle tartışırken gördüğünü iddia etti.

Kendisini yorgun ve uykusuz hissetmesi üzerine misafirhaneye giderek dinlediğini savunan sanık Bağatur, "Akıncı'da bulunmak suçmuş gibi, iddianame bunun üzerine kurulmuş. Hiçbir planlama faaliyetine iştirak etmedim, toplantılara katılmadım. Benim ve akrabalarımın ne FETÖ ne de başka bir örgütle uzaktan yakından ilgisi yoktur." iddiasında bulundu.

Çapraz sorgu sırasında hazırlık aşamasındaki ifadeleri okunan Bağatur, beyanların kendisine ait olmadığını, polislerin müdahale etmiş olabileceğini öne sürdü.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Giray'ın, "Polisler bu kadar olayı ve isimleri nasıl kurgulamış olabilirler?" sorusu üzerine Bağatur, "Ben hangi koşullarda savunma yaptığımı anlattım." demekle yetindi.

Bir müşteki avukatının, "İlk ifadelerinizle mahkeme huzurunda verdiğiniz ifadelerin büyük çoğunluğu uyuşuyor. Neden ifadelerinizin hepsine müdahale edilmemiş?" sorusuna Bağatur, "Tabii bir kısmı doğru olacak, hepsi hayal mahsülü olacak değil ya." karşılığını verdi.

143. Filo'da sanık Hakan Evrim ile görüştüğü ana ait görüntüleri izlettirilen Bağatur, ne konuştuklarına ilişkin sorulara, söz konusu görüntüleri şimdi izleyebildiğini, bu nedenle ne konuştuklarını hatırlayamadığını iddia etti.

Duruşmaya 23 Ekim Pazartesi sanık savunmalarıyla devam edilecek.

AA

Gündem Haberleri

Okulun duvarını çocuklar boyadı
Doğanşehir’de 4.9 Büyüklüğünde Deprem: Çevre İller de Sarsıntıyı Hissetti
İBB Meclisi’ne damga vuran konuşma: Gök kubbeyi başınıza yıkarız
3 renkli taban makinesi AYSAF'ın ilgi odağı oldu
Boğaz’daki kaçak villanın son hali havadan görüntülendi