Almanya'da doğan, gelişen ve okuyan bir başkanın konuşmasında daha dikkatli olmasını beklemek bir Konyalı olarak hepimizin hakkı olsa gerek, diye düşünebilirsiniz. Hitabetiyle, üslubuyla, cümleleri seçiciliği ile etkileyici ve çekici olunmalı demekte hakkınız. Ne profesörler vardır kürsüye çıkınca üç beş kelime edemez. Nice hatipler vardır ki mikrofonu aldımı herkesi dindirir. Bu bir Allah vergisidir. Olmadı mı olmuyor. Zorlamanın da anlamı yok. Az konuşup sukut etmek en hayırlısı.
Kabullenmekte kabul görmekte insanın kendisiyle alakalıdır. Markete alışverişe gitmiyorsun ki kardeşim bir alana bir bedava olsun. Hatta yüzde elli damping de uygulanmıyor. Milyoncu değil ki orası. Bir taraf beş yüz, bir taraf bir milyon. Her neyse, bunlarla gündem yeterince meşgul edildi zaten. Ağır Fenerbahçe yenilgilerinden sonra futbolcular üzerinde hareketlilik beklerken sağ olsun başkan devreye girerek futbolcuları kurtardı.
Trabzon maçından ders almayan Konyaspor takımını aynı kurgu ile sahaya yayılmış gördüm. Uzun toplarla skor değiştirmeyi kafasına koyarak maçın bitmesini beklerken, takımın iyi oyunundan bahseden bazı yorumcuları da şaşkınlıkla izliyorum. Yaa kardeşim o sahada kimler puan almadı ki… Sen kalkıyorsun yenilgiye kılıf arıyorsun. Yok iyi oynadık, yenilgi hakkımız değildi. Kırk beşte gol yemeseydik gibi bir sürü laf salatası…
Hocamızda kalkıp bu mevsimde transferden bahsetmez mi… Ey güzel Allahım ey. Ne demeli bilemiyorum. Özden’in yediği golleri herkes bahsetti. Ben bunları bahsetmeyeceğim. Altı pasın içerisinden de yedik, beşlikten de yedik, çamaşırda astık. Neyinden bahsedeyim ki. Benim dikkat çekmek istediğim konu farklı. Biraz Özden’den bahsedeceğim. Özden de bir sıkıntı var ya hayırlısı. Ben bunu Trabzon maçında da gördüm. İsteksizlik mi desem, aşırı güven mi desem anlayamadığım bir şeyler var o çocukta. Hocalar daha iyi bilirler ama o çocuğu bir tatile mi göndermeli ne yapmalı bilmiyorum. Tek bildiğim Özden’in dinlendirilmesi. Bir daha hatalı gol yerse kalecimizi kaybederiz. Dikkat diyor ve hocalarımızı uyarıyorum. Bir çift lafım da sevgili Nurullah hocaya. Sayın hocam milattan önceki sistemini maç oynanırken uzun oynayın (şişirin) telkinlerin yeni jenerasyon hocalar arasındaki ismine gölge düşürüyor. Ben işin taktiğini tüktüğünü anlamam ama sistemin bir yerlerinde arıza görüyorum.
Nihayet zorlu periyotların sonuna geliyoruz. Bundan sonra ne olur biter bilemem. Unu eledik eleği astık bundan sonra bizi fazla ilgilendirmiyor mantığı ile oynamaya devam edersek ve her maç sonunda farklı farklı mazeretler üretirsek taraftarların güvenini kaybedersiniz. İnandırıcılığımız kalmaz. Her maça aynı ciddiyetle asılmalı güzel futbol ve güzel sonuçlar almalıyız. Galatasaray maçının da zor geçeceğini düşünerek dikkatli olunmalı sağduyulu davranmalıyız.