11 yıldır devam eden, benim de 8 yıldır aralıksız bizzat takip ettiğim Ufuk Turu Toplantılarının bu yıl ki konusu “Küresel Hareketler ve Sivil Toplum” idi. 11. Ufuk Turu Toplantıları da, geçmiş yıllarda olduğu gibi verimli, faydalı, ufuk açıcı, derinlik kazandırıcı, misyon yükleyici ve vizyon hedefleyici bir mahiyette geçti.
Konya’nın önder olduğu ve 110 Sivil Toplum Kuruluşu’ (STK) nun katıldığı bu büyük organizasyonun açılışından kapanışına kadar her anını, her dakikasını izlemeye ve takip etmeye değer buluyorum.
Toplantılarda, konuşmacılar tarafından verilen önemli bilgilerin yanı sıra, yüzlerce STK temsilcisi ile buluşma, tanışma ve kaynaşma ile kardeşlik havasının doyasıya teneffüs edilmesi bile bu organizasyonun güzelliğini ortaya koymaktadır.
Giderken heyecan içerisinde olmak, toplantıların devam ettiği günlerde yine aynı heyecan ve isteği devam ettirmek, ayrılırken de büyük bir üzüntü duymak ve gelecek yıl ki toplantıları o andan itibaren iple çekmeye başlamak da, yine bu programların verimliliğini ortaya koyan bir başka güzellik yansımasıdır.
Ufuk Turu Toplantıları; dünyanın hangi bölgesinde olursa olsun tüm mazlumların sesinin duyurulduğu, onların yanında olunduğunun haykırıldığı, mazlumlara destek verildiği, tüm zalimlere de tepki verildiği, tavır konulduğu, lanetlendiği ve de yapılan zulümler karşısında mâşeri vicdanın harekete geçmeye çağrıldığı toplu ve güçlü bir yürek olmuştur.
Ufuk Turu; Türkiye öncülüğünde medeniyet değerlerini paylaşan ülkelerle bir araya gelinerek yeni bir medeniyet inşa etmenin yollarının gösterildiği Anadolu insanları birliğidir.
Ufuk Turu sadece kendimizi ve çevremizi değil, bugünkü dünya düzenini değiştirme hedefinin de gösterildiği ve “dünyayı değiştirme hedefimiz olmayacaksa, Allah bizi bu dünyaya neye gönderdi?” diye haykıran mücahitlerin toplanma merkezi olmuştur.
Ufuk Turu, “Mısır'daki darbeyi ve Suriye’deki katliamları destekleyenler, Türkiye'de olan bütün darbeleri de destekleyenlerdir” denilerek zulüm altında inleyen tüm Müslümanlara el uzatılan, onların derdi ile dertlenilen birlikteliktir.
"Dünya bize musahhar, Mazlumlar bize yar, Ah edilen yer bize diyar, Bizar bırakanlar bize ağyardır” gibi edebi, anlamlı ve şiir gibi cümleler ile dinleyenleri hayran bırakan bir ortam olmuştur Ufuk Turu…
Ufuk Turu, “Yönetimler STK’ları değil, STK’lar yönetimleri yönlendirmelidir” sözü ile hiçbir STK’nın yöneticilerin oyuncağı olmayacağı mesajının verildiği güçlü bir sivil toplum merkezidir.
Ufuk Turu; “Mü’minin amacı Allah’a ulaşmaktır ama bazı cemaatler Allah’a değil, paraya, ticarete, dünya işlerine yani menfaate yakın oldular ve oralara ulaştılar. Bu durum cemaatlerin asli görevlerinin dışına taşmasından kaynaklandı ve yakın zamanda görülen sivil darbe girişimi gibi yanlışlıklar ortaya çıktı” mesajı ile STK’ ların asli görevlerinin ne olması gerektiğini de belirleyen ve ülkemizde faaliyet yapan her kesimin yetkisinin sınırlı olduğunu hatırlatan sivil toplumun en üst yapılanmasıdır.
Ufuk Turu; “Küreselleşme’ adı altında dayatılmak istenen ve bizim toplumsal yapımıza, kültürümüze, inancımıza ve değerlerimize aykırı uygulama ve politikaları kabullenmek zorunda değiliz” açıklaması ile duruşunu ve amacını net bir şekilde ortaya koyan ve sonuçta şu önemli mesajların verildiği fikir belirleme ve güç birlikleri merkezidir.
-Tarihsel ve kültürel mirasımızın bizlere sunduğu imkânları ve onların korunmasını son derece önemsemekteyiz. Bu değerlerimizin muhafazası için yapılan bütün çalışmaların takipçisiyiz.
-Ülkemizde Toplum ve Siyaset Mühendisliği yapma gayretlerini dikkatle takip etmekteyiz. Bir yerlerde planlanarak bizlere servis edilmek istenen bu mühendislik girişimlerini rahatsız edici bulmaktayız.
-Bürokratik ve toplumsal irade karşıtı grupların ülkemizde tesis etmeye çalıştığı vesayetçi anlayışa karşı STK’lar etkin rol alma kararlılığındadır ve STK’lar temel referanslarımıza bağlı kalarak medeniyet değerlerimizin taşıyıcısı olmaya devam edecektir.
Konya STK’ları İcra Heyeti Başkanı Latif Selvi başta olmak üzere Ufuk Turu Toplantılarının düzenlenmesinde emeği geçen STK’ların tüm yöneticilerine ve organizatör görevini eksiksiz yerine getiren Adem Seleş kardeşime teşekkürü bir borç bilirim. Mutlu yarınlar efendim.
NOT: Soma’da meydana gelen ve milletimizi derinden yaralayan büyük acıda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı, yaralılara acil şifalar dilerim. Allah İslâm milletini her türlü felâketten korusun.