Uğrunda ölürüm derler, uğruna öldürüverirler!

Adem Alemdar

Bu hafta yazmayı planladığım bir kaç konu vardı, ancak son anda bu konularla ilgili yazımı ertelemenin daha iyi olacağını düşündüm ve epeydir beklettiğim ibretlik bir hikayeyi belki okumayanlar vardır diye köşeme almaya karar verdim. Rahmetli Adnan Menderes'le ilgili bu dehşet hikayeyi okuduktan sonra gözünüzü kapatın ve günümüzle kıyaslayın...

Bugün Cumhurbaşkanımız için şiirler yazan, methiyeler döktüren, öl de ölelim sloganları atanların yarın karşısına dikilip en aşağılık cümleleri kurmayacağına, onun hayatına kast etmeyeceğine kim garanti verebilir!

Hadi lafı fazla uzatmadan şu aşağıdaki yazıyı okuyalım...

...

Tarih 17 Şubat 1959...

Adnan Menderes'in de içinde bulunduğu THY uçağı, Londra'da inişe geçtiği sırada düşer..

Uçaktaki 21 kişiden 14’ü hayatını kaybetmiştir...

Kurtulan 7 kişiden biri de Adnan Menderes'tir..

Türkiye'ye dönüşünde Sirkeci Garında büyük bir devlet töreni ile karşılanır Menderesi Karşılayanlar arasında CHP Genel başkanı İsmet İnönü bile vardır ama...

En ilginç olay bundan sonra...

Adnan Menderes perona ayak bastığında insanlar yüksek boyutlu bir dalga gibi gidip gelirler..

O sırada kalabalığı eline bıçakla yaran bir adam ensesinden tuttuğu beş-altı yaşındaki bir erkek çocuğunu Başbakan'ın ayaklarının dibine yatırır...

Herkesin şaşkınlıktan kanı donmuştu…

Bu adam, Menderes'in şaşkın bakan gözlerinin içine diktiği gözlerini devirerek: "Seni bize ALLAH bağışladı. İzin ver oğlumu senin için ALLAH'a kurban edeyim" diye bağırır...

Adamla Menderesin bakışmaları esnasında adam bir an şaşkınlığa düşünce, onun bu şaşkınlığını fırsat bilen emniyet görevlileri yetişir ve çocuğu adamın elinden kurtarırlar.

O olaydan tam 18 ay sonra...

Takvimler 17 Eylül 1961'i gösterdiğinde...

Adnan Menderes idam sehpasının merdivenlerini çıkar, titrek adımlarla…

Ölümle yaşamı birbirine bağlayan sandalyenin konduğu masanın ayakları, olması gerekenden daha yüksek...

Cellât gelip… Menderesin ayaklarının altındaki sandalyeyi çeker, tam sekiz dakika sürer...

Şimdi gong!...

Adnan Menders'in ayaklarının altındaki iskemleyi çeken adam kimdi biliyor musunuz?..

Bilmeyenler için söyleyeyim:

Sirkeci Garında çocuğunu Menderes için kurban etmek isteyen adamdı: Üsküdarlı gece bekçisi Kara Kemal (Ayson)...

İnsanoğlu ne yazık ki budur...

 

---------------------------------------------------------------------

Cennet garanti edilse kim hemen ölürüm der!

Bir araştırma şirketi çıkmış sokağa ve halka anket ayağıyla bazı sorular sormuş. Sorulardan birisi "bugün ölürseniz cennete gireceksiniz diye kesin bir bilgi olsa ne yaparsınız?" Cevaplayanlardan sadece yüzde 15'i hemen ölürüm demiş...

Düşünebiliyor musunuz, eninde sonunda ölünecek, herşey bırakılıp gidilecek, ama peşin peşin cennet verilse giderim diyenlerin sayısı bu kadar!

Peki size sorulsaydı ne derdiniz!

Şu yeni mağazayı açayım, kuruma bi müdür olayım, arabayı yenileyeyim, kiradan kurtulup bi ev alayım, çocukları evereyim de ondan sonra mı derdiniz. Ya da çıtayı biraz düşürelim; doya doya bi etliekmek yiyim de ondan sonra mı!

Hangi dünyalık menfaat böyle bir müjdeyi görmezden getirtebilir ki! Oysa böyle bir ihtimal bile yokken...

Basit bir özür dilemekle hayatta kalabilecekken şehit olup cennete gitmeyi arzulayan Seyit Kutup'u hatırlatmak isterim. Gerek tefsiri, gerekse Yoldaki İşaretler, İslam'da Sosyal Adalet gibi kitaplarıyla sadece Arap dünyasını değil, bütün İslam Dünyasını etkileyen Kutup, Mısır'da İhvan Hareketinin önemli fikir adamlarındandı. Ama aynen şimdilerde olduğu gibi, Mısır'da iktidarda olan Arap Sosyalist milliyetçisi Cemal Abdunnasır, kendisini destekleyen dış güçlerin de yardımıyla İhvana komplo kurdu. Binlerce insan Guantanamo'yu aratmayan hapishanelerde akla hayale gelmedik işkencelere maruz kaldılar. Seyyid Kutup'un üzerine de defalarca eğitilmiş köpekler salıp yaralanmasına sebep oldular. Ellerini ayaklarını bağlayarak aç ve susuz bıraktılar. Gözleri önünde Kız kardeşi Nefise hanımın oğlunu işkence ile öldürdüler. Diğer kız kardeşi Emine Hanıma da olmadık eziyetler yaptılar. Seyyit Kutup mide ve barsak kanaması dâhil pek çok hastalığa yakalandı. Bütün bu işkenceleri Abdunnasır'dan özür dilemesi için yapıyorlardı.

Kız kardeşi Hamide Kutup onun yaşamasını çok istiyordu. Onun aracılığı ile kendisiyle pazarlık yapmaya başladılar. "Şimdiye kadar sarf ettiğim söz ve davranışlarımda yanılmışım, Cumhurbaşkanı Abdünnasır'dan özür diliyorum" diyecek ve serbest bırakılacaktı. İstedikleri bundan ibaretti. Kız kardeşi Hamide Kutup teklifi kendisine iletti. Üstadın cevabı çok açık ve netti:

"Eğer adil bir yargılama ile idama mahkûm edilmiş isem affedilmem zaten haksızlık olur. Ama batıl kanunlarla zalim bir karara kurban gidiyorsam, zulme uğruyorum ve bu kararı verenler zalimdirler demektir. Benim inancım, zalimlerden af ve merhamet dilememe müsaade etmez." Nihayetinde 29 Ağustos 1966'da Seyyid Kutup dava arkadaşları Abdülfettah İsmail ve Muhammed Yusuf ile birlikte idam edildiler.

Mısır’da 2013’te darbeyle iktidardan uzaklaştırılan Müslüman Kardeşler’in (İhvan) Rehberlik Konseyi’nin eski başkanı 89 yaşındaki Muhammed Mehdi Akif , hapiste hayatını kaybetti. Sisi'nin kulları, gece yarısı defnedilen Mehdi'nin cenaze törenine; avukatı, eşi, kızı ve torunu olmak üzere sadece 4 kişiye izin verdiler...

Allah yolunda sapmadan yaşayan ve Allah yolunda iken dünyadan göçenlere rahmet diliyorum. Dünya geçicidir, uzun yaşasanız bile bir gün bitecektir vesselam...

Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.