Akşam gazetesi, çalıştıkları kurumlarda tutunamayan, sürekli kovulmaları ile ünlenen iki ismi bir araya getirdi. Bekir Çoşkun ve Emin Çölaşan...
Özlem Akarsu Çelik imzalı haberde iki köşe yazarı için "Lafı dolandırmadan küt diye söyleyen, her dönemin muhalif yazarı olmayı başaran, 'Cumhuriyet'in yılmaz savunucuları' ve tüm eleştirilere rağmen medyanın son çeyrek yüzyılına damgasını vurmuş iki isim" ifadeleri dikkatlerden kaçmazken, "iki iyi dost" olarak yansıtılan Çölaşan ve Coşkun'un bir birlerine hitap şeklinden dostluğun derecesi tüm çıplaklığı ile gözler önüne seriliyor.
İşte röportajın o bölümü ve "iyi dost"ların bir birlerine hitap şekli:
BEKİR'E İLK KEZ BOZULDUM
- Bekir Coşkun Cumhuriyet'e başlayınca arayıp hayırlı olsun dediniz mi?
B.C. Aramadı, küstü. Ben onu aradım, 'utanmıyor musun, düşmanlarım bile arıyor' dedim.
E.Ç. Söylesene ne dediğini Bekir! (gülüyor) Aradı, küfretti. 'Ulan p..t* beni niye aramıyorsun' dedi. Bunu aynen yaz.
B.C. Aynen böyle dedim.
E.Ç. Bekir'in Sözcü'ye gelmesini istedim. Hepimiz aradık, bastırdık, olmadı. Bana sorarsan Sözcü'de olmalıydı. Bekir'e hayatımda ilk kez bozuldum. Kendi kararıdır, saygı duymak lazım, hayırlı olsun.
***
*TDK sözlüğünde Puşt: a. kaba 1. Eş cinsel erkeklerin cinsel zevklerine hizmet eden sapık erkek. 2. ünl. Ağır ve kaba sövgü sözü. 3. sf. Güvenilmez, kalleş.