Endonezya’da Uluslararası Aile Konferansı
İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB)’nin organize ettiği bir sempozyum. Tarih 8-9 Mayıs 2011. 20 kadar ülkeden 50 den fazla katılımcının katıldığı iki gün süren bir sempozyum. Yer, Endonezya’nın ikinci büyük şehri Bandung, konu İslam Dünyasında Aile ve problemleri. Endonezya, Türkiye, Malezya, İran, Pakistan, Türkî Cumhuriyetler, Balkanlar ve Ortadoğu’dan kadın erkek pek çok müslümanın katıldığı bir güzel toplantı.
İslam Dünyasının En büyük ülkesinde, ümmetin en temel kurumu aileyi konuşma için buradayız. Hamisi Yüce Allah, Reisi Hz. Peygamber, Rehberi Kur’ân olan bir buçuk milyarlık bir ailenin temsilcileri olarak buradayız Elhamdülillah.
Müslümanların dertleriyle dertlenen, Müslümanların problemlerini gören ve bu problemleri çözmek için dernek, vakıf kurarak bir şeyler yapmak için çırpınan insanların katıldığı bir organizasyon.
İnsanın olduğu her yerde problem var, problemin olduğu her yerde de bir şeyler yapmak isteyen insanlar var. Her bölgede Müslümanlar bir şeyler yapıyorlar ancak yapılanlar yetersiz, daha yapacak çok işimiz var. Müslümanlar için, insanlık için ve Allah için yapılacak o kadar iş var ki. Evet, vaktimizden çok işimiz var Müslümanlar olarak bizlerin. Fakirlik ve cehalet salgını, coğrafyada cirit atan misyonerler salgını, batıl inanç ve tarikatlar salgınına karşı yapılacak o kadar iş var ki!
İki gün süren toplantıdan kayıtlarıma düşen notları sizlerle paylaşıyorum:
Yüce Yaratıcı, erkek ve kadını birbirleri için, birbirlerini tamamlamak için yaratmıştır. İnsanlık aile ile başlamıştır. Âdem, Havva’sız olmamış, Havva’da Âdemsiz.
İnsanlık dini İslam’da aile, Allah’ın emri, Peygamberin kavliyle kurulur, bu ruhla yaşar, vuku bulacak problemler bu ruhla çözülür. Bu yüzden ailenin kuruluşunda olduğu kadar, varlığını sürdürmesinde de dinî ölçü ve yaptırımlar son derece önemlidir.
Aile bir ağaç, bir çiçek gibidir. Uygun olan zaman ve zeminde kurulmalı, ihtiyacı olan bakım itina ile yapılmalı, zarar verici unsurlardan özenle korunmalı, sökülüp atılması gerekiyorsa kimseye zarar vermeden usulüne uygun olarak sökülmeli. Bu yüzden Kur’ân’da aile yuvasının kuruluşu ve yaşatılması ile ilgili onlarca ayet yer alırken, çarelerin tükendiğinde aile yuvasına son verilmesi gerektiğinde usulüne uygun boşama kurallarını belirleyen ayetler de yer alır. Bu konuda bir Kur’ân suresinin ismi Talak suresidir.
Yapılan araştırmalara göre dini bilen ve onu en iyi yaşayan aileler, en az sorunlu ailelerdir. Bu yüzden din eğitimi son derece önemli ve gereklidir.
Batıda sanayileşme ile birlikte sosyal problemler çoğaldı ve bunlardan en fazla aile nasibini aldı. İslam Dünyasında sanayileşme geç oldu, sosyal problemler de az oldu. Hala İslam dünyasında aile, en önemli ve en güçlü kurum. Hiçbir kurum ailenin alternatifi olamaz ve onun yerini tutamaz.
Güçlü toplum, güçlü ailelerden oluşur. Güçlü aile ise, güçlü ve donanımlı bireylerden oluşur. Güçlü kadın, ekonomik güçlülükten ziyade, anne ve eş olarak güçlü ve donanımlı olan kadındır. Analık kurumunu yok sayan çevreler, kadını fiziksel özellikleri ve matematiksel ölçütleriyle değerlendirir olmuşlardır bugün.
Barış dini İslam’ın temsilcileri olarak neden coğrafyamızda barışı tesis edemedik? Meşveret dini bizim dinimiz olduğu halde, neden meşveret toplumu olamadık? Dinimiz çalışmayı, üretmeyi, gelişmeyi emrettiği halde, neden gelişmedik? Bu soruların çözümüne aileden başlamaylıyız.
Dinimiz asla çocuk, yaşlı, özürlü kimseleri, problemli eşleri sorun olarak görmez. Bunları emanet, sınav aracı nimet olarak görür.
Toplumumuzda evlilik yaşı hıza yükseliyor. Pek çok genç variyetim yeterli değil, çocuğum olursa bakamam/yetiştiremem endişesiyle evlenmekten korkuyor. Oysa Yüce Allah, evlenenler fakir iseler Allah onları zengin kılacaktır buyuruyor. Günahlardan korunmak için, dini bütün yaşamak için şartlar oluşunca evlenmek gerekir. Bunun için etkili ve yetkililer evliliklerin yolunu açmalı, teşvik etmeli ve evliliği kolaylaştırmalıdırlar.
Batı kültüründe hakları merkeze alan bir anlayış hâkimdir. İslam kültüründe ise vazife ve sorumluluklar merkezdedir. Bu anlayışta haklar zaten mevcuttur. Batıda özgürlük dinden/Allah’tan uzaklaştıkça artar. İslam’da ise dine/Allah’ yaklaştıkça özgürlük artar.
Ailede kadın erkek eşitliği yerine, karı-kocanın birbirini tamamlayan kimseler olmasına vurgu yapılmalıdır. Bir Arap özdeyişine göre, bir kız babası kızını gelin ederken şöyle nasihat eder: Kızcağızım, sen kocanın cariyesi ol, kocan da senin kölen olsun.
Sonuç bildirgesiyle sempozyum sona erdi. Toplantı sonucu görüldü ki Müslümanların sık sık bir araya gelmeye, birbirlerinin birikim ve fikirlerinden yararlanmaya, hayırlı işlere birbirlerini teşvik ve tahrik etmeye şiddetle ihtiyaç vardır.