Konya’nın Beyşehir ilçesinde bir besici, geçtiğimiz yıllarda kurdukları çiftlikte küçük ve büyükbaş hayvanın yanı sıra kaz ve yaban ördeği de yetiştiriyor. İşletme bölümü mezunu üniversiteli besici, hayvanlarını daha iyi bakabilmek için iki yıllık laborant ve veteriner sağlık bölümünde öğrenim görürken, sonrasında ziraat mühendisliği okumayı hedefliyor.
Beyşehir Gölü’ne kıyısı bulunan Yeşildağ Mahallesi'nde besicilik yapan 38 yaşındaki Adem Gökoğlan, İskele mevkisi yakınlarında kardeşleriyle birlikte sahip olduğu çiftlikte çok sayıda koyun, kuzu ve sığırın yanı sıra kaz ve yaban ördeği de besliyor.
Çiftlikteki yetiştirdiği hayvanların çobanlığını yapan, beslenmesi, bakımı ve sağlığı ile de yakından ilgilenen işletme mezunu üniversiteli Adem Gökoğlan, aynı zamanda beslediği hayvanlar hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilmek için iki yıllık laborant ve veteriner sağlık bölümünde de öğrenim gördüğünü belirtti.
Buradan mezun olduktan sonra da ziraat mühendisliği okumayı hedeflediğini anlatan Gökoğlan, "Kaz, yaban ördeği, küçük ve büyükbaş hayvan yetiştirdiğimiz çiftlikte bu işleri yürütürken ben daha çok çobanlık ve veterinerlik bölümüyle ilgileniyorum. Kardeşlerim ise işin diğer bölümlerinde mesai harcıyor. Bu çiftliği küçük ve büyükbaş hayvancılık yapmak amacıyla kurduk ama hobi amaçlı olarak geçen yıl kaz da satın aldık. Şimdi ise üreyerek sayıları 5 iken 25 kadar oldu. Kazlar arasında yabani ördeğin evcilleştirilmişi diyebileceğimiz pekin ördeği de var. Zevk için aldık ama nüfusları giderek artıyor. Çiftliğimizin hemen önünde beslenmelerinin yanı sıra sürekli içinden çıkmadıkları doğal ortamda su imkanı da var. Kış şartları zor olsa da hepsine yetişmeye çalışıyoruz. Kazlar insanlara çok yatkın, ‘gel’ diye çağırdığımızda geliyor, ‘git’ dediğimizde ise gidiyor. Aramızdaki iletişim çok iyi. Hayvanlarımız buradaki küçük doğal göletten suyunu içiyor. Kazlar ve ördekler ise sabah akşam hep suyun içindeler. Burada kazların arasında yetiştirdiğimiz yaban ördeğini ise bir yerden aldık. Yabani ördeğin evcilleştirilmiş türü bunlar, insanlara alışmış hali. Hobi için aldım, o da üredi ama kazlara benzemiyor. İnsana biraz yabani, kazlar gibi değil” dedi.
Çiftlikte yetiştirdikleri küçük ve büyükbaş hayvanlarla ilgili bilgiler de veren Gökoğlan, şunları kaydetti:
“Çiftliğimizde 500 civarı küçükbaş var. Küçükbaşlardan 100’ü kuzuladı, daha da kuzulayacak olanlar var. 500 küçükbaşın yarısına yakını anaç, geriye kalanlar ise geçen senenin kuzuları. 70 kadar da büyükbaş var. Onların da 30-35’i anaç, buzağısı olacak. Diğer kalanları ise evvelki senenin buzağıları. Kış şartlarında zor olsa da yazdan samanını yemini kattığımız için beslenmeleri konusunda herhangi bir sorun yaşamıyoruz. Kar yağdığında yayılıma salamıyoruz ama suyunu hemen yanımızda bulunan küçük göletten sağlıyoruz. Sulama için çıktıklarında gezeleyip dolaşma imkanları oluyor. Günde üç kez suluyoruz. Diğer besihanelerden burası bazı avantajlara sahip. Suyunun sıcak olması, köyle iç içe olmaması, dağlık alanda olması nedeniyle özellikle bahar ve yaz döneminde imkanlarımızın çok iyi olduğunu düşünüyoruz.”