ÜSLUB¬-U HAKİM -1

Adem Uysal

Konuşanın başkasına söyleyeceği sözü ve edeceği sızlanışı nefsi için söylüyormuş gibi beyanda bulunmasına edebiyatta üslub-u hakim derler ki, maksat muhatabı kızdırmaksızın mütenebbih kılmaktır. Öyle ki; maksat ve/veya beklenti maksimum düzeyde husule gelmiş olsun .Kur’an-ı Kerim de ve Sünnette bu üslubun örneklerini bulabiliyoruz. Kur’an-ı Kerim de Sere-i Yasin de Habib-i Neccar’ın Antakya ahalisine karşı kullandığı üslubu misal olarak verebiliriz.(Sure-i Yasin:22-25)

  Burada üslub-u hakim’i vuzuha kavuşturucu yaşanmış  misaller getirelim. Merhum Mısırlı alim Şaravi anlatıyor: Heyecanlı aşırı gençlerden biriyle tartışıyordum, sordum:

-İslam ülkelerinden birinde bir gece kulübünü havaya uçurmak helal mi yoksa haram mı?

-Genç:

-Elbette helal ,onları öldürmek caizdir.

-Şaravi: Onlar Allah’a karşı günah işlerken siz onları öldürürseniz cennete mi yoksa cehenneme mi giderler?

-Tabi cehenneme.

-Öyleyse siz şeytanla aynı hedefi paylaşıyorsunuz. Onunda amacı insanları cehenneme sokmak!

Şaravi o gence şu hadisi hatırlatır:

Bir Yahudi geçerken Rasulullah (SAV) ağlamaya başlar. Derler ki:

-Seni ağlatan nedir ya Rasulellah?

Der ki;

-Fırsatı kaçırdı,ateşe gidiyor.

Burada da görüldüğü gibi başkasının derdini dert edinmek asaletin ve üslub-u hakimin gereğidir.

Bir de asr-ı saadetten misal verelim:

-Ebu Derda Hazretleri Şam da kadılık yapıyordu. Bir gün şehri dolaşırken halkın kötü ve ağır sözlerle bir günahkara hakaret ettiklerini gördü. Onlara sordu:

-Siz kuyuya düşmüş bir adam görseniz ne yaparsınız? Oradakiler:

-İp sarkıtır kurtarmaya çalışırız! Dediler:

Bunun üzerine Ebu Derda Hazretleri:

-O halde bu günah kuyusuna düşmüş bu adama niçin merhamet etmiyorsunuz? Ona da kurtuluşu için bir ip hazırlayıp içine düştüğü bu felaketten kurtarmaya baksanıza! Dedi.

Birisi sordu:

-Allah Teala günahkarları cehennem ile tehdit ederken siz bu günahkarlara düşmanlık duymuyor musunuz?

Rasulullah (SAV)’in terbiyesinde yetişmiş bu güzide sahabe bu suale şöyle cevap verdi:

-Evet düşmanlık duyuyorum; fakat ben onun şahsına değil, yaptığı çirkin fiillere düşmanım.

Hz. Mevlana’nın yaratandan dolayı yaratılana duyduğu sevgi, şefkat ve muhabbetin derinleştiği hissiyat ile Rabbine olan münacatı yine bu meyanda oldukça manidardır:

‘’Rabbim! Eğer senin merhametini yalnız Salihlerin ümit etmesi gerekiyorsa, mücrimler gidip kime sığınsınlar? Selam ve dua ile…

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.