Konuşanın başkasına söyleyeceği sözü ve edeceği sızlanışı nefsi için söylüyormuş gibi beyanda bulunmasına edebiyatta üslub-u hakim derler ki, maksat muhatabı kızdırmaksızın mütenebbih kılmaktır. Öyle ki; maksat ve/veya beklenti maksimum düzeyde husule gelmiş olsun .Kur’an-ı Kerim de ve Sünnette bu üslubun örneklerini bulabiliyoruz. Kur’an-ı Kerim de Sere-i Yasin de Habib-i Neccar’ın Antakya ahalisine karşı kullandığı üslubu misal olarak verebiliriz.(Sure-i Yasin:22-25)
Burada üslub-u hakim’i vuzuha kavuşturucu yaşanmış misaller getirelim. Merhum Mısırlı alim Şaravi anlatıyor: Heyecanlı aşırı gençlerden biriyle tartışıyordum, sordum:
-İslam ülkelerinden birinde bir gece kulübünü havaya uçurmak helal mi yoksa haram mı?
-Genç:
-Elbette helal ,onları öldürmek caizdir.
-Şaravi: Onlar Allah’a karşı günah işlerken siz onları öldürürseniz cennete mi yoksa cehenneme mi giderler?
-Tabi cehenneme.
-Öyleyse siz şeytanla aynı hedefi paylaşıyorsunuz. Onunda amacı insanları cehenneme sokmak!
Şaravi o gence şu hadisi hatırlatır:
Bir Yahudi geçerken Rasulullah (SAV) ağlamaya başlar. Derler ki:
-Seni ağlatan nedir ya Rasulellah?
Der ki;
-Fırsatı kaçırdı,ateşe gidiyor.
Burada da görüldüğü gibi başkasının derdini dert edinmek asaletin ve üslub-u hakimin gereğidir.
Bir de asr-ı saadetten misal verelim:
-Ebu Derda Hazretleri Şam da kadılık yapıyordu. Bir gün şehri dolaşırken halkın kötü ve ağır sözlerle bir günahkara hakaret ettiklerini gördü. Onlara sordu:
-Siz kuyuya düşmüş bir adam görseniz ne yaparsınız? Oradakiler:
-İp sarkıtır kurtarmaya çalışırız! Dediler:
Bunun üzerine Ebu Derda Hazretleri:
-O halde bu günah kuyusuna düşmüş bu adama niçin merhamet etmiyorsunuz? Ona da kurtuluşu için bir ip hazırlayıp içine düştüğü bu felaketten kurtarmaya baksanıza! Dedi.
Birisi sordu:
-Allah Teala günahkarları cehennem ile tehdit ederken siz bu günahkarlara düşmanlık duymuyor musunuz?
Rasulullah (SAV)’in terbiyesinde yetişmiş bu güzide sahabe bu suale şöyle cevap verdi:
-Evet düşmanlık duyuyorum; fakat ben onun şahsına değil, yaptığı çirkin fiillere düşmanım.
Hz. Mevlana’nın yaratandan dolayı yaratılana duyduğu sevgi, şefkat ve muhabbetin derinleştiği hissiyat ile Rabbine olan münacatı yine bu meyanda oldukça manidardır:
‘’Rabbim! Eğer senin merhametini yalnız Salihlerin ümit etmesi gerekiyorsa, mücrimler gidip kime sığınsınlar? Selam ve dua ile…