Soğuk bir Salı günü Hollanda’nın Utrecht kentindeyiz. Sadece soğuk olsa, bir o kadar da kuvvetli bir rüzgar esiyor ortalıkta. Neredeyse arabaları altüst edecek. Amsterdam’dan gazeteci Basri Doğan, televizyon yapımcısı Aziz Aslantekin ve UETD genel koordinatörü Mikail Güneş’le birlikte yaptığımız yirmibeş dakikalık bir yolculuktan sonra, basın için ayrılmış park yerine arabamızı bıraktık.
Tam beş gün sürecek Utrecht Turizm Fuarı’na kartlarımızı alarak girdik. Girişten hemen sol tarafa yöneldiğimizde Akdeniz Ülkeleri ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu salonda Doğu’nun atmosferi içinde bulduk kendimizi.
Marmaris, Alanya, Mersin, Antalya, Side, Bodrum, Kuşadası, Kemer ve daha nicelerinin büyük harflerle yazıldığı standları ve devamında Onurair, Komfly, Corendom, DTI gibi tur operatörlerini görmekteyiz, sağlı ve sollu.
Üzerimizdeki palto ve diğer eşyaları KomfortTours’un standına bırakıp biraz rahatlıyoruz. Adım adım, stand stand gezdiğimiz Türkiye reyonunda onlarca Türk şirketi temsilcisiyle merhabalaşıyor ve bazılarından bilgi alıyoruz.
Sıra Mersin Ticaret Odası standına geliyor. Ancak standın hemen önünde tanıdık bir sima yer alıyor. Hemşehrilileriyle hem sohbet ediyor hem de gelen gidene, Mersin’den gelen çok özel fındık ve fistıklı lokumları ikram ediyorlar. Bir taraftan da akşam yemekte beraberiz, şimdi az yiyin, karkınızı doyurmayın uyarısında bulunuyor DÜNYA Gazetesi Benelüx temsilcisi İlhan Karacay…
Türk lokum’nun yanında ne gider? Elbette Türk kahvesi. Tam Mersin Ticaret Odası standının karşısında Türk kahvesini Arçelik kahve makinasından ikram ediyorlar. Bir değil belki üç defa Türk kahvesi içiyoruz. Nefis mi nefis…
Kahvelerimizi yudumlarken KomfortTourts sahibi Osman Çelik’ı görüyoruz bir an. Morali filan yok sanki. Elindeki telefonla nereyle konuşuyorsa artık… Ve öğreniyoruzki reklam verdiği bir Türk gazetesi aynı gün Onurair ile ilgili oldukça olumsuz bir haber yazmış. Adam feleğinden vurulmuş sanki. Ne yapacağını bilmiyor. Ne yaptığını da.
İlerleyen saatlerde, Almanya’nın Duisburg kentinden satalıt yoluyla yayın yapan Kanal Avrupa sahibi Ali Paşa ve ekibi geliyor Fuar’a. Birlikte biarz daha geziyoruz Türk Turizm standlarını. Sağdan soldan sohbet ederken ister istemez Hollandalıların Türkiye’ye olan ilgileri gündeme geliyor.
Mesela iki yıl önce yani Kuş Gribi olmadan önce, Türkiye’ye giden Hollandalı sayısı neredeyse bir milyonu bulmuş. Türkiye o zamanlar Hollandalıların tercih ettikleri ilk altıncı ülkeymiş. Bunların % 61’i kadın, % 39’u erkekten oluşmaktaymış. Yaş dağılımlarına bakıldığında ağırlık 45-54 yaş arasında % 25 olarak gerçekleşmekteymiş.
Peki Hollandalı turistlerin tatillerini geçirmek için tercih ettikleri ilk üç ülke hangisi sorusuna şu cevap geliyor. İlk sırada Fransa (2.170.000 kişiyle) yer almakta. Devamla (1.610.000 kişiyle) Almanya sırayı alırken üçüncü sırayı ise İspanya almaktaymış.
Evet Türkler o zamanlar Hollanda pazarının %7’ sini Türkiye’ye çekmeyi başarmışlar.
Peki Hollandalı turistlerin Türkiye’deki tercih ettikleri ilk beş kent ise şöyle: ilk sırada % 29 ile Alanya daha sonra ikinci sırada % 20 ile Side, üçüncü sırada Antalya, dördüncü sırada Bodrum ve Marmaris yer almaktadır.
Gezimizin ilerleyen saatlerinde Lahey Kültür ve Tanıtma Müşavirliği tarafından verilen ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa İsen, ayağının tozuyla Lahey Büyükelçimiz Selahattin Alpar, Rotterdam Başkonsolosumuz Ahmet Akif Oktay, Deventer Başkonsolosumuz Kadir Hidayet Eriş’in de katıldığı ve Türk damak zevkinin sergilendiği resepsiyona katıldık. Resepsiyonda uzun zamandır karşılaşmadığım ancak basından takip ettiğim İstanbul İl Kültür Müdürü Dr. Ahmet Emre Bilgili ile karşılaşmak benim için bir süpriz oldu. Resepsiyonda sadece yemek mi? Hayır. Yemekle birlikte Zaandam’dan Kleurrijkdans Vakfı’nın sergilediği Halk oyunlarını da keyifle seyrettik.
Katılımcıları memnun eden bu organizasyon için buradan daha çok genç olan Lahey Kültür ve Tanıtma Müşavirimiz Murat Karakuş’a bir teşekkür göndermek boynumuzun borcudur.
Utrecht Turizm Fuarı’nın ilk gününden kesitler sunduğumuz bu yılki Turizm Fuarının ülkemize hayırlı olmasını dilerim. Umarım bu yıl geçen yıllarda olduğu gibi sönük bir Fuar geçmemiştir. Umarım ülkemize bu yıl üç yıl öncekinden daha fazla turist gelir ve ülke kalkınmasına bir ölçüde katkıda bulunur.
Aynı gün akşam saatlerinde Amsterdam Birbey’de biraraya gelinen Mevlana Yemeğinde dostum ve hocam Prof. Mustafa İsen beyin takdim etmiş olduğu Kültür Bakanlığı Yayınlarından “Erol Güngör Külliyatı” benim için paha biçilmez bir hediyeydi…