ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - -Dünya genelinde önemli bir halk sağlığı sorunu olan kansere bağlı ölümlerinin yaklaşık yüzde 30'u uygunsuz beslenme ve zararlı alışkanlığa bağlı gelişiyor.
Türkiye'de çeşitli kurumlarca yapılan kanser riski açısından analiz sonuçlarına göre, 15 yaş üzerindeki erişkinlerin yüzde 27.1'i tütün ve erişkinlerin yüzde 10.4'ü alkol tüketiyor. 19 yaş üzerindeki erkeklerin yüzde 20.5'i ile kadınların yüzde 29.7'si şişman çıkarken; toplumun yüzde 9.8'i günde iki kez ve daha çok meyve tüketiyor ve kişilerin yüzde 3.5'i haftada 3 gün 30 dakika orta şiddette fiziksel aktivite yapıyor.
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Halk Sağlığı Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hilal Özcebe, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü tahminlerine göre dünyada her yıl 13 milyon kişinin kansere yakalandığını, 7 milyon kişinin de kanserden yaşamını yitirdiğini belirterek, erkeklerde en çok ölüme neden olan ilk beş kanserin sırasıyla akciğer, mide, karaciğer, bağırsak ve yemek borusu; kadınlarda ise meme, akciğer, mide, bağırsak ve rahim ağzı kanserlerinin en fazla ölüme neden olduğunu söyledi.
Kanser gelişiminde, genetik; biyolojik, davranışsal ve çevresel faktörlerin etkili olduğunu vurgulayan Özcebe, "Kansere bağlı ölümlerinin yaklaşık yüzde 30'u beslenme ve zararlı olan beş alışkanlığa bağlıdır. Bu alışkanlıklar ise şişmanlık, az meyve ve sebze yeme, yeterli hareket etmeme, tütün ve alkol kullanma şeklindedir" dedi.
Özcebe, sigara kullanımının en önemli önlenebilir kanser nedeni olduğuna ve kanserlerin yüzde 22'si ve akciğer kanserlerinin yüzde 71'inden sorumlu tutulduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Gelişmekte olan ülkelerdeki virüslerin neden olduğu kanserler, kanser ölümlerinin yüzde 20'sinin nedenini oluşturmaktadır. Kanser ölüm sayısının 2030 yılında 13.1 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir.
Yapılan çalışmalar, ülkemizdeki ölüm nedenlerinin ilk sırasında kalp ve damar hastalıkları gelirken, kanserler ikinci sırada yer almaktadır. Ülkemizde Kanser Savaş Dairesinin kayıtlarına göre, erkeklerde ölüme neden olan kanserler soluk borusu, bronş ve akciğer, prostat, mesane, mide, gırtlak, Non_Hodkinf Lenfoma, böbrek, pankreas, beyin ve sinir sistemi kanserleridir.
Kadınlarda da ilk sırayı meme kanseri alırken, bunu troid, anal kanal, rahim, soluk borusu, bronş ve akciğer, mide, yumurtalık, Non-Hodking Lenfoma, beyin ve sinir ile rahim ağzı kanserleri izlemektedir."
-"Erkeklerin yüzde 39.1'i, kadınların yüzde 41'i kilolu"
Türkiye'de kanser riski açısından analiz sonuçları hakkında bilgi veren Özcebe, Türkiye Küresel Yetişkin Araştırması'na göre, 15 yaş üzerindeki erişkinlerin yüzde 27.1'i tütün kullandığını, erkeklerde bunun yüzde 41.5 ve kadınlarda yüzde 13.1 olduğunu söyledi.
Özcebe, Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması'na göre 19 yaş üzerindeki erkekler arasında kilolu olma oranın yüzde 39.1 ve şişman olma yüzdesinin 20.5 olduğunu belirterek, kadınlarda kilolu olma oranı yüzde 41.0 ve şişman olma oranı yüzde 29.7 olduğunu ifade etti.
Türkiye İstatistik Kurumu Sağlık Araştırmasına göre, toplumun yüzde 9.8'inin günde iki kez ve daha çok meyve tükettiğini anlatan Özcebe, şöyle devam etti:
"Toplumun yüzde 44.4'ü günde bir kez meyve tüketmektedir. Taze sebze ve salatayı her gün iki ya da daha fazla tüketme yüzdesi yüzde 13 ve bir defa tüketme oranı yüzde 51.8'dir. Sağlık Bakanlığı 'Sağlıklı Beslenelim, Kalbimizi Koruyalım' çalışmasında bireylerin sadece yüzde 3.5'i haftada 3 gün ve 30 dakika orta şiddette fiziksel aktivite yaptığını beyan etmiştir. Türkiye İstatistik Kurumu Türkiye Sağlık Araştırmasına göre erişkinlerin yüzde 10.4'ü alkollü içki içmektedir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Envanteri Değerlendirme Raporuna göre ise Türkiye'de hava kirliliği 33 ilimizde yüzde 40.7 ile birinci öncelikli çevre sorunu, 15 ilde yüzde 18.5 ile ikinci öncelikli çevre sorunu ve 21 ilde yüzde 25.9 ile üçüncü öncelikli çevre sorunu olarak tanımlanmıştır."
Özcebe, kanserlerin üçte birinin önlenebilir, üçte birinin erken dönemde yakalanıp ve ilerlemesinin durdurulabildiğinin altını çizerek, üçte birlik kısmının ise uygun tedavi ve destekleyici tedaviden yararlanarak yaşam süresinin artırılabildiğini sözlerine ekledi.