Ramazan ayının gelmesiyle birlikte günlük beslenme şeklileri ve öğün sayılarında değişiklikler yaşanacak. Çünkü eğer doğru beslenilemezse ölüm riski var
Selçuk Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. M. Sait Gönen, Oruç tutmanın sağlıklı insanların metabolik dengesini değiştirmeyeceğini ancak, Ramazan’da şeker hastalarının uzun süre aç kalmaları durumunda hayati tehlikeleri doğurabileceğini söyledi.
YETERLİ VE DENGELİ BESLENMENİN SAĞLANMASI ESAS ALINMALI
Toplumsal hayatta önemli bir yer teşkil eden Ramazan ayında günlük yaşamda önemli değişiklikler yaşanıyor. Ramazan ayına bağlı olarak günlük beslenme şekilleri ve öğün sayısı da değişiyor. Selçuk Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Profesörü Dr. M. Sait Gönen, Ramazan ayında günlük beslenme şekilleri ve öğün sayısının değiştiğini ve bu dönemde 3 ana öğünün, 2 öğüne indiğini söyledi. Özellikle bu dönemde hamur işi, tatlı, kırmızı et, ekmek, pilav ve makarna tüketiminde artış olduğuna dikkat çeken Gönen, “Oysa oruç tutarken, sağlıklı ve çeşitli besin seçenekleriyle yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması esas alınmalı” diye konuştu.
ŞEKER HASTALARI DİKKAT!
Prof. Dr. Gönen, iftarda ve sahurda birdenbire ve çok fazla yemekle midenin doldurulmaması gerektiğini belirterek, “İftar ve sahurda, 'Azar azar, iyi çiğneyerek ve sık aralıklarla yemek yemeli ve yemeklerin seçiminde çok yağlı, çok tuzlu ve aşırı tatlı besinlerden kaçınılmalı. Bunların yerine hazmı kolay, mide-barsak sisteminde uzun süre kalabilen lifli ve selüloz içeren sebze, meyve ve kepekli ekmek tercih edilmeli. Bunların dışında yetişkin bir insanın günde en az 2–2,5 litre su içmesi gerektiğinden hareketle sıvı alımına çok dikkat edilmeli” dedi. “Oruç tutmak sağlıklı insanların metabolik dengesini değiştirmez, ancak şeker hastaları için oruç tutmak son derece sakıncalı olabilir. Ramazan’da şeker hastaları uzun süre aç kaldıklarından şeker düşmesi sonucu hayati tehlikeler söz konusu olabilir” diyen Gönen, sözlerine şöyle devam etti: “ Vücudunda insülin yetersizliği ve şeker kullanımında dengesizlik olduğu için iftardan sonra hiperglisemi koması yaşanabilir. Bu durum felç veya ölümü getirebilir.”
ORUÇ, SAĞLIKLI İNSAN İŞİDİR
Orucun hamileler ve bebek sağlığı açısından riskli olduğunu belirten Gönen, “Emziren annelerde sıvı alımı azalacağından süt salınımı olumsuz etkilenir ve bebek yeterince anne sütü alamaz. Ayrıca aç kalmak; 9 yaşın altındaki çocuklar, seyahatte olanlar, akli dengesi ve psikolojik durumu bozuk olanlar, çok yaşlı ve hasta olan insanlar, ağır kalp ve böbrek hastası olanlar, mide ülseri, safra kesesi iltihabı veya taşı, karaciğer yetmezliği rahatsızlığı olan insanlar ve ağır enfeksiyon geçirenler için risklidir” diye konuştu.
ZAYIFLAMA YOLLARI DEĞİL, KİLOYU KONTROL ETME YOLLARI ÖNEMLİ
Profesör Dr. Gönen, oruç tutmanın sağlıklı insanların işi olduğunu, kesinlikle kilo verme yöntemi olmadığını söyledi. Hareket azlığının metabolizma hızını yavaşlattığını hatırlatan Gönen, “Oruç tutmak bilinenin aksine kilo vermeyi zorlaştırıyor” dedi. M. Sait Gönen, “Ramazan’da nasıl kilo verileceği değil, kilo almamanın yollarının iyi bilinmesi gerektiğini” belirterek, oruç tutacaklara şu tavsiyelerde bulundu: “Ramazan’da mutlaka sahura kalkılmalı. Sahur yemekleri azar azar, iyice çiğneyerek yenmeli. Çiğ sebze, domates, salatalık gibi yiyeceklere mutlaka sahurda yer verilmeli. Oruç, hafif bir yemekle açılmalı. Sebze yemekleri tüketerek, ağır tatlılardan kaçınılmalı. Bol su içip, azar azar ve sık sık yenilmeli.”
RAMAZAN’DA YETERSİZ VE DENGESİZ BESLENMEK VERİMİ DÜŞÜRÜYOR
“Yeterli ve dengeli beslenmenin ramazan ayında da sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az 3 öğünü tamamlamak ve sahur öğününü atlamamak gerekir. Sahurda sadece su içerek niyetlenmenin veya gece yatmadan önce yemek yemenin zararlı olduğu unutulmamalı” şeklinde konuşan Gönen, bu beslenme tarzının yaklaşık 12 saat olan açlığı, ortalama 18 saate çıkaracağını, bu durumun da kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olacağını söyledi.
BOL ÇEŞİTLİ İFTAR YEMEKLERİ KİLO ALMAYA ZEMİN HAZIRLIYOR
Gönen, İftar sofralarındaki çeşit ve bolluk kültürünün de bazen kötü sonuçlar doğurabileceğini şöyle açıkladı: “İftarda kan şekeri çok düşük olduğundan kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğar. İftarda yapılan en büyük hatalardan birisi, çok hızlı ve yüksek miktarda besin tüketmektir. Beyin doyma emrini yemekten 20 dakika sonra verir. Çok hızlı yemek yendiğinde, miktarı ve enerjisi yüksek besinler tüketilir. Bu da kilo alımına zemin hazırlar.
“SAĞLIK PROBLEMİ OLAN KİŞİLERİN ORUÇ TUTMASI OLUMSUZ SONUÇLAR DOĞURABİLİR”
Gönen, günümüzün yaygın hastalığı olarak bilinen reflünün de Ramazan ayında sık karşılaşılan sorunlardan biri olduğuna dikkat çekti. Bu tür rahatsızlıkların ortaya çıkmaması için sağlıklı beslenme önerilerine uyulması gerektiğini belirten M. Sait Gönen, “Oruç, sağlıklı insanların metabolik dengesinde çok önemli değişiklikler yapmaz, ancak şeker ve karaciğer yetmezliği gibi rahatsızlıklarla hamilelik ve emziklilik gibi bazı özel durumlarda olumsuz sonuçlar doğurabileceği unutulmamalı. Onun için bu tür özel durumlara sahip veya kronik hastalığı olan kişilerin ilgili uzman hekime danışmadan oruç tutmamaları gerekir” diye konuştu.