İSTANBUL (AA) - HALİS AKYILDIZ - İstanbul Aydın Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayati Hökelekli, sosyal izolasyon sürecinde dost ve akrabaların yaşlılara yalnız olmadıklarını hissettirmelerinin yerinde olacağını belirterek, "Yaşlılar bunu bekler, bundan memnun ve mutlu olur. Kendilerini yalnız bırakılmış, dışlanmış, önemsiz veya işe yaramaz hissetmezler." dedi.
Din ve Değerler Psikolojisi Uzmanı da olan Prof. Dr. Hökelekli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaşlılık döneminde hem fizyolojik hem de psikolojik açıdan birçok değişim olduğunu ve yaşlıların ölüm gerçeğiyle iç içe yaşadığını söyledi.
Ölümün son değil, yeni bir hayata açılan kapı olduğu düşünüldüğünde, ölüm korkusu ve kaygının yerini tevekkül ve ümide bırakacağını aktaran Hökelekli, şöyle konuştu:
"Yaşlılar Allah'a daha içtenlikle inanır ve bağlanırlar. Yaşlı insanlar, geçmişteki hata ve günahlarının telafisi çabasına da girer. Yaşlı bireyler evdeyken dua, ibadet, zikir, hayır yapma gibi dini uygulamalarını sıklaştırabilir. Evde olmak yaşlılar için sıkıcı ya da sıkıntılı bir durum değil, tam tersine rahatlatıcıdır. Onlara yalnız olmadıkları hissettirilmeli. Her yaşlının evi, ortamı, çevresi ve eşyalarıyla özel ve derin bağı vardır."
- "Din görevlileri yaşlılara yalnız olmadıkları izlenimini verebilir"
Prof. Dr. Hökelekli, caminin yaşlılar için ibadetin yanı sıra rahatlama, dertleşme ve haberleşme yeri olduğuna işaret ederek, bundan mahrum olmanın kendilerini üzdüğünü ancak koronavirüs tedbirleri kapsamında uygulamanın gerekli olduğunu ifade etti.
Hökelekli, "Din görevlilerimiz bu konuda aktif rol yüklenebilir. Tanıdığı, bildiği cami cemaatinden kişileri arayıp sorarak, aralarındaki ilişkileri sıcak tutacak bir yol izleyerek, onlara yalnız olmadıkları izlenimini verebilirler." diye konuştu.
Kendisinin de 65 yaş ve üstü kategoriye girdiğini ve evden çıkmadığını vurgulayan Hökelekli, şunları kaydetti:
"Yaş haddinden devlet üniversitesinden emekli edildim ancak akademik ilgi ve alışkanlıklarımda hiçbir gerileme ve duraksama olmadı. Şu anda İstanbul'da bir üniversitede göreve devam ediyorum. Bu son durumda haftada iki gün uzaktan online derslerimi evimden sürdürüyorum. Ders hazırlığı ve okumalarım da biraz zamanımı alıyor. Eğitim ve öğretimin mevcut şartlarda eve taşınması, bana daha çok zaman kazandırdı. Ulaşıma harcadığım zamanı da okuma ve araştırma için kullanabiliyorum. İhtiyaçlarımızı çocuklarım ve apartman görevlisi karşılıyor. Dışarı hiç çıkmıyorum ve şu ana kadar da evimde canımın sıkıldığını hatırlamıyorum."
- "Yaşlılar bunu bekler, bundan memnun ve mutlu olur"
Hayati Hökelekli, her yaşlı bireyin evdeyken kendine göre uğraş ya da etkinlik bulabileceğini aktararak, boş oturmanın kişiyi daha çok yoracağını söyledi.
Dost ve akrabaların yaşlıları sık sık telefonla arayıp hal hatır sormaları, onlara yalnız olmadıklarını hissettirmelerinin yerinde olacağını aktaran Hökelekli, "Yaşlılar bunu bekler, bundan memnun ve mutlu olur. Kendilerini yalnız bırakılmış, dışlanmış, önemsiz veya işe yaramaz hissetmezler." dedi.
Hökelekli, 20 yaş ve altı kişilere ilişkin de şu tavsiyelerde bulundu:
"Genç kardeşlerim eğitimlerini aksatmamalı. Her gün düzenli program içerisinde evde ders ve ödevlerini yapmalı, televizyonda yayınlanan dersleri de mutlaka izlemelidir. Anne-baba ve kardeşleriyle iyi iletişim düzeni içinde olmalılar. Ayrıca bu zorlu günlerin hasarsız geçmesi için sık sık dua ve temennide bulunulmalı, şefkat ve sevgi diliyle herkesi kucaklamalı."
- "Yaşlılara bu dönemde yalnız olmadıkları hissettirilmeli"
Uzman Klinik Psikolog Dilara Boztepe de yaşlıların dışarı çıkamadığı için psikolojik olarak yalnızlık, mutsuzluk, suçluluk duygusu ya da anksiyete hissedebileceğini ifade ederek, evden çıkmamalarının onların lehine olduğunun uygun ifadelerle anlatılması gerektiğini vurguladı.
Yaşlıların bu dönemde ücretsiz online psikolojik destek gruplarından faydalanabileceğini aktaran Boztepe, şu bilgileri verdi:
"Çünkü yalnız olmadıklarını veya mevcut durumda yaşadığı zorlukları birebir uzmana anlatması onları rahatlatacaktır. Bu dönemde evde kitap okuyup, müzik dinleyebilir. Eski albümlere bakarak veya nostaljik programları açarak geçmişi yad edebilirler. Yaşlıların kaliteli zaman geçirmesine gençler de ön ayak olmalı. Onların bu dönemde halini, hatırını daha fazla sormalıyız. Yaşlılarımıza özellikle bu dönemde yalnız olmadıklarını hissettirmeliyiz."
Boztepe, 20 yaş ve altı bireylerin de evden çıkamadığını anımsatarak. sözlerini şöyle tamamladı:
"Zaman yönetimi konusunda kendilerine program hazırlayabilir. Bu dönemde yabancı dil veya enstrüman çalmayı öğrenmek gençler için fırsat olabilir. Online sertifikalı eğitimlere katılabilir, sosyal medyada kitap kulüplerini takip edebilirler. Bu dönemde teknoloji bağımlılığına da dikkat etmek gerekiyor. Sosyal medyada çok fazla zaman geçirmemeliyiz. Çocuklar ve gençler genellikle rol model alarak öğrenirler. Aileler çocuklar ve gençlerle birlikte kitap okuma alışkanlığını geliştirmek için kitap okuma saatleri yapabilir."