GİRNE (AA) - Eklemde ağrı, şişlik, kızarıklık, sıcaklık ve eklemin normal hareketlerini yapamamasının, bir iltihaplı romatizma hastalığı olan artrit belirtisi olduğu ve ağrının, eklemin hareket etmesiyle, istirahatte, bazen de gece meydana gelebileceği belirtildi.
Türkiye Romatoloji Derneği ve Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı tarafından KKTC'de, 10. Anadolu Romatoloji Günleri Kongresi kapsamında basın toplantısı düzenlendi.
Kongre Eş Başkanı Prof. Dr. Sedat Kiraz, yaptığı açıklamada, vücudun hareket etmesini sağlayan kaslar, kemikler, eklemler ve bu yapıları birleştiren bağlarda öncelikle ağrı ve hareket kısıtlılığına, bazen de şişlik ve şekil bozukluğuna neden olan hastalıkların "romatizma" olarak tanımlandığını söyledi.
Romatizmanın tek bir hastalık olmadığını, 200'e yakın hastalığın bu sınıfa girdiğine dikkati çeken Kiraz, en sık eklem romatizmaları, yumuşak doku romatizmaları ve kemik erimesinin görüldüğünü bildirdi.
Romatizmal hastalıkların genel olarak kadınlarda daha sık görüldüğüne, yaş ilerledikçe bazılarının sıklığının arttığına işaret eden Sedat Kiraz, "Bununla birlikte erkeklerde daha sık gut, ankilozan spondilit ya da ön planda gençlerde görülen sistemik lupus eritematozus hastalıklar da vardır. Romatizmal hastalıklar çocukluk çağında da görülebilir." diye konuştu.
Romatizmal hastalıkların önemli bölümünün kesin nedeninin bilinmediğini vurgulayan Prof. Dr. Kiraz, bunların bulaşıcı-mikrobik olmadığını ve bazı hastalıklarda kalıtsal özelliklerin önem taşıdığını bildirerek, "Bazı iltihaplı romatizmal hastalıklar, kas-iskelet sistemi dışında deriyi, iç organları da etkileyebilir." dedi.
Kiraz, romatizmal hastalıklarda da en uygun tedavinin yapılabilmesi için ilk aşamada hastalığa doğru tanının konulması gerektiğinin altını çizdi.
- Uzun süreli eklem ağrısına dikkat
Artrit hastalığının, çocuklar da dahil olmak üzere her yaştan insanı etkileyebildiğini belirten Prof. Dr. Sedat Kiraz, şunları kaydetti:
"Artritin en önemli belirtileri, eklemde ağrı, şişlik, kızarıklık, sıcaklık ve eklemin normal hareketlerini yapamamasıdır. Ağrı, eklemin hareket etmesiyle, istirahatte ve bazen de gece meydana gelebilir. Hasta eklem bölgesinde, özellikle sabahları ve istirahat sonrası tutukluk daha belirgindir. Bu hastalıklarda sadece eklemler değil, eklemin çevresindeki kaslar, yumuşak dokular ve bağlar da etkilenebilir. Uzun süren artritler eklemlerde şekil bozukluğuna ve eklemin hiç hareket edememesine yol açabilirler. Halsizlik ve yorgunluk, artritli hastalarda diğer belirtilere sıklıkla eşlik eder."
Eklemlerin yapısının, özellikle kıkırdağın bozulması ile seyreden ve halk arasında "kireçlenme" olarak da adlandırılan osteoartritin en sık görülen eklem hastalığı olduğu bilgisini veren Kiraz, "En çok diz ve kalça eklemlerini etkiler, çok sayıda eklemi tutması nadirdir. Genellikle 50 yaşından sonra görülür. Bu hastalıkta ağrı genellikle hareket sonrasında ortaya çıkar, sabah yoktur." ifadelerini kullandı.
Öte yandan, Ailevi Akdeniz Ateşi (AAA) hastalığı hakkında da bilgi veren Sedat Kiraz, "AAA hastalığın klinik bulguları ataklar halinde ortaya çıkar ve kendiliğinden sonlanır. Periyodik ateş olarak bilinse de gerçek anlamda bir periyod takip etmez ve ataklar düzensiz aralıklarla gelişebilir. Hastaların genellikle ataklar arası dönemde hiçbir yakınması olmaz." şeklinde konuştu.
Kiraz, romatizma hastalıklarının tedavisinde, bitkisel ürünlerin ve sülük ile hacamat gibi uygulamalardan kesinlikle kaçınılması gerektiği değerlendirmesinde de bulundu.
- "Vaskülit hastalığı hayatı tehdit edebilir"
HÜ Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ömer Karadağ da vaskülit hastalığının genel olarak "atardamarların iltihabı" anlamına geldiğini belirterek, "Nadir olarak görülse de tanıda gecikme olması durumunda hayat tehdit edici sorunlara yol açabilmektedir." dedi.
Kalpten çıkan ana atardamar olan aortun, organlara ve kol-bacak ile beyin gibi tüm vücuda kan ulaştırdığını aktaran Karadağ, şu bilgileri paylaştı:
"Bu damarlarda iltihap olması durumunda, o damarın beslediği organ veya dokuda fonksiyon bozukluğuna yol açmaktadır. Tutulan damarın özelliğine göre hastada oluşturduğu şikayet farklılık gösterebilmektedir. Deri, beyin, akciğer, böbrek ve birçok organda damar iltihabı görülebilmektedir. Tanının konulması sürecinde enfeksiyon ve tümörler gibi çeşitli hastalıkları olmadığının gösterilmesi gerekmektedir. Bu amaçla hastaların bir süre hastanede yatırılması gerekebilmektedir. Vaskülitler uzun süreli yani kronik hastalıklar olsa da erken tanı ve etkin tedavi ile oldukça başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir."
AA