Giderek anlamsız bir çaba gibi görünmeye başlayan seçim çalışmaları devam ediyor. Beklenen giderek seçim tansiyonunun artması iken tam tersi oldu. Tansiyon düşüyor, ilgi azalıyor.
Liderlerin mesajları aynı. Aynı beylik laflar ve tartışmalar. Hele eşeğin ölüp de semerinin kalması bu seçime damga vuracak gibi. Şeçim giderek tele seçim haline geldi. Korkarım ilgisizlik sandığa yansıyacak ve yeniden oy oranı düşük iktidarlar oluşacak. Gazetelerde kim ne vaad ediyor köşeleri oluştu. Hepsi benzer laflar. En meşhuru mazot tartışmasında da kuruş farkları oynuyor. Peki neden böyle.?
Hiçbir siyasi partinin geleceğe yönelik umudu yok. Şu andaki tablo meclisin kilitleneceğini gösteriyor. Belki AKP biraz daha gayretli çünkü eldeki imkânları kaybetmek istemiyor. Derin Türkiye’ye karşı mücadele ettiğini söylemesi Başbakan’ın bu konuya biraz daha vakit ayırdığını gösteriyor.
Bakıyor ve nasıl bir meclis ortaya çıkar diye düşünüyorum. Mevcut oranlar mecliste yeni bir hükümet çıkarmıyor.
AKP tek başına iktidar olsa bile son derece zayıf bir destekle uzun zaman ayakta duracak gibi bir rakam göstermiyor. Aslında bütün dengeleri bozan bağımsızlar. Onlarla ortaklık yapmak veya destek istemek şu anda da, gelecekte de pek mümkün görünmüyor. AKP dışta kalırsa, meclis kitlenmiş gibi. Ortada bir seçim yok, sanki bir oyun. Seçim yeni bir seçimi getirecek gibi.
CHP oy oranını yükseltmesine rağmen onda da ciddi bir hevesli görünmüyor. Lideri Sosyalist Enternasyonalde. Üstelik Barzani ve Talabani orada. Dinlememek için kürsüden iniyor ama onlarda Baykal’ı dinlememek için dışarı çıkıyor. Ülkede seçim var. Baykal yurt dışında. Baykal acaba seçimle ilgilenmemek için mi orada. Sosyalist Enternasyonal toplantıları acaba daha mı önemli.
MHP pek açık dövüşmüyor. Daha önceki zamanlarda seçim olsun her mitingde bir dosya diyen Bahçeliden ses yok. Henüz bir tek yolsuzluk açıklanmadı. Cumhurbaşkanı olsa bile indirip yargılayacağım diye bağırmalar anlaşılan geride kaldı. Oğluna gemi alacak paran var da Apo’yu asacak ipin yok mu diye urgan atmak pek inandırıcı gelmedi. AKP nin Apo’yu asmayan onlar değil mi sözü daha gerçekçi görülüyor. Ortada görünen tek gerçek giderek daha da açık hale gelen ve Başbakanın Derin Türkiye diye bahsettiği gruplardan destek almak için bir çabanın halen devam ettiğidir. Olu mu, inşallah olmaz. Olursa AKP gibi aslı dururken neden MHP diye düşünmek lazım.
DP ciddi bir uğraşı içinde. Seçimi kazanmaktan ziyade Ağar’ın kaybetmesini önlemek için. Eğer Ağar bu seçimi kaybedecek olursa siyasette dayanamaz. Özellikle de ANAP ile olan birleşme çabalarında olumsuz taraf DYP gibi görünmeye başladığı şu günlerde bu çaba dikkate değer. DP de Derin Türkiye ve eklerinden faydalanmak istiyor gibi. Özellikle de Sevindinin ben o oyu alırım masajları dikkate değer.
Hala üç partinin barajı geçmesini istiyorum. Dört parti barajı geçer ise, hemen yeni seçim için hazırlanın. Karşılıklı ciddi tavizler vermeden yeni hükümet senaryoları yok. Ülke elden gidiyor. Morton Abromovich zamanında 2010 kalmadan Türkiye bölünecek demişti. Hatırlayan yok. Baksanıza Konya’da her akşam havayi fişek gösterisi var. Bu sıcakta hala tek ter döken Genelkurmay Başkanı. Allah razı olsun. Bazen bu adam Özal zamanında olsaydı dünya şimdi nasıl şekillenmişti diyor ve üzülüyorum. Hem doğru zamanda Genelkurmay Başkanı olmadığı için, hem de şimdi duyarsız siyasete rağmen yaptığı tek kişilik mücadele için…