Ertuğrul Özkök'ün Hürriyet'te Ahmet Kaya için attığı "Vay şerefsiz" manşetinden sonra nasıl bir duruma düştüklerini anlatan Gülten Kaya, Özkök'e ağır suçlamada bulunarak 'dolaylı cinayet' yorumuna katıldı. Dink örneği verdi, çektiklerini anlattı...
Gülten Kaya, Hürriyet gazetesinin eşi Ahmet Kaya için 20 Temmuz 1999’da attığı "Vay şerefsiz” manşetinden sonra hayatlarının bittiğini söyledi.
Habertürk televizyonunda Balçiçek Pamir’in “Söz Sende” programının konuğu olan Gülten Kaya, Hürriyet Gazetesi’nin eski genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök’e sert tepki gösterdi.
Özkök’ün Hürriyet’e attığı “Ayıp ettin gözüm” ve “Vay şerefsiz” manşetlerini hatırlatan Gülten Kaya, “Vay şerefsiz’den sonra bizim hayatımız bitti” dedi.
"SALİMEN AVRUPA’YA GİDİŞİ NUCİZEVİ"
Pamir’e “Yarın Habertürk gazetesinde birisi için böyle bir manşet atarak deneyin bakın o insanın hayatını nasıl yok etmiş olursunuz. Sizin marifetinizle her an öldürülebilir. Ahmet Kaya’nın buradan salimen Avrupa’ya gidişi son derece mucizevî.” diyen Kaya, “vay şerefiz manşetinden sonra” neler yaşadıklarını şöyle anlattı:
“O başlıktan sonra inanılmaz şeyler oldu bizim hayatımızda. Sokağa çıkamaz olduk. Açıkçası çok konuşmadık böyle şeyleri. Yüzüne yerleşen ifadeyi unutmuyorum ben. Hayatım boyunca da unutmayacağım. Çok kısa mesafeler arasında olan evimizle ofisimiz arasında gidip gelememeye başladı Ahmet. Sokaktaki insanlar gazeteler bir şey yazınca onu tartışmasız doğru kabul ediyorlar.”
“DİNK GİBİ ÖLDÜRÜLECEKTİ”
Hrant Dink için yapılan yayınlara da göndermede bulunan Gülten Kaya, Ahmet Kaya’nın da ö dönem Dink gibi saldırıya uğramasının an meselesi olduğunu söyledi. Gülten Kaya Kaya, Ahmet Kaya için o dönem yapılan yayınlara “dolaylı cinayet” dedi.
“DOLAYLI CİNAYET”
Kaya şunları kaydetti: “ Hrant Dink olayında olduğu gibi siz bir süreci köpürtüp bir noktaya getiriyorsunuz. Sonra “buyurun” diye atıyorsunuz önlerine. Kuşkusuz oradan çıkıp, sevgili Rakel’in (Rakel Dink – Hrant Dink’in eşi) deyimiyle bebekten yaratılmış bir katilin Ahmet’e fiilen zarar vermesi an meselesiydi. Onun için bazı gazeteciler Ahmet Kaya’nın aramızdan ayrılışına “dolaylı cinayet” diyorlar. Çok kabul ediyorum bu tanımı. Bu bir dolaylı bir cinayettir. Bunda çok ciddi payı vardır o insanların. Onun için böyle ekranda falan ben konuşurken bile kirlendiğimi hissediyorum. Yani bu insanların bahsi geçtiğinde kirlendiğimi hissediyorum. Kirleniyorum adeta. Bu insanlar hala gazete yönetiyorlar hala ekranlarda olabiliyorlar ve hala konuşabiliyorlar.”
"AYIP ETTİN GÖZÜM"
14 şubat 1999 tarihli Hürriyet, Ahmet Kaya'nın sonradan fotomontaj olduğu ortaya çıkan PKK bayrağı önündeki resmine istinaden manşetinde "Ayıp ettin gözüm" ifadesini kullanmış ve şu ifadelere yer vermişti: "Ona Türk-Kürt diye bakmadık... Türküleriyle ağladık, güldük... TV'lerden evlerimize konuk ettik... Meyhanelerimizde rakı içtik... Sakalı, atkısı ve göbeği ile bizden biriydi çünkü... Meğer öyle değilmiş Ahmet... Bebeğe, kadına, dedeye, askere kurşun sıkanlardanmış... PKK'lı Ahmet... Yazıklar olsun..." http://webarsiv.hurriyet.com.tr/1999/02/14/hurriyet.asp
“VAY ŞEREFSİZ”
Hürriyet bu sefer 20 Temmuz 2009 tarihli nüshasında, "Vay şerefsiz" şeklinde Türk basınında eşi görülmemiş ağırlıkta bir manşetle çıkarak Ahmet Kaya için ağır şu ifadeleri kullanmıştı: “Şarkıcı Ahmet Kaya, milyarlar kazanıp ekmeğini yediği Türkiye'ye yine kin kustu, ‘‘Arabamı, şerefsizlerin memleketinde bıraktım’’ diyerek 64 milyona hakaret etti.” http://webarsiv.hurriyet.com.tr/1999/07/20/hurriyet.asp
"DAHA YUMUŞAK ATABİLİRDİM"
Ertuğrul Özkök geçtiğimiz günlerde 32. Gün Programında Mehmet Ali Birand’ın soruları cevaplamış ve Ahmet Kaya için attığı “Ayıp ettin gözüm” ve “vay şerefsiz” manşetlerinin ağır olduğunu söylemişti.
Özkök şunları söylemişti: “En büyük hata değil de, hata diyelim. Mesela Ahmet Kaya, çok sevdiğim bir müzisyendi; magazinciler gecesinde ben de oradaydım; ama o konuşmayı yapmadan kalkmıştım. Bugün olsa, onun hakkındaki o iki manşeti, daha yumuşak atardım. Gerçi, aynı şey Ahmet Kaya için de geçerli, keşke öyle bir gecede düşüncelerini biraz daha yumuşak tonda dile getirseydi.”
Haber 7