Evet, ne yapmış ne etmiş sonunda liseli kızı kandırmayı başarmıştı. Arkadaşlarının bekâr evini da ayarlamıştı. Kız öğlen vakti, her gün olduğu gibi okula diye evden çıkacak, adresini tarif ettiği eve gelecekti. Onunla hoş dakikalar geçirmeyi planlıyordu. Yaşı küçük olduğu için sorun çıkarabilirdi. Bununda çaresini düşünmüştü. Uyku hapını içeceğinin içine karıştıracak, kendinden geçmesini bekleyecekti. “Şu kızlar çokta aptallar” diye söylendi kendi kendine. Buluşmalarına bir saat kalmıştı ve gecikmemeliydi. Hemen bir eczaneye girerek uyku hapını aldı ve montunun iç cebine yerleştirdi. Elleri cebinde yolun karşısına geçiyordu ve…
Hayali gerçekleşmiş, harika bir yüze sahip olmuştu. Çarpık dişlerini yaptırmış ve kalkık burnunu estetik ameliyatla düzelttirmişti. Artık çok güzel ve cazibeli görünüyordu. Erkeklerin yüreklerini hoplatıp, kadınları kıskandıracaktı. Apartmanın ikinci katındaki, kendini beğenmiş Necla’da bundan böyle kendisine hava yapamayacaktı. Gururla apartmanın merdivenlerini tırmanırken basamakların birine yarım bastı ve…
İlk emekli aylığını alıp cebine yerleştirdi. Bunca yıllık çalışmanın ardından dinlenmeyi fazlasıyla hak ediyordu. Üç çocuğundan ikisini evermiş, bekâr bir oğlu kalmıştı. Hatırı sayılır miktarda emekli ikramiyesi almıştı. Bu parayla oğlunu rahatlıkla everebilir, kalanıyla eşiyle birlikte iyi bir tatil yapabilirlerdi. Hatta üzerinden bir miktar para artardı. Bundan sonra torunlarıyla oyunlar oynayacak hayatın tadını çıkaracaktı. Bütün bu düşüncelerin keyfiyle yatağına uzandı. Göğsünde tuhaf bir ağrı hissetti ve…
Bu kadar fazla rüşveti ilk defa almıştı. Şimdiye kadar aldıkları ufak tefek miktarlardı. Bugün aldığı ise neredeyse üç aylık maaşı kadardı. “Bu gece bunu kutlamalı” dedi. Rüşvet alırken insan biraz tedirgin oluyordu ama bu kadar paraya da değerdi doğrusu. Ne yapsın yani, dilensin mi? Devlet hak ettiği ücreti verseydi. Tekel bayiinden içini göstermeyen bir poşetle çıktı. Birkaç değişik türde içki almıştı, birazda mezelik bir şeyler ayarladı mı bu iş tamamdı. Bugün midesi bayram yapmalıydı. Hâsılat boldu nasıl olsa. Tekel bayiinden çıktıktan sonra kendisini takip etmeye başladığını düşündüğü biri iyice yanına yaklaştı ve…
Kaç gündür yoldaydı, canı çıkmıştı. Şoförlük zor meslekti ama geçinmek için mecburen bu işi yapmalıydı. Memlekete bir saatlik bir mesafe kalmıştı. Eve varmadan önce çarşıya uğramalı, biraz alışveriş yapmalıydı. Öyle eli boş gitmek olmazdı. Eve gidince sıcak bir duş alacak, sonra eşinin hazırladığı nefis yemekleri yiyecekti. Yollarda perişan olmuştu. İki gün yataktan çıkmayacak, iyice dinlenecekti. Esnedi ve…
Ve ölüm.
Ve ölüm kalıcı noktayı bırakıverir, virgüllerle devam eden tüm hayatların sonuna.
Ve ölüm hayata tat kadar, filmi keserek yarıda.
“Usta! Al şu şekerleri, ben çayı şekersiz içerim”