Hz. Peygamberin Veda Hutbesine ümmetin cevabı!
Peygamberimiz, ömrünün sonlarında, yeryüzünün en mübarek yerinde, en mübarek bir günde, ibadet için hazır olan, kendi elleriyle yetiştirdiği binlerce insana irad edip onlara emanet ettiği Veda Hutbesi ile İslam’ın en temel ve herkesi ilgilendiren evrensel ilkelerini gündeme getirmiştir.
Peygamberimizin hutbesinde gündeme getirdiği bu gerçekler, o günde ve bugünde tüm insanlığı ilgilendiren, tüm insanlığın hayrına olan ve insanlığın en fazla problem yaşadığı en temel konular olup bunlar yirmi üç yıllık peygamberlik süresince bizzat hayata geçirilmiş ilkelerdir.
Bu hutbeyi dinlemek için orada bulunan Saadet Çağı insanları, can kulağı ile peygamberin bu mübarek nutkunu dinlemişler, ezberlemişler ve büyük bir titizlikle sonraki kuşaklara aktarmışlardır.
Şimdi ise, hutbeyi Peygamberin ağzından dinler gibi dinlemek ve gereklerini yerine getirip başkalarına aktarma görev sırası bize geçmiş bulunmaktadır.
O halde hutbeyi kanıksamadan, hüküm ve hikmet dolu her cümlesini sanki Peygamber konuşuyormuş gibi onu dinlemek, Haccı/ Arafat’ı, Mina’yı yaşamak ve mesajları yaşatmak gerekir.
Bu özlü cümleleri Âmentü bi Rasûillah ve bimâcâe min ındi Rasûlillah/Ben Allah’ın Peygamberine ve O’nun katından gelen her şeye inandım bilinciyle okumalıyız.
Peygamberimiz bu kutlu sözlerinde yirmi üç yıllık peygamberliğini özetleyen en temel ilkeleri en veciz bir şekilde dile getirmiştir.
Hutbede, insanlık sevdalısı büyük insanın yirmi üç yılda gerçekleştirdiği inkılâplar gündeme getirilmiştir.
Toplumlarda her zaman görülebilen çok önemli yaralara parmak basılmış ve sadra şifa olacak reçeteler sunulmuştur..
Hutbe, her hak sahibine hakkının eksiksiz bir biçimde verilmesini öğütleyen bir insan hakları, kadın hakları beyannamesi mesabesindedir. Ancak hutbedeki hakikatler, ona kulak verenlerin gönüllerine, beyinlerine ve duygularına hep birden hitap etmektedir. Bu da istenilenlerin yapma heyecanı uyandırmakta ve kişileri harekete geçirmektedir.
Hutbede herkesi ilgilendiren en temel sosyal konulara dikkat çekilmiştir. İslam’ın temeli namaz, oruç, zekat gibi ibadetler hutbede yer almamıştır. Bunun sebebi olarak, ibadet ve ahlakî konularda, Yüce Allah’ın haklarını yerine getirme hususunda orada hazır bulunanların büyük mesafeler kat etmiş olmaları gösterilebilir. Hac gibi sosyal bir ibadetin içerisinde olan insanlara, haccın ruhuna uygun olarak sosyal konular hatırlatılmıştır
Bunların yanında Peygamberimizin bu kutlu hutbesinde şu önemli hususlar da dikkatimizi çekmektedir:
Konuşma, insanın sahip olduğu en önemli meziyetlerindendir. İnsan, anlaşılmak ve yararlı olmak için konuşmalıdır. Doğru anlaşılmak için konuşulup yazılmak son derece önemlidir. Konuşmada tekrar, tekid, takrir ve muhatabı tahrik içindir.
Bilinenden hareketle bilinmeyeni açıklama, soru cevap metodu da önemli bir eğitim metodudur.
Unutmayalım ki Peygamberimizin Veda Hutbesi, peygamberin ümmetine emanetidir. Ümmete düşen bu emaneti sahiplenmek, ona sarılmak, gereğini yerine getirmek ve başkalarına ulaştırmaktır.
Son olarak Peygamberimizin Veda Hutbesindeki bu evrensel çağrısına icabet etmeyenleri, ondan nasiplenemeyenleri şu şekilde özetlememiz mümkünüdür:
* Allah ve Ahiret inancına sahip olmayanlar!
* Allah ve Ahiret inancı zayıf olanlar!
* Toplum ve birey olarak, düşünce, söz ve davranışlarında Cahiliyyeyi yaşayanlar!
* Saygınlıkları çiğneyenler!
* Gıybet, dedikodu, iftira, alay etme, hor hakir görme gibi kişi dokunulmazlığını ihlal edenler!
* Namus düşmanları!
* Kan davası güden kâtiller!
* Emanete hıyanet eden hâinler!
* Faizciler!
* Günah işleyerek şeytana pirim veren zalimler!
* Günahı küçük görenler!
* Kadınlara haksızlık yapanlar, onlara eziyet edenler!
* Kur’ân’ı düstur edinmeyenler!
* Kardeşlik hukukunu gözetmeyenler!
* Zina edenler!
* Irkçılık yapanlar!
Evet, bu sayılanlar, hutbeden yararlanmaya engel olan günahlardır. O halde bunlardan uzak kalarak O’na yaraşır ümmet olmaya gayret etmeliyiz. O halde duvarlarımızı süsleyen Veda Hutbesini yeniden bir kez daha okuyalım. Biraz da gönüllerimizi, beyinlerimizi ve amellerimizi süslesin diye! Unutmayalım ki Veda Hutbesindeki Nebevî Çağrıya, lebbeyk/buyur ey Nebi diyebilmek için bu veciz hutbeyle yenilenmeye ihtiyacımız var!