Sizi biraz bilgi bombardımanına tabi tutayım…
Milletvekili danışmanı çalıştırılması hakkında hizmet sözleşmesine TBMM’nin internet sitesinden ulaşabilirsiniz…
Bu sözleşmenin 4. maddesi şöyle:
Madde 4- Milletvekillerine yasama ve araştırma faaliyetlerinde yardımcı olacak personelin;
a) Yüksek öğrenim görmüş olması,
b) 657 Sayılı Kanunun 48. maddesinde aranılan genel şartları taşıması,
c) Hakkında yaptırılacak güvenlik soruşturmasının olumlu sonuçlanması,
d) Her ne suretle olursa olsun gelir getirici bir faaliyette bulunmaması ve yönetim, denetim, danışma ve tasfiye kurulu üyeliklerinden gelir elde etmemesi,
e) Herhangi bir milletvekilinin ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve sıhri hısımı olmaması, gerekmektedir.
Ancak, bazı ihtiyaçlarını ve çalışmalarını bir başkasının yardımı olmaksızın yerine getiremeyen özürlü Milletvekillerinin çalıştıracakları Danışmanlar için, bu maddenin (a) ve (e) fıkralarında belirtilen şartlar aranmaz.
Bu bilgi elde var olsun…
***
Geçtiğimiz yıl ekim ayından itibaren bazı değişikliler oldu…
Milletvekillerinin yıllardır beklediği 3. personel desteği de kendilerine verildi.
Birer danışman ve sekreter çalıştıran milletvekilleri 1 Ekim’den itibaren en az lise mezunu olması koşuluyla 3. personelle çalışma olanağına kavuştular…
Hadi hak verelim…
Bazen gecenin körüne ya da sabahın ilk saatlerine kadar TBMM’de çalışan milletvekilleri evlerine ya da seçim bölgelerine giderken yorgunluk nedeniyle kendi kullandıkları özel araçlarla kaza yapabiliyorlar.
İşte 3. personel de bu noktada gerekli olabiliyor…
Bu bilgi de elde var olsun…
***
Milletvekili danışmanlarının aldığı maaş daha önce 2 bin TL iken 3 bin 958 TL’ye, ‘Danışman yardımcısı’ unvanlı sekreterlerin maaşı 3 bin 368 TL’ye, şoför maaşı ise yaklaşık 3 bin TL’ye çıkarıldı.
Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in danışmanları 6 bin 446 TL, 2. danışman statüsü verilen sekreterlerin maaşı da 4 bin 705 TL oldu…
Meclis’te grubu bulunan partilerin danışman sayısı da artırılırken, gruplara danışmanlık yapacakların maaşı 5 bin 479 TL’ye yükseldi…
Bu rakamlar ne kadar müreffeh bir ülkede yaşadığımızın da izahı…
Keşke, insana verilen değer her alanda böyle olsa…
Bu bilgi de elde var olsun…
***
Şimdi biraz dikkat…
Yukarıda gördüğünüz 4. maddede de belirtildiği üzere herhangi bir milletvekilinin ikinci dereceye kadar kan ve sıhrî hısımları bu şekilde çalıştırılamaz… Ancak engelli milletvekilleri için, en az lise mezunu olma ve akrabasını çalıştırmama yasağı geçerli değil…
Ben burada hangi Konya milletvekilinin, hangi akrabasının kendisine danışmanlık hizmeti vermekte olduğunu tek tek söylemeyeyim. Bildiğim kadarıyla Konya vekillerimizin hiçbiri özürlü değil…
Peki, nasıl oluyor?
Yurdum insanının her türlü zorluğa bulduğu çare gibi, vekiller de ‘akrabalarını’ istihdam etmek için ‘çapraz ilişkiye’ giriyorlar.
Yani Konya milletvekilinin kardeşi İstanbul milletvekilinin danışmanı, İstanbul milletvekilinin amcaoğlu da Konya vekilinin danışmanı olarak gösteriliyor.
Tanıdığınız bir milletvekilinin danışmanı, o vekilin kardeşi, ya da kayını, ya da amcaoğlu falansa, bilin ki bahsettiğim şekilde istihdam ediliyor. Danışmanların maaşları da yükselince, bu durum Türkiye’nin en zirvesindeki ‘seçilmişlerin’ bile aklını başından alıyor…
Bu paranın aile içinde kalması için besmele çekmeye ne gerek!
Bir de… Yeni durum daha önce danışmanlarda aranan 4. maddede de ifade edilen ‘Yüksek öğrenim görmüş olması’ şartını da içermeyince, değmeyin gitsin…
Daha önce üniversite mezunu olamadığı için istihdam edilemeyen akrabalara gün doğuyor ve bu güne kadar cefa çekmiş olan danışmana güle güle demek normalleşiveriyor.
Buraya kadar anlattıklarımın -kabul edilmez de olsa- bir izahı olabilir…
Duyduğum en iğrenç hadise ise şu:
Danışmanlık maaşları 3 bin TL’nin üzerine çıkınca, bazı milletvekilleri ‘danışmanlarıyla pazarlığa’ girişmişler. Devletin kendisine ödediği 3 bin küsur liranın bin 500 bilemedin 2 bin TL’sini alan danışman, üzerini milletvekiline veriyormuş…
Bu söylediklerimi ‘mahallî’ olarak algılamayın…
Bu parti veya şu parti olarak da görmeyin… 550 milletvekilinden herhangi birisi…
Açgözlülüğe bakar mısınız?
Yazık, çok yazık…