Geçen hafta PKK çekilmiyor diye yazmıştım, biraz daha ileri gitmiş çekilme olmadığı gibi PKK eski kadrolarını dağlardan indirmiş yerleşim yerlerine yerleştirmiş, silahlı insanlar şehir ve kasabalarda kol gezmeye başlamışlar demiştim.
Bu yazımdan sonra BDP Eşbaşkanı ağzındaki baklayı çıkarıverdi "Velev ki hiç çekilmediler, Türkiye demokratikleşmeyecek mi?" açıklamasını yaptı. Bu sözü daha önce başkaları da söylemişti. Akil adamların büyük bir bölümü "Hükümet Türkiye için bir demokratikleşme hamlesi yapacaksa, bunu örgütün çekilmesiyle bağlantı kurmadan yapmalı" demişlerdi bunun içinde büyük tepki almışlardı.
Akil adamlara göre demokratikleşme çalışmaları çekilmeye endeksli olursa, “Teröristle pazarlık yapılıyor” izlenimi ortaya çıkardı. İktidar partisi seçim çalışmalarından önce halka vaat ettiği demokratik açılım düşüncesini adım adım gerçekleştiriyor, ancak bazılarının harekete geçmesinden kendi yaptığı çalışmalardan birilerinin rant elde etmesinden ve güçlenmesinden rahatsız oluyordu.
Bunun için iktidar partisi, PKK’nın, “bak biz verdiğimiz silahlı mücadele sonucunda haklarımızı söke söke aldık” onun için bundan sonra Kürt halkının temsilcisi ben olacağım gücünü de kırmak istiyordu.
PKK ve onun meclisteki uzantısı yaptığı açıklamalarla, Türkiye’nin demokrasiyi daha iyi sindirme çalışmasını, pazarlıklar sonunda yapıldığı görüntüsü vermeye çalıştı.
Başbakan ısrarla İmralı'da herhangi bir pazarlık olmadığını ifade etse de, bu işin sadece Kürtlere verilecek haklarla ilgisinin olmadığını söylese de, buna kimseyi inandıramadı.
Evet PKK bunu istismar ediyor, demokratikleşme paketinin gecikmesinden de yararlanarak, doğuda ve güney doğuda meydanlarda at koşturuyor. Yani geçen hafta yazdığım gibi çekilme falan yok.
Hatta PKK çözüm sürecinden o kadar rahatsız ki bu süreci sürekli baltalamanın peşinde koşuyor.
Çünkü PKK ve BDP, Tüm Kürt halkını temsil etmiyor. Onun içinde objektif düşünemiyor. Tabiî ki kendi derdine düştüğü için açılım bekleyen diğer insanları da ihmal ediyor, ya da onların penceresinden bakamıyor.
Bugün, silahlı tehdidinin azaldığı ortamda, doğudaki insanlarımız ve tüm Türkiye’nin barışı yaşamaya başladığı görülüyor, bunun sonuçlarının da hissedildiği bir dönemi yaşıyoruz. Bu barış ortamından zarar görenler var, bunun böyle olmasını istemeyenler var. Açılımla kendilerinin yok olacağını düşünenler var, yok olacakları için öfkeyle bu projeye zarar veriyorlar.
PKK ya, isteyerek ya da istemeyerek destek veren vatandaşlar barışa alışır da destek vermezlerse, çocuklarını dağa göndermezlerse, bu insanlar yumuşarsa, korkusundan PKK doğuda hareketliliği devam ettirerek, çekilmiş gibi görünüp çekilmeyerek, insanların barışa uyum sağlamasını engellemeye çalışıyor.
Bunu sadece PKK yapmıyor ki, birçok Alevi örgütte bu süreçten rahatsız oldukları için onlarda aynı çalışmanın başka dişlisi olarak çalışıyorlar.
Çünkü barış süreci kinden, nefretten, kavgadan, ayrışımdan, beslenenlere çomak sokmaktadır. Onun için bu süreç devam etmesini istiyorsak, bunları göz ardı etmemeliyiz,
Amaç ne, üzüm mü? bağcı mı?
İşte esas mesele bu!