Bu sezon Teknik Direktör Aykut Kocaman tarafından daha fazla forma şansı verilen ve bu şansı iyi kullanarak yakalanan başarıda önemli pay sahiplerinden olan Volkan Fındıklı'nın Konyaspor Dergisi'nin 33.sayısında yer alan röportajı şöyle:
BAŞARIMIZIN SIRRI:
ARKADAŞLIK ve TEKNİK HEYETİN İSTEKLERİNE GEREKTİĞİ GİBİ KARŞILIK VERMEK
Oyuncumuz Volkan Fındıklı bu sezon kendisine verilen fırsatları iyi değerlendirerek takımımızın önemli isimleri arasına girdi. Soğukkanlılığı bugünlere gelmesindeki en önemli etken… Futbolu çok seven bir baba, basketbolcu bir kardeşin yer aldığı aileden gelen Volkan’ın Marmarisspor’un profesyonel şubesinin kapanmasıyla belki de sona erecek kariyeri 2010 yılında Konyaspor’umuzdan gelen teklifle değişiyor ve ortaya bugün ki parlak dönem çıkıyor.
“Konyaspor kariyerimde en önemli yere sahip” diyen Volkan Fındıklı, takımımızın bugün geldiği başarılı noktada en büyük etkenin, teknik heyetin isteklerine gerektiği gibi karşılık vermek ve hiçbir takımda olmadığına inandığı arkadaşlık olduğunu ifade ediyor.
Volkan “Sezonu üçüncü bitirip Avrupa Kupalarına direkt katılmak ve her Türk futbolcusu gibi Avrupa’da ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek istiyoruz” derken, oynayabildiği kadar en uzun süre futbol oynayıp milli takım formasını giymeyi çok istediğini de sözlerine ekliyor.
Futbolla olan ilişkin nasıl başladı?
Futbola tabii ki bende diğer yaşıtlarım gibi çok küçük yaşlarda mahallede ve okulda oynayarak başladım. Sonrasında babam Marmarisspor’un alt yapısına gönderme fikrini söyledi. Sevindim ve bu sayede 9 yaşında futbol hayatım Marmarisspor’da başlamış oldu.
Ailende futbolla ilgilenen başka birileri var mı? Futbolcu olman konusundaki tavrını onlar nasıl karşıladı?
Aslında kardeşim de futbolla ilgiliydi. Fakat sonrasında basketbola yöneldi. Kendisi şu anda Adanaspor Basketbol Takımı’nda profesyonel olarak oynuyor. Ailem okulu da aksatmamam şartıyla her zaman arkamda oldu. Babam futbolu çok seven sıkı bir Beşiktaş taraftarıdır.
Marmaris Belediyespor’da başlayan futbol yaşantında Konyaspor ile ilk olarak 2009-10 sezonunda tanıştın ve PAF Takımında forma giydin. O dönem transferin nasıl gerçekleşti ve neler hissettin ?
Öncelikle 2 sezon Marmarisspor ile 2.Lig’de mücadele ettikten sonra 3.senemde 3.Lig’e düşen takımda devam edecektim. Liglerin başlamasına kısa bir süre kala Marmarisspor’un profesyonel şubeyi kapattığı ve lige katılmayacağı söylendi. Bende boşta kalmıştım. Takım aramaya başladım. O sırada menajerim Konyaspor’un benimle ilgilendiğini ve alabileceğini söyledi. Bende heyecanlanmıştım. Çünkü Konyaspor o gün PTT 1.Lig’de oynuyordu ve bu durum benim için önemli bir adımdı. Anlaştık ve böylelikle Konyaspor’a gelmiş oldum.
Sonrasında Konya’dan ayrılış ve Dardanelspor ile mücadele etmenin ardından bu sefer Anadolu Selçukspor için yeniden Konya’ya döndün. Futbol konusunda Konya galiba senin hayatında özel bir yere sahip ?
Konyaspor’a geldiğim dönem pek fazla forma şansı bulamadım. Bu yüzden PAF Takımda maçlara çıktım. O dönemki hocamız Salih Eken’di ve sonrasında Anadolu Selçukspor’da görev aldı. Beni arayıp gelip-gelemeyeceğimi sordu. Bende gelmek istediğimi söyledim. O zaman Konyaspor’un pilot takımı olduğu ilk seneydi. Tekrar Konya’ya gelip futbol yaşantıma devam ettim ki Konya ile futbol dışında hiçbir bağlantım yoktu. Ama kariyerimde en önemli yere sahip oldu.
Anadolu Selçukspor’da 2 sezon boyunca 61 lig maçına çıktın. Bu dönemin senin futbol hayatın için tecrübe anlamında çok şeyler kattığını söyleyebilir miyiz ?
Evet söyleyebiliriz. Çünkü gerçekten 2 sezon boyunca çok fazla maça çıktım. Tecrübe anlamında bu durum bana çok şey kattı. Oradaki performansımın da Konyaspor’a gelmeme vesile olduğuna inanıyorum.
Ve sonrasında yeniden Konyaspor ama bu kez A Takım için imzayı attın. İmzayı atarken kafanda ‘Burada oynayabilir miyim?’ düşüncesi mi yoksa burada oynayacağım inancı mı vardı ?
Aslında gerçek olan şu ki o dönem Konyaspor dışında hiçbir Süper Lig takımıyla anlaşamazdım. Durum böyle olunca Konyaspor ile Türk futbolunun en üst ligi olan Süper Lig’de şansımı denemek istiyordum. Tabiki kendime güveniyordum. Fakat 2.Lig’den alttan gelmiş biri için bu tamamıyla sizin elinizde olan bir durum değil. Bende çalışıp, verilen şansları iyi kullanmaya çalıştım. Gerisi de bir şekilde geldi.
İlk sene fazla forma şansı bulamasan da çıktığın 7 lig ve 3 kupa maçı var. Yani Süper Lig’deki ilk deneyimlerini yaşadın. Duyguların nelerdi? İlk çıktığın maçta neler hissettin ?
İlk sezonumda lig kadrosunda fazla şans bulamıyordum. Kupa maçlarında oynama fırsatım oldu. Sonrasında hoca değişikliğiyle Aykut Kocaman takımın başında geldi. Ve bana yine kupa maçlarında görev verdi. Sanırım verilen şansı iyi kullandım ki ondan sonraki dönemde daha fazla üstüme düştü ve beni ligde de kadroya almaya başladı. Çalışmalarımı ona göre düzenledi. Sonrasında ligde de forma giymeye başladım. İlk maçım ilk yarının son maçı olan Ç.Rizespor A.Ş. maçıydı. Sonradan oyuna dahil oldum. Kısa bir süre oynamış olsam da gerçekten bu ligin havası beni fazlasıyla heyecanlandırmıştı.
Süper Lig ile alt ligler arasındaki fark sence ne ?
Öncelikle futbol kalitesi tabiki de… Bütün profesyonel liglerde oynama fırsatım oldu ve iyi gözlemlediğimi düşünüyorum. Ama bu kaliteyi belirleyen kesinlikle kafa yapısı bence. Çünkü gerçekten her ligde yetenekli futbolcular var ve Süper Lig’de de oynayabilirler. Ama mental anlamda buna ne kadar uyum sağlayabilirler. İşte farkın burada ortaya çıktığına inanıyorum.
Ve gelelim bu seneye… Bakıldığında müthiş bir performans sergileyen takımımız ligde üçüncü sırada… Gelinen noktada sence başarının en büyük sırrı nedir?
Bence bunda birkaç etken var. Yeni stadyuma geçmemiz ve taraftarın gücünü gerçekten arkamızda hissetmemiz, oluşan güzel atmosfer, bize verdikleri destek, teknik heyetin her anlamda yaptıklarını iyi bilmesi, hedefe yönelik çalışmalarımız, futbolcu grubu olarak gerçekten başarıyı istememiz… Bunun yanı sıra teknik heyetin isteklerine tam anlamıyla karşılık verilmesi, aramızdaki arkadaşlık ve bunlarla birlikte yakalanan hava bence başarının en büyük sırrıdır.
Kalan haftalarda büyük bir sorunla karşılaşmadığımız takdirde Avrupa Kupalarına katılma hedefine ulaşmamıza çok az bir süre kaldı. Bu konuda neler söylersin?
Sezona başlarken koyulan hedeflerden biri zaten Avrupa Kupalarına katılmaktı. Fakat gelinen noktada ligi üçüncü sırada bitirip Avrupa Kupalarına ön eleme oynamadan katılma şansımız çok büyük ve bu durumumuzu sürdürüp lig üçüncülüğü hedefine ulaşmak istiyoruz. Ve her futbolcu da lig ve kupa dışında bu seviyede Avrupa’da futbol oynamak ister. Umarım sezon sonu bu istediklerimize ve hedefimize ulaşırız.
Takımımızın 2016 yılında oynadığı resmi maçlarda yenilmemesi ve bu serinin her hafta devam etmesi üzerinizde herhangi bir baskıya neden oluyor mu ?
Artık be yaptığını bilen bir grupla beraber gelinen noktanın keyfini çıkarttığımızı düşünüyorum. Bizim üstümüzde yaptığı baskıdan çok oynadığımız takımların bizi yenme adına ekstra motive olduklarını düşünüyorum.
Yakalanan başarıda ‘birlik-beraberlik’ en önemli etkenlerden. Takım içerisinde arkadaşlıktan bize bahseder misin ?
Arkadaşlık gerçekten çok güzel… Yerli-yabancı herkes birbiriyle çok iyi anlaşıyor. Takımımızda kötü niyetli ya da bulunduğumuz ortamı bozacak bir kişi bile olduğunu düşünmüyorum.
Bakıldığında Volkan Fındıklı’nın asıl görev yeri stoper. Ama bu sezon takımımızda ön libero olarak oynuyorsun ve daha çok oyunun pas ve organizasyon yönüyle ilgilisin. Bu durumun zorluklarını yaşıyor musun? Yoksa daha çok faydalı olduğunu mu düşünüyorsun ?
Bu konu çok tartışıldı. Fakat ben alt yapı eğitimimi ve ilk profesyonel yıllarımı hep ön libero oynayarak geçirdim ve burada da nasıl oynanması gerektiğini, neler yapılmasını iyi biliyorum. Sonrasında stoperde oynamaya başladım. Daha çok profesyonel maçlarımı bu bölgede oynadım ve Konyaspor’a gelmemde de bu bölgede gösterdiğim başarılı performansımın sebep olduğuna inanıyorum. Aykut hoca stoper dışında ön liberoda da görev vermeye başladı. Ben de bu yönümü daha fazla geliştirdiğimi düşünüyorum. Ön liberoda oynamanın zorlukları stoperde olduğu gibi tabiki var.
Kendinle ilgili özeleştiriler yapar mısın? Hangi konularda eksiklerin olduğunu düşünüyorsun?
Bütün futbolculuk yaşantımda oyunuma daha fazla agresiflik katmam gerektiği söylendi. Ve bende bu yönümü geliştirmeye çalıştım. Onun dışında daha çabuk hareket edip, oyunu daha çabuk oynama adına da eksiklerimin olduğunu biliyorum. Bunu kapatmak için çalışıyorum. Daha fazla şut atıp özellikle bu yönümü de geliştirmem gerektiğini düşünüyorum.
Futbola başladığın pek çok arkadaşın şimdi belki başka işler yapıyor. Volkan Fındıklı ise bugün Süper Lig oyuncusu olarak futbol yaşantısına devam ediyor. Seni diğer arkadaşlarından ayıran ve bu noktaya gelmesini sağlayan en önemli özelliklerinin hangileri olduğunu düşünüyorsun?
Bence bu noktalara gelmek için öncelikle sahaya iyi yapabildiğiniz şeyleri gerektiği gibi aktarmak gerekiyor. Verilen fırsatları iyi değerlendirmek, bunun öncesinde tabiki de çok çalışmak, hedefe yönelik çalışmak ve kendinizi ben bunu başarabilirim yönünde motive etmemiz gerekiyor. Yoksa şu özelliklerimden dolayı buradayım diye bir şey diyemem. Çünkü alt yapıda olduğum dönemde benden çok daha yetenekli futbolcular vardı. Sadece buraları hayal edip, bu doğrultuda doğru işler yaptığımı düşünüyorum. Ve kesinlikle şans faktörüne de inanıyorum.
Takım olarak yakaladığımız başarıda stadyumumuzun önemli bir rolü olduğu görüşüne katılıyor musun ?
Bence bir görüş değil kesinlik kazanmış bir durumdur. Liglerin kalitesini de stadyumların modern görünümleri ve oraları dolduran taraftarların arttırdığına inanıyorum. Biz bu konuda ligin en şanslı takımlarından biriyiz.
Peki bundan sonrası için takımımızın ve kendi hedeflerin ile ilgili neler söylersin?
Takım olarak öncelikli hedefimiz bu sene ligi üçüncü sırada bitirmek ve kupada da finale kalmak. Uzun vadeli olarak hedeflerimiz arasında tabiki Avrupa Kupalarında ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek ve bundan sonraki senelerin şampiyonluk adaylarından biri olmak var. Şahsi olarak da Avrupa Liglerinde oynamak isterim. Ve tabiki de en önemlisi ay-yıldızlı milli formayı giymek.
Gelecekle ilgili kariyer planlamanda neler var?
Oynayabildiğim en uzun süre futbol oynayıp, sevdiğim bu işten para kazanmak istiyorum. Sonrasında ise başka iş sektörlerinde yer alabilirim. Büyük konuşmamak gerekir belki ama futbolla ilgili herhangi bir görev almak istemiyorum.
Futbolun dışındaki hayatında neler var?
Futbol dışındaki odak noktam Beray Erdil (Gülüyor…) Kız arkadaşımla uzun süredir mutlu bir şekilde yürüttüğümüz bir ilişkimiz var. Beraber vakit geçirmediğimiz zamanlarda ilgimi beslediğim Murphy adındaki kedime aktarıyorum. Onunla vakit geçirmek için evde oluyorum. Zamanımızın büyük bölümünü beraber geçiriyoruz. Ne kadar klişe cevap olsa da onun dışında kalan zamanlarımda film izler ve kitap okurum.
Buradan son olarak taraftarlarımıza vermek istediğin mesajlarını alalım…
Şimdiye kadar ki desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Bundan sonrasında da yanımızda olacaklarına inanıyoruz. Bizler de onları üzmemek için elimizden geleni yapmaya çalışacağız.