Lösemi, çocukluk çağı kanserlerinin en sık görülen türüdür ve genellikle ani gelişen belirtilerle kendini gösterir. Dr. Adaklı Aksoy, 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası vesilesiyle yaptığı açıklamada, lösemi hastalığının teşhisi, tedavi yöntemleri ve hastalığın belirtileri hakkında önemli bilgileri paylaştı.
Lösemi tedavisi, Türkiye'de büyük bir seferberlikle yürütülen sağlık hizmetlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Lösemi tedavisinde kritik bir rol oynayan kemoterapi, radyoterapi ve kök hücre nakli gibi yöntemlerle, lösemi hastalarına başarıyla hizmet veriliyor. Türkiye'de faaliyet gösteren çocuk hematoloji ve onkoloji uzmanları, tüm çocukluk çağı kanserlerini başarılı bir şekilde tedavi ediyor.
Dr. Adaklı Aksoy, löseminin çocuklarda en sık görülen kanser olduğunu belirtirken, tedavinin hastalığın alt tipine göre değiştiğine dikkat çekti. Lösemi, genellikle çocuklarda ani gelişen belirtilerle ortaya çıkar. Bu belirtiler arasında giderek artan halsizlik, yorgunluk, kanamalar (diş eti, burun gibi bölgelerde), çürükler, morarmalar, eklem ağrıları, tedaviye yanıt vermeyen ateşli enfeksiyonlar, lenf bezesi şişlikleri ve karaciğer ile dalak büyümesi yer almaktadır. Ayrıca, kan tahlillerindeki şüpheli bulgular da lösemi teşhisine işaret edebilir.
Her morluk ve çürüme lösemi mi?
Löseminin tanısı için kan sayımları, laboratuvar analizleri ve kemik iliği incelemelerinin yapılması gerekmektedir. Ancak bu testlerin her yerde yapılamadığına dikkat çeken Dr. Adaklı Aksoy, bu nedenle uygun altyapı ve ekipmanın önemini vurguladı.
Lösemi tanısı konulduğunda, tedavi sürecinin uzun ve yoğun olduğunu belirten Dr. Adaklı Aksoy, hastaların ve ailelerinin moral, motivasyon, temizlik ve sağlıklı beslenmeye dikkat etmeleri gerektiğini söyledi. Lösemi tedavisinin sadece hastaları değil, aileleri de manevi ve maddi olarak zorlayabileceğini ve bu süreçte toplumun destek ve anlayışının önemli olduğunu vurguladı.
Dr. Adaklı Aksoy, lösemi gelişimini kolaylaştırabilen faktörler arasında maruz kalınan alkol, böcek ilaçları, tarım ilaçları ve kemoterapi ilaçları gibi etkenlerin bulunduğuna işaret etti. Bu nedenle temiz bir çevre, sağlıklı beslenme, aşıların zamanında yapılması ve çocukluk çağı kontrollerinin düzenli takip edilmesi, lösemi riskini azaltabilecek önlemler arasında yer almaktadır.
Sonuç olarak, çocukluk çağı lösemilerinin tanı ve tedavisi büyük bir özveri ve uzmanlık gerektiren bir süreçtir. Bu hastalıkların sıklığına göre uygun tedavi yaklaşımları benimsenmekte ve çocukların sağlıklı bir yaşama kavuşmaları için çaba harcanmaktadır. Lösemi konusundaki bu önemli açıklamalar, çocukların sağlığını korumak ve lösemiyi daha iyi anlamak adına büyük bir bilgi kaynağı oluşturuyor.