Bir haftadır ABD hariciyesinin bu derin dedikodularıyla yatıp kalkıyoruz.
Kimine göre bilerek yapılan bir “sızıntı”, kimine göre ise ABD’nin beceriksiz diplomatlarından kaynaklanan bir gelişme Wikileaks vakası…
Ancak biz biliyoruz ki, siyaset arenasında hiçbir şey kendiliğinden olmaz.
Birileri tertip etmeden dünya çapında böyle bir olayın yaşanacağını düşünmek safdillik olur.
Peki bu tertip kime ait?
Kimilerine göre İsrail, kimilerine göre ABD…
Bu siber saldırının arkasında kimin olduğu aslında o kadar da önemli değil…
Bu saldırının kimin işine yaradığı aslolan…
Kimi gazete köşe yazarları ABD’yi vurdu bu olay diyorlar.
ABD’nin ne kadar boşboğaz diplomatları, ne kadar cahil hariciyecileri varmış şeklinde yorumlar yapılmaya başlandı bile.
Bu durum ABD’nin dünyadaki itibarını zedelemekte, karizmasını çizmekte diyenler de çoğunlukta…
Ancak şöyle etrafımıza bir baktığımızda hiç de öyle olmadığını görüyoruz…
Bu “sızıntı” en çok hakkında dedikodusu yapılan ülkeleri etkiledi…
Bakın biz de bile, saldırılar, savunmalar havada uçuşmaya başladı…
Muhalefet iktidarı, iktidar herkesi suçlar hale geldi…
Sadece biz de değil, diğer ülkelerde de devlet adamları iddiaların doğru ya da yanlış olduğu üzerine tonlarca laf söylüyorlar…
Bütün bunlar olurken ABD peki ne yapıyor?
Oturmuş oradan dünyayı seyrediyor…
Bakalım bu kaostan neyi devşirebilirimin hesabını yapıyor…
Wikileaks’la adeta her ülkede bir iç hesaplaşma ortamı yaratılıyor ve bu iç hesaplaşmadan ortaya çıkacak yeni gelişmeler ABD tarafından dikkatle izleniyor…
Bu yalnızca iç hesaplaşmaya dönüşmüyor, ülkeler arasında da “kin” ve “güvensizlik” ortamının oluşmasını sağlıyor.
Her ülke, bu şuuyu vukuundan beter söylentiler için gardını almış durumda…
Birisi yanlış bir şey söylese gözünün üstüne yumruğu yiyecek neredeyse…
Kişilerin, ülkelerin sinir katsayısını yükselten bir psikolojik operasyonla karşı karşıya olduğumuzu görmemiz gerekiyor…
250 bini aşkın belgenin binde biri açıklanmışken koparılan gürültüye bakarsak, ileriki zamanlarda çok daha büyük gürültüye hatta bu gürültülerin bir çatırdamaya/kavgaya dönüşmesine tanıklık etme ihtimalimiz yüksek görünüyor…
Peki bu Wikileaks’la Amerika tam anlamıyla ne yapmak istiyor…
Bir haftada yaşananları görünce yapılmak istenen hakkında yeterince ipucunun olduğunu görüyoruz.
Amaç, tam anlamıyla bir sporcuda laktik asit etkisi yaratır gibi ülkeler üzernde de bu etkiyi yaratmak…
Laktik asit eşiği sporcunun bünyesinin antrenman seviyesi ile ilgilidir.
Dolayısıyla antrenmana alışık, dayanıklılık ve direnç seviyesi yüksek sporcunun, laktik asit eşiği antrenmansız ve dayanıklılığı olmayan bünyeye oranla daha yüksektir.
Antrenmansız bir bünyenin yoğun antrenman sonrası laktik asit belirtileri kaslardaki ağırlık, yorgunluk ve ağrı ile kendini gösterir..
Yaşanan tam da bu işte…
Ülkelerin laktik asit eşiğinin sınırına bakıyor şimdi Amerika…
Bu sızıntı sonrasında eğer ülkeler güçlü bünyelere sahiplerse, antremanlılarsa, daha dirençli olacaklar, bundan daha az etkilenecekler, yok değillerse yandı gülüm keten helva…