İSTANBUL (AA) - Allianz Türkiye CEO’su Aylin Somersan Coqui, kadınların seçilen değil, seçen olması gerektiğini belirtirken "Türkiye'nin bir gerçeği var bunu değiştiremeyeceğiz' diye ümitsizliğe kapılırsak o zaman zaten değişim başlamayacak. Ben 'değiştirelim' diyorum." dedi.
Global yönetim danışmanlığı şirketi McKinsey & Company'nin Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) iş birliğiyle hazırladığı "Women Matter Türkiye 2016" raporunun tanıtım toplantısının ardından açık oturum düzenlendi.
Coqui açık oturumda yaptığı konuşmada, yönetim ekibinin, üst yönetimin ve tüm yöneticilerin aldığı kararların önemine işaret ederek, "Mesela bir terfi sürecinde kişi doğum iznindeyse ne yapılıyor? Biz bunu (terfi) yapabiliyoruz. Benim böyle karar aldığımı gören üst yönetim de öyle karar alıyor. Onu gören diğer yöneticiler de aynı şekilde karar alıyor." dedi.
Coqui, işe alım konuşmasında eğer bir kişi hamile olduğunu söylüyorsa kendisi için işe alımda hiçbir negatif etkisi olmadığını ve bu şekilde işe aldığı birçok kadının bulunduğunu ifade ederek, mentörlüğün önemini anlattı. Halden anlamak, empati kurmak, pek çok rolü üstlenirken "Acaba?" diyen kadına destek vermenin onun hayatını değiştirebildiğini belirten Coqui, "Bu ortamların hazırlanması, konuşulması, üniversiteli genç kadınlarımıza örnek oluşturulması çok önemli." diye konuştu.
Kadınların seçilen değil, seçen olması gerektiğini aktaran Coqui, "Türkiye'nin bir gerçeği var bunu değiştiremeyeceğiz' diye ümitsizliğe kapılırsak o zaman zaten değişim başlamayacak. Ben 'değiştirelim' diyorum. Ben başladığımda çevremdekiler de başlıyor, bir şekilde örneklem oluşuyor." ifadelerini kullandı.
Borusan Holding Üst Yöneticisi (CEO) Agah Uğur ise istihdamdan önce Türkiye'nin çok daha ciddi, bekasına yönelik sorununun bulunduğunu belirterek, Türkiye'deki 100 kadından 36'sının şiddet gördüğünü kaydetti.
Bunun ülkenin bir medeniyet konusu olduğunu ifade eden Uğur, şunları söyledi:
"Türkiye, medeni bir ülke olacaksa, Türk kadınının yeri bugünden çok daha farklı bir yerde olmak zorunda. Eğitim ve istihdam, kadının gücünün, kendine güveninin ve bağımsızlığının artması için son derece önemli. İstihdam konusunda da büyük şirketlerin genelde öncü olması lazım. Biz de yolun başındayız, bunun bilincine varmış olmamızı çok önemli olarak görüyorum. Dünyanın geleceğinden umutsuz değilim, çünkü konunun açılması, farkındalığın artması ciddi gelişmelerin başlangıcı oluyor. Bizim 'erkek işi, kadın işi' gibi bir problemimiz var. Biz görüntü olarak 'erkek işi' faaliyetlerde bulunuyoruz, iş makineleri, boru üretimi, yassı çelik üretimi, lojistik falan…
Bizim rakamlarımız Türkiye'nin rakamlarına çok benzer. Şirketlerimizin merkezlerinde çalıştırdığımız kadın oranı yüzde 40'ın üzerinde, bölgelerdeki yüzde 20'nin altında. İstanbul ve Anadolu farkını kendi içimizde bilmeden yaratmışız. Bununla ilgili değişim yaratmaya çalışıyoruz. Kadınların bugüne kadar seçmiş olduğu fonksiyonlar, meslekler destek fonksiyonlar olduğu için destek fonksiyonlardan şirket yönetimine ticari faaliyete geçiş zor oluyor."
Uğur, bir sonraki atamalarının bundan daha iyi olması için çalıştıklarını anlatarak, "En azından bir, iki şirketimize yeni girenlerdeki kadın oranının, şirketin mevcut oranına göre, 3 yıl içerisinde yüzde 5 artırılması hedefini verdik. Bunu 2016 başında verdik, şimdiden fark yaratılmaya başlandı." dedi.
Kadınların kendine güveninin artması için içlerindeki ön yargılarının da değişmesi gerektiğini aktaran Uğur, kadın girişimci varlığının önemini vurguladı.
- "Genç kadınlar bir adım öne çıkmayı kendilerine ilke edinmeli"
TÜSİAD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı Nur Ger de Türkiye'de üç haneli enflasyon dönemlerinin yaşandığını anımsatarak, "10 yılda bunu bitirdik. Bütüncül politikalarla, siyasi kararlılıkla, bütün topluma bunu yayarak ve herkesin desteğini alarak bitirdik. Toplumsal cinsiyet eşitliği konusu da böylesine politikalarla bu şekilde desteklenerek, buradaki başlangıç şirketlerinin ruhunu, bütün topluma yayan siyasi hareket, lider görürsek 10-20 yıl gibi kısa bir zamanda çok daha hızlı değiştirebileceğimize inanıyorum ve onu temsil eden liderlerin de aramızda olduğunu düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Çalışma hayatındaki bir kadının hamilelik dönemi ve çocuğunun 3-4 yaşına gelmesinin, belki de 2 çocuğunun o yaşa gelmesi için 10 yıllık zamanı bulduğunu ifade eden Ger, "Bütün gelişmiş toplumlara bakın, en gelişmişleri, kadının bu döneminde ona fırsat sağlamış. Kreş olanaklarına ya ücretsiz demiş ya iş dünyası üzerinden bunu ekonomik modellerle çözmüş. Biz de kreş konusunda bir yıllık raporu bitiriyoruz." dedi.
Ger, genç kadınların bir adım öne çıkmayı kendilerine ilke edinmelerini, erkeklerin de bu kadınlara destek olması gerektiğini söyledi.
AA