Ya Ali, Gul Lailahe İllallah…
Eskilerin Hürriyet muhabiri olarak, yenilerin de Memleket Gazetesi’nde Salı günleri yazdığı yazılarla tanıdığı namı diğer ‘cantı kırık’ Ali Akgül, toprağa defnedildikten sonra en son başında yakınları ve hoca efendi kaldı. Hoca efendi “Ya Ali, gul Lailahe İllallah” dediğinde, o ana kadar idrakinde zorlandığımız gerçek yüzümüze çarptı...
O yoktu artık…
Ali Akgül, birazdan gelip kapıdan kafayı uzatacak ve yalnızsam içeri dalıp sigara paketine gözünü dikecek sanki. Doktorunun ona uzun zaman önce sigara içmemesini ısrarla söylemesine rağmen zamanla bu talimatın ehemmiyetini her insan gibi unutan Ali abi, bir oturuşta bazen üç sigarayı içiverirdi. Yanlış anlar mı diye abi az iç bari derdik. Ama çok içerdi. Nihayet sigara ona yapacağını yaptı…
Bir birimizi çok severdik. Ne o benim bir dediğimi iki ederdi, ne de ben onunkini…
Bozkır’la ilgili pek çok yapacağı şey vardı kafasında. Kimisini paylaşır, beni de işin içine katardı. Son zamanlarda www.bozkirinsesi.com sitesiyle meşguliyetini iyice artırmış, ufak tefek para da kazanmaya başlamıştı. Bir gün bu isimle Bozkır’a büyük bir gazete kuracaktı. Gazetecinin hedefi başka ne olur ki?..
Kriz geçirdiğini Uğur abi telefonla söylediğinde soluğu hastanede aldım. Kendisini o vaziyette gördüğümde ise tekrar ayağa kalkamayacağını gördüm, ama maalesef kimseye söyleyemedim. Ali abi hızlı yaşadı genç öldü…
Mehmet Gazel’e o kadar hayrandı ki, her uzun oturmamızda adını anardı. Arayı fazla açmadan Gazel abisinin yanına gitti. Mehmet Gazel’in ‘canavar Alisi’ yanında şimdi…
Bu şehir Ali Akgül’ü unutmaz. Unutamaz…
Ali Akgül bu şehirde yaşamış unutulmayacak gazetecilerden oldu çünkü…
Onun Bozkır aşkı ise, gına getirirdi muhatabına. Bozkır için yanıp tutuşurdu. Ah Bozkır bilse, Bozkırlılar bilse…
Ali abi iki çocuğunu öksüz bırakmadı sadece. Memleket’teki köşesini, Bozkırınsesi.com’u ve dost meclislerindeki köşesini de öksüz bıraktı. Bu vesile ile acılı eşi Buket Hanım’a biricik kızı Miray ve oğlu Taragay’a taziyelerimi sunuyorum. Allah sabır versin…