Britanya'da Kent eyaletindeyiz. Bayram hazırlıkları başlıyor. İçimizde bir telaş ama Türkiye'deki gibi değil. Kurbanlık pazarına gitmek. "Kurbanını seçmek", el sallayıp, tokalaşmak, pazarlık yapmak, bu sallama esnasında kolun yerinden çıkma riskinden uzağız! Hanımla bayram telaşımız, vekaletle kurban kesen "yardım kuruluşlarından hangisine vekalet verelim ve hangi ülkeye gönderelim" üzerine.
Bu ülkede kurban kesmek yasak değil ama kesim yerleri ve standartları o kadar zor ki şehrin dışında, uzak çiflikliklerden birisini bulup kurbanı oraya nakletmek ve kurban bayramını idraklerine yerleştirsin istediğiniz bütün aile fertlerini toplayıp oraya gitmek, bütün prosedürleri yerine getirmek "eyaletin acemisi" bizim için çok zor bir durum.
Kurbanlık fiyatları Türkiye'ye göre ucuz ve fakat kesebilecek yer bulmak büyük mesele. Türkiye'de de standartlaşma ve istenmeyen görüntülerin oluşumunu engelleme, hijyen gibi kaygılarla getirilen düzenlemeler ileride bizim bugün İngiltere'de yaşadığımız sıkıntının benzerini Türkiye'de de yaşama riskini artırıyor gibi.
Hanımla kurbanlıkların nereye ve kim aracılığıyla gönderileceği üzerine mutabık kalıyoruz. Formları dolduruyor ve ücretini yatırıyoruz. İçimiz rahat. Çocuklara ve kendimize bayramlık alma telaşı içerisinde çarşıya çıkıyoruz. Her zamankinden farklı bir heyecan oluşturmaya çalışıyoruz çocuklar üzerinde ve vurguluyoruz "bu sizin kurban bayramı elbiseniz". Sıradan bir alışveriş değil. Sonra Hz.İbrahim ve Hz.İsmail kıssasını anlatıyoruz. Kurbanın kurbiyetten, yakınlıktan, yaklaşma çabasından, fedakarlıktan, adanmışlıktan mülhem olduğunu anlasınlar istiyoruz. Ne kadar anlıyorlar emin değilim.
NAMAZA YETİŞMEK
Normalde bu bölgede Türklerin bir kültür merkezi var. Cuma günleri Cuma namazı kılınıyor. Bayram namazı için toplanacak olan cemaat Kent eyaletinden geldiği ve Kültür Merkezine sığmadığı için bayram namazı kılınacak hol, toplantı merkezi benzeri yer arayışındayız. Bayram hafta içine geldiği için her zaman kullanılan "Bishop Of Rochester Academy Hall"u kiralayamıyoruz çünkü okul var!
Toplu namaz kılmak için kiralanmaya uygun yerler ise çok öncesinden "book edildiği"nden dolayı uygun yeri bulmakta zorlanıyoruz. Jimnastik grupları varmış bir çoğunda. Sonunda Gillingam Futbol Kulübünün stadyumunun yanında bir spor kompleksi ile anlaşıyoruz. Adam yiyecek getirilmesine izin vermiyor. "Kurban bayramı, kurban eti ve kavurmasınının önemini" o kavramakta biz anlatmakta zorlanıyoruz biraz ama sonunda anlaşıyoruz çay getirmeme karşılığında. Bize çay satacak!
Namaz kılınacak geçici mescidin posta kodu eyaletteki müslümanlara gönderiliyor. Posta kodu telefon numarası kadar önemli burada. Sabah namazından sonra Posta kodunu navigasyon cihazına girip, çoluk çocuk arabaya doluyoruz. Yol uzun. eyalet içinde yol alacağız. İngilizlerin "Pick Time" dedikleri sabah trafiğine takılmak istemiyoruz. Türkiye'yi aramak lazım aynı zamanda. Orada bayram başlamıştır.
Park yeri bulmak biraz sıkıntı da olsa, 400 kişi yaklaşık, Bayram Namazı kılacağımız yere ulaşıyoruz. Kadınlar evde hazırladıkları pasta, börek, baklava, çorba ve tabii kavurmaları getirip açık büfe bayram kahvaltısı hazırlığındalar. İmam ve cemaat, namaz kılınacak zemini ve ses sistemini hazırlamaktalardı biz vardığımızda. Böyle başladı ve yaşandı bizim bayram. Ya sizinki...