Garkad Ağacı ve Yahudi-Müslüman Savaşı
Peygamberimiz Hz. Muhammed sallallahü aleyhi vesellem, hevasından bir şey konuşmayan ve konuştukları vahiyden ibaret olan[1] bir önder olarak Yüce Allah’ın bildirmesi ile geleceğe dönük bazı açıklamalarda bulunmuştur. O, bu açıklamaları ile ümmetini olacak olanlara hazırlamış ve gelişen olaylara onları motive etmiştir. Onun bu uyarılarında inanan-inanmayan herkesin alacağı pek çok ders ve ibret vardır. Zira O, Allah’ın son peygamberi olarak konuşmaktadır ve O, insanlık için vardır, ömrünü insanlığın kurtuluşuna adamış insanlık sevdalısı bir peygamberdir.
Peygamberimizin kıyamet öncesine dair yaptığı açıklamalardan biri de onun şu meşhur ve sahih hadisidir:
Müslümanlar, Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bu savaşta Müslümanlar, Yahudileri öldürürler. Sonunda bir Yahudi bir taşın, bir ağacın ardına gizlenir. Bunun üzerine o taş, o ağaç şöyle der: “Ey Müslüman! Ey Allah’ın kulu! İşte arkamda saklanan bir Yahudi. Gel öldür onu.” Yalnızca Garkad ağacı bir şey söylemez. Zira o Yahudi ağacıdır.[2]
Abdullah b. Ömer, Ebû Hüreyre ve Ebû Umame el-Bahilî’nin farklı varyantlarla Peygamberimizden rivayet ettikleri hadis, sahih bir rivayettir. Hadisin, doğrudan Kur’ân ayetleri ve diğer sahih hadislerle çelişen bir tarafı da görülmemektedir.
Hadisin zahirî yorumuna göre taş ve ağaçların konuşması kıyamet alametlerindendir. Kur’ân bize hayvanların dilinden bahsettiği gibi, yerlerin ve göklerin konuşmalarından da bahseder. Nitekim bugün bilim de eşyanın dilinden bahsetmekte ve bu konuda araştırmalar sürmektedir.
Hadiste Yahudileri arkasında gizleyecek olan ağacın dikeni olması, dikenlerinin sık olması; saklayacağı Yahudilerin zararlı ve işlerinin son derece ketûm olmalarına işaret ediyor da olabilir.
Öte yandan hadis, Yahudileri saklayan ağaç ve taş ile onlara kol kanat geren, onlara destek çıkan kimi taş kalpli -odun kafalı güçlerin bile, Yahudilerin acımasızlıklarına tanık olup onlara destek çıkmaktan vazgeçeceğini, geriye onları destekleyen tek bir gücün kalacağı, onun desteğinin de uzun vadede bir şey ifade etmeyeceğine işaret ediyor gibidir. Zira gelişen teknolojik imkânlarla bugün taşların ve ağaçların ardına saklanmış bulunan küçücük canlıların bile tespiti zor olmamaktadır.
Hadisi, Müslümanları Yahudilere yönelik bir soykırım çağrısı olarak değil, onlara karşı bir uyarı olarak görmek gerekir. Peygamberimiz, bu sözleriyle Yahudileri zulüm ve şer odağı olmaktan sakındırmaktadır. Nitekim bu sözlerin sahibi olan Peygamberimiz, Medine’de oturmakta olan Yahudi kabileleriyle anlaşma imzalamış, onlar anlaşmalarını bozuncaya kadar onlarla birlikte yaşamıştır. Hayber Yahudileri ile de anlaşma yapılmış, onlar da uzun süre Müslümanların egemenliğinde yaşamışlardır. Ondan sonra da Yahudilerle insani ilişkiler devam etmiştir. Ancak Müslümanlar, düşmanlarına karşı güç kullanmak durumunda kaldıklarında bu hadisin haber verdiği şartlar gerçekleşecektir, diye düşünüyoruz.
Nitekim son dönemlerde Yahudilerin yaptıkları dengesiz ve haksız güç kullanımı, onların kendi bindikleri dalı kesmeleri demek olup onlara destek çıkanları uyandırmakta ve onları küresel yalnızlığa doğru sürüklemektedir.