Kısa adı HİSDER olan Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin Pazartesi Sohbetleri’nde, “Siyonist Planın Hedefindeki Ülke; Türkiye” konusunu ele alan Tarihçi-Yazar Yılmaz Altunsoy, Yahudi ırkının kaynağı hakkında bilgi verdikten sonra Yahudilerin, Mısır’dan çıkıp Kenan diyarı Filistin’e gelmelerinin İsa’dan önce 13. asra (1250) tekabül ettiğini belirterek “Yahudiler, Hz.Musa öncülüğünde Filistin’e geldiklerinde orada iki halkla karşılaşıyorlar. Bunlar Kenaniler (Araplar) ve Filistinliler. Yahudiler Kudüs merkezli iki devlet kuruyorlar. Kuzeyde İsrail, güneyde Yahuda diye. Babil Kralı Nebukadnezar, Yahuda Krallığını Süleyman Mabedi’ni tek duvar kalacak şekilde M.Ö. 587’de yıkıyor. 40-50 bin Yahudi’yi de yanında Mezopotamya’ya götürüyor. Yahudilerin sürgün dönemi böylece başlıyor. Yahudiler Babil’de pek zulme uğramıyorlar. Babil Krallığını da M.Ö.537’de Persler yıkıyor. Persler, Yahudilerin tekrar Kudüs’e dönmelerine müsaade ediyorlar. Kudüs’e dönen Yahudiler Saloman Duvarı (Ağlama Duvarı)’nın önünde dua ederek ağlıyorlar. Süleyman Mabedini tekrar inşa ediyorlar. Kalan 10 bin Yahudi ise Mezopotamya’ya dağılıyor” dedi.
YAHUDİLER DİNLERİNE BAĞLI BİR MİLLETTİR
Yahudilerin genel özellikleri arasında fitne fesat çıkarma ve ticaret kabiliyetlerinin son derece yüksek olması olarak belirten yazar Yılmaz Altunsoy, azınlık psikolojinin getirmiş olduğu dezavantajlarının da korkak olmaları olduğunu söyledi.
Korkaklığın bütün Yahudilere şâmil bir şey olmadığını ve Yahudilerin dinlerine son derece sâdık olduklarını ifade eden Altunsoy, “Yahudi hiçbir şekilde dininden çıkmaz. Yahudi hiçbir zaman Hıristiyan ya da Müslüman olmaz. Öyleymiş gibi gözükür. Siyonizm’e hizmet için öyle görünmeyi kendine bir yol olarak kabul eder. Devletleri Romalılar tarafından tarih sahnesinden tamamen silindikten ve Endülüs’ten kovulduktan sonra Dünya’ya dağılan Yahudiler, İngiltere’de ve İslâm toplumlarında özellikle Osmanlı’da çok rahat ettiler. Biz onlara Sefaret Yahudileri diyoruz. II. Beyazid, 1492’de kendilerine sığınan Sefaret Yahudilerine Osmanlı kapılarını açıyor. Yahudiler Selanik, Edirne, İzmir, Bursa ve İstanbul’a iskân ediliyorlar. Aşkenaz Yahudileri de Almanya, Macaristan ve Rusya’ya dağılıyorlar. Bulundukları toplumlarda kapalı devre çalışan Yahudiler, o toplumu bir virüs gibi sirayet ederek çürütüyorlar. Bulundukları toplumu bankercilik, tefecilik ve faizcilik ile haraca bağlayarak bir sömürü düzeni kuruyorlar” dedi.
YAHUDİ OYUNUNU TÜRKİYE BOZDU
Siyonist Yahudilerin üç aşamalı dünya hâkimiyet planından da bahseden Altunsoy, bu ülküye inanan Yahudilerin başında 1860 doğumlu ve bir Macar Yahudi’si olan Theodor Herzl’in geldiğini belirterek şu ifadelere yer verdi:
- Siyonist Yahudilerin dünya hâkimiyetleri üç aşamadan oluşuyor. İlk aşama Arz-ı Filistin’de bir devlet kurulması. 1948’de Filistin’de İsrail devletini kuruyorlar.
- Yahudilerin tümü Siyonist’tir. İngiltere’de 1774’de Londra’da kurulan Masonluk ise, Siyonizm’in dünya çapında bir propaganda aletidir.
- Başını dönme ve devşirme Sabetay Sevi’nin çektiği Sabetaycılık ise bir Yahudi projesidir. İkinci aşama ise, Arz-ı Mev’ud’dur.
- Yâni vaad edilen topraklardır. İşte Arz-ı mev’udun sınırları Nil ırmağından Fırat ırmağına kadar olan Mezopotamya’yı da içine alarak Türkiye’de Güneydoğu bölgesi, Kayseri ve Nevşehir’i de kapsıyor.
- Yâni 8 bin kilometrelik bu bölgede Mısır, Ürdün gibi 7-8 İslâm devleti de bulunuyor. Siyonist Yahudilerin arz-ı mev’ud oyununu Türkiye bozmuştur.
Meram Uluslararası Gençlik Merkezi’nde gerçekleştirilen tarih sohbetinden sonra Tarihçi-Yazar Yılmaz Altunsoy’a hediyesini, HİDER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu takdim etti.