Yalancı yakalama reçetesi…

yazar-3

Memlekette etkili iletişim becerilerinin insan yaşamındaki yeri ve önemi, sağlıklı ve uzun süreli ilişkiler söz konusu olduğunda tartışılamaz. İletişimin etkinliğini sağlayan en önemli unsur ise beden dilidir. Beden dili sayesinde karşınızdakinin davranışlarından düşüncelerini anlayabileceğinizi biliyor muydunuz? Bir insan yalan söylerken alın terlemesi, gözbebeği küçülme ve büyümeleri, yüz kası seğirmeleri gibi vücut hareketleri onu rahatlıkla ele verir. Emniyet görevlilerin gözaltına aldıkları bir şüpheliyi yalnız başına karanlık bir odada sandalyeye oturtarak sorguya çekmesinin sebebi onun beden dilini daha iyi analiz edebilmektir. Yalan söylediğinde onu ele verecek yegane delil vücut hareketleridir. İnsanlar yalan söyleme anında burun kaşıma, eli yüze götürme gibi makro hareketleri kontrol edebilmelerine rağmen, göz bebeği büyümesi, yanakların kızarması gibi mikro hareketlerine engel olamamaktadır. Bu yüzden en iyi yalan söyleme şekli, telefonda yalan söylemektir! Pazarlamacılara, müşteri satılan malı neden alamayacağını anlatırken onun avuçlarına bakmaları öğretilir. Gerçek nedenler sadece avuçlar açıktayken söylenir.Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Anlayabilirseniz kısa zamanda söndürebilirsiniz. Ya anlayamazsanız? İşte o zaman yandınız. “Şehr-i Konya”da, son günlerde yalan söyleyen kişiler ise yüzüne dokunup, gözlerini kaçırıyor. Erkeklerin büyük çoğunluğu yalan söylerken yakasıyla oynuyor ve gömleğini gevşetiyor. ABD’li hipnoterapist David yalancıyı ele veren ipuçlarını aşağıda görüldüğü gibi açıklıyor. “Şehr-i Konya”da birilerinin yalan söylemesine engel olamayız, ama bizi inandırmalarına engel olabiliriz. Nasıl mı?“Yalan söyleyen kişi göz temasından kaçınır, göz göze gelmemek için elinden geleni yapar. Ellerini ve kollarını az kullanır. Kendisine soru sorulduğunda elleri sımsıkı kapanıyorsa ya da avuçları aşağı dönükse bu yalanın ya da kandırmanın sinyalidir. Ellerini yüzüne ya da boynuna götürüyor olabilir ama bedeniyle teması sadece bu kısımlarla sınırlı kalır. Verdiği cevap nedeniyle rahat olduğunu göstermeye çalışan kişi belli belirsiz bir şekilde omzunu silker. El kol hareketleri ile söylediği sözler arasında zamanlama hatası vardır. Baş hareketleri mekaniktir. Şaşırmış, korkmuş ya da mutluymuş rolü yapıyorsa, yüzünde beliren ifade, ağız bölgesiyle sınırlı kalacaktır. Yalan söyleyen kişi ayakta dururken ya da otururken konuşma sırasında sırtını dik tutmaz. Kendisini itham eden insandan uzaklaşmak isteğiyle muhtemelen bakışlarını kapıya doğru çevirir. Konuştuğu insanla ya çok az fiziksel temas kurar ya da hiç kurmaz. İşaret parmağını ikna etmek istediği kişiye yöneltmez. Kendisini itham eden kişiyle arasına bir takım nesneler koyar. Bilinçaltından sızan gerçek duygular, düşünceler ve niyetler dil sürçmesi şeklinde ortaya çıkar. Karşısındaki kişi anlattığı hikayeye inanana kadar fazladan bilgi vermeye devam eder. Sorulara asla doğrudan cevap vermez, dolaylı olarak ima eder. ‘Ben, biz ve bizim’ gibi zamirleri ya çok azdır ya da hiç kullanmaz. Kullandığı kelimeler açık ve net olmayabilir. Soruları soruya oranla aşırı bir tepki gösterir. Bütün sorularınıza cevap verebilir ama kendisi size soru sormaz. Haksız suçlandığına sinirlenmez. ‘Gerçeği söylemek gerekirse’, ‘Dürüst olmak gerekirse’ ve ‘Niye yalan söyleyeyim’ gibi cümleler kullanır. Soruyu önceden düşünmüş ve cevabı hazırlamıştır. Sorunuzu tekrar etmenizi ister ya da soruya soruyla karşılık verir. Konuşmaya, ‘Yanlış anlamanı istemem ama’ gibi bir cümleyle başlar. İlginizi dağıtmak için şaka yapar ya da dalga geçer. Ayrıntılı açıklama gerektiren konuları sıradan bir şeymiş gibi aktarır. Hikayesi o kadar inanılmazdır ki, sırf bu yüzden inanırsınız.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.