"Sapkın, takıntılı, ruh hastası filan olabilir miyim? Kemal Bey’den başka bir konu bilmiyorum. CHP’ye ve statükoya verdiğim ayarı, yeni bir statüko oluşturma yolunda koşar adım ilerleyen AK Parti’den esirgiyorum. Çünkü korkuyorum."
Bu satırların yazarı, Star'dan Ahmet Kekeç. Kekeç kendisini eleştirenlerin gözündeki yerini şu cümleler ile açıklıyor:
ERDOĞAN'A LAF ETSEM EKMEĞİMDEN OLURUM
"Erdoğan’a laf etsem, işimden gücümden ekmeğimden olurum. Çünkü ben Erdoğan’la var oldum. Erdoğan öncesinde babamın marangozhanesinde ağaç rendeliyordum.
Erdoğan’ın beni bulup keşfettiği güne kadar bir tek yazı yazmamıştım, bir tek cümle kurmamıştım, bir tek kitabın kapağını açmamıştım.
Elime kalemi, AK Parti iktidarı döneminde aldım.(...) Üstelik iktidardan nemalanıyorum. Yandaşım, taraftarım, yalakayım.
Bu böyle uzar gider..."
DERDİM NEZİH, KİBAR, TERBİYELİ ADAMIN ÜSLUBUYLA
Kekeç Kemal Bey’inizle bir alıp veremediğim yok... Kendisini, bilakis, nezih, kibar ve terbiyeli bir adam olarak bilirim diyor ve "problem"inin bu “nezih, kibar ve terbiyeli adamın” üslubuyla; siyasete getirdiği “vasat”la olduğunu anlatıyor.
Bu vasata karşı savaşıyorum ve “hanemi” (nefsimi) savunuyorum...
Bunu da mı yapamayacağım?
İKTİDARA GELİNCE YANDAŞ BASIN YÜCE DİVANA
CHP iktidara geldiğinde, Kılıçdaroğlu'nun yapacağı ilk icraatlardan birinin, “yandaş basını” Yüce Divan’a yollamak olacağını yazan Kekeç şöyle devam etti:
Kemal Bey, (herhalde) “Yüce Divan’ın yükünü azaltmak için”, basına da çeki düzen verecekmiş.
Herkesten, hepimizden, birer Tufan Türenç, birer Oktay Ekşi, birer Ahmet Hakan Coşkun, bire (kaya gibi adam) Soner Yalçın yaratacak herhalde... Bu vasata karşı çıkanları da “Kel Ali tedbirleriyle” bertaraf edecek...
Kekeç'in köşesinin tamamını okuyabilirsiniz.