Yapan, yapılan, tartışan

Dr. Faik Özdengül

Meşhur hikayedir:

Yeniçerinin biri mahalle arasında bir Yahudi'yi yakalayıp yere yatırır ve hançeri boğazına dayar.

Yahudi vatandaş, yahu acı bana, ben sana ne yaptım, benden ne zarar gördün ki, hançerini boğazıma dayayıp canıma kast ediyorsun der. Yeniçeri sesini daha da yükselterek bağırır:

- Sus bre Kafir, siz Hz İsa Efendimizi çarmıha germişsiniz.

-İyi de o olay olalı bin sene geçti.

Yeniçeri'nin cevabı ilginçtir:

- Olsun ben yeni duydum.

Yüzyıllardır geçmişte yaşanan bir çok olaydan dolayı, tartışır birbirimizi kırar, kavga eder, küser hatta cinayetler bile işleriz. Örnek mi? Kerbela Hadisesi mesela. Defalarca şahit oldum bu bitmeyen tartışmalara.

Tatvan'da askerlik yaptığım sırada bir Kürt arkadaşla camiden çıktık. Espriyle karışık, hadi dedim pastaneye gidip bir şeyler yiyelim de Türk Kürt kardeşliğini pekiştirelim. Olmaz dedi. Sertçe. Siz ezen ulussunuz. Kimi ezmişim ben diye sordum.  Mevzu uzadı. Sonra zar zor gidip bir şeyler içebildik.

Yine rivayettir:

Birisi sokakta giderken bir köpek görür. Hemen koca bir taş alıp kafasına nişanlar. Yanındaki, kardeş ne yapıyorsun. günahı nedir deyince, geçen gün dağda beni bir köpek ısırdı der. İyi de bu hayvanın onunla ilgisi ne? Cevap yine ilginç:

-O da onun soyu.

Yapan başka, yapılan başka, tartışan başka.

Toplumlar da insanlar gibi. Yaşanan olaylar nasıl insan sağ beyninde duygusal yolaklar oluşturuyorsa toplumların da benzer duygusal hafızaları var. Dur o ben değilim, onlar biz değiliz biz farklıyız demek yetmiyor. Çünkü insanlar da toplumlarda yeterince olgunlaşmadığı zaman duyguları ile hareket ediyorlar.

Bilişsel terapistlerin zihnin bilgiyi işlemesi ile ilgili kullandıkları terimlerden ikisi de genelleme ve keyfi çıkarsamadır. Akılcı çözüm üretemeyen insanlar geneller ve keyfi çıkarsama yaparlar. Erkekler, kadınlar, Türkler, Kürtler, Fenerliler, Konyalılar gibi cümlelerine genelleyerek başlarlar.  Bazen de hayır sana katılmıyorum bahsettiğin kişi düşündüğün gibi biri değil dediğinizde, olabilir ama bana öyle geliyor derler.

Sağ beyinlerimizde yeni duygusal yolaklar oluşturmak, yeni ve güvenli bağlar geliştirmek zaman isteyen ve yorucu bir çalışmadır. Bunun için tutarlı, sabırlı ve adil bağlantı nesneleri  gerekir ve bunların da diğer insan ve topluma empatik yaklaşımı şarttır. Karşı tarafı  anladığını ve ihtiyaçlarıyla ilgilendiğini gösterip, sabırla bu çalışmaya devam etmesi olmazsa olmazdır.

Özellikle bağlanma ve bir arada olabilme ile ilgili sorunları çözmek, güvenli, tutarlı, şefkatli, sabırlı, anlayışlı ebeveynlerle mümkün olur. Bir çocuk için bu ebeveyn iken, toplumlar için önderlerdir. İster devlet erkanı, ister kanaat önderleri.

Kendimize de pay çıkaralım hadi, kıssadan bir hisse alalım:

Bir aradayken ayrılıkları konuşmayalım. Birleştirici ve yapıcı konular olsun konuştuklarımız.

Kimin haklı ve neyin doğru olduğu bir yana, hangisi faydalı diye düşünmeye başlayalım bundan sonra.

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.