ANKARA (AA) - BURCU ÇALIK - Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, anayasa değişikliğine ilişkin, "Nihayetinde yapılan iş bir rejim değişikliği değil. Cumhuriyetten, insan haklarından, demokrasiden taviz yok. Laiklikten de taviz yok. Hükümetin nasıl kurulacağıyla, yürütme ve yasama ilişkisini nasıl sağlayacağımızla ilgili tartışmalar hususunda çıkıp da bunu 'rejim değişikliği' diye ifade etmek, herhalde insanların aklıyla alay etmek gibi bir şey. Dalga geçmek gibi bir şey bu." dedi.
Bakan Özhaseki, AA muhabirine, anayasa değişikliğinin oylanacağı referandum süreci ve bu konuda yürüyen tartışmalara yönelik değerlendirmelerde bulundu.
TBMM'de kabul edilen anayasa değişikliğinde son kararı halkın vereceğine işaret eden Özhaseki, Meclis'te yapılan tartışmaların birçoğunu abartılı, komik ve gerçeklerden çok uzak bulduğunu söyledi.
Özhaseki, "Arkadaşlarımızın Meclis'te ortaya koydukları eylem türünü de çok demokratik bulmadım. Kürsü işgal etmek demokratik bir hak değildir. Kürsüde kendini kilitleyip kavga çıkarmak, konuşmaları engellemek demokratik bir hak değildir. İstediğini söylemek, kürsüde her türlü fikri ifade etmek demokratik haktır." diye konuştu.
Meclis'te, anayasa değişikliğine yönelik oy kullandığı sırada bazı CHP'li milletvekillerinin bağırdıklarını anlatan Özhaseki, "Cevap verseniz bir sürü kavga çıkacak. Sadece yüzlerine baktım, güldüm. Başka yapacak bir şey yok. 'Herhalde bunlar 18 yaşında üniversiteye gitmişler, hızlarını alamamışlar o günkü eylem türünü burada devam ettiriyorlar, kanları kaynadı' diyerek geçiştirip gittim." ifadelerini kullandı.
- "İkili sistem yürümüyor"
Özhaseki, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin "tek adamlık gelecek" eleştirilerine karşılık da, böyle bir şeyin söz konusu olmadığını vurguladı.
Var olan sistemde cumhurbaşkanlarının yalnızca "vatana ihanet" suçundan yüzde 75 gibi bir oyla Yüce Divan'a sevk edilebileceğine dikkati çeken Özhaseki, "Yeni gelecek sistemde cumhurbaşkanı her türlü yaptığı eylemden, işten, attığı imzadan sorumlu olacak. Yüzde 65'lik bir oy çoğunluyla Yüce Divan'ın önüne çıkabilecek." dedi.
Özhaseki, geçmişte yapılan düzenlemeler sonucunda parlamenter sistemle cumhurbaşkanlarına da her türlü yetkinin verildiğini aktararak, şöyle devam etti:
"Garip bir yapıya getirmişiz. İkili bir sistem doğurmuşuz. Bu ikili sistem de yürümüyor. Yürümediğini zaman içerisinde herkes gördü. En önemli argüman bu. Demirel kendi getirdiği parti başkanıyla, Özal kendi getirdiği parti başkanıyla yürütemedi. Rahmetli Ecevit, kendi getirdiği Cumhurbaşkanıyla geçinemedi. Lamı cimi yok bu işin. Daha sonra iktidara biz geldik, Ahmet Necdet Sezer'le geçinemedik. Bunu da herkes biliyor. Kaç kere ben şahidim, kararnamelerin gidip gidip geldiğini. Defalarca gördük böyle."
- "Bir uçağı iki kişi sürmez"
Bakan Özhaseki, bu sistemin bir an evvel hızlanması ve ikililikten kurtulmasının tek yolunun tek kişinin üzerinde devam etmek olduğunun altını çizerek, "Bir uçağı iki kişi sürmez, bir birinci pilot vardır bir de yardımcısı vardır yanında. Gemide tek kaptan olur, yardımcıları vardır bolca." açıklamasını yaptı.
Türkiye'de çok kısa sürelerde hükümetlerin değiştiğine işaret eden ve istikrarın önemini vurgulayan Özhaseki, "Hiçbir ciddi ve büyük proje 5 seneden evvel çıkmaz. 17 aylık ömrü olan hükümetler hangi büyük projeyi hazırlayıp çıkacaklar insanların önüne? Bana söylesinler lütfen. 5,8,10 ay içerisinde giden hükümetler var. Ne yapabilir ki insanlar 3-5 ay içerisinde? Asla bir şey yapma şansları yok." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın güçlü olmayı gerektirdiğini dile getiren Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu coğrafyada elbette insan haklarına, demokrasiye, laikliğe, cumhuriyete sıkı sıkıya bağlı iktidarlar olacak ama güçlü iktidarlar olacak. Güçlü olmazsanız, istediğiniz kadar teoride kalmış olan bu felsefeleri söyleyin, sizi yaşatmazlar.
Biz Avrupa'nın ortasında Lüksemburg, Belçika, Hollanda falan değiliz. Gücümüzle ayakta duruyoruz. Sınırlarımıza girip bir şey yapamıyorlarsa gücümüzden korktukları için. Yoksa burayı da Suriye gibi bir çatışma alanına çevirirler. O yüzden güçlü olmak gibi bir mecburiyetimiz var. Güçlü olmak gibi bir mecburiyet de mecburen istikrarlı ve yüzde 50'yi aşmış, güçlü hükümetlerle olabilen bir şeydir. Bunun peşindeyiz biz."
- "Rejim değişikliği" tartışmaları
ABD'nin kuruluşundan itibaren 45. Başkanın göreve geldiğini aktaran Özhaseki, Türkiye'de ise çok kısa sürelerde hükümet değişiklikleri yaşandığını, bunun da sürdürülebilir bir durum olmadığını söyledi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, şöyle konuştu:
"Nihayetinde yapılan iş bir rejim değişikliği değil. Cumhuriyetten, insan haklarından, demokrasiden taviz yok. Laiklikten de taviz yok. Anayasa'nın ilk maddeleri de zaten değişmiyor. Hükümetin nasıl kurulacağıyla, yürütme ve yasama ilişkisini nasıl sağlayacağımızla ilgili tartışmalar hususunda çıkıp da bunu 'rejim değişikliği' diye ifade etmek, herhalde insanların aklıyla alay etmek gibi bir şey. Dalga geçmek gibi bir şey bu.
Nasıl hükümet olunması hususu tartışılmayacak bir şey mi? Cumhuriyetin ilk yıllarında, Cumhuriyet Halk Partisi'nin 6 okuna o gün verilen anlamı bugün de versinler hadi. Devletleştirmeyi bana anlatsınlar. Çok hızlı değişim yaşandığı bir çağdayız. Bu değişimi doğru anlarsak eğer ayakta kalabiliyoruz."
Değişim doğru algılanmazsa Türkiye'nin diğer ülkelerin gerisinde kalacağını kaydeden Mehmet Özhaseki, "Biz dertlerimizi millete anlatacağız ve milletten de gelecek karara göre de bundan sonra şekil alacağız. Her ne getirirsek getirelim, her bir değişimde 'istemeyiz' diye bağıranlar doğrusu hep kaybedenler. Hele hele 'biz sosyal demokratız' diyerek değişimin, gelişmenin önünü açması gerekenlerin eski sabit fikirlerde ısrar etmesi, çok muhafazakar, katı taassup içerisinde bulunması da anlaşılabilir değil." yorumunu yaptı.
AA