Yaratılış kongreleri neden önemli?

Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Alaş Memleket okurları için yazdı

Kıymetli okurlar, yaklaşık 200 yıldır insanımıza biçilip, giydirilmeye çalışılan materyalist felsefe gömleği, bilimsellik kisvesi altında okullarımıza sokulmuş ve İslâm medeniyetine, kendi kültürümüze ve milli kimliğimize yabancılaşmış nesiller yetiştirilmesi için özel gayretler sarf edilmiştir. Bu dayatma, genç nesillerin kalp ve ruhunda yaralar açmıştır.

Bilimsel konuların takdiminde genelde bir yaratıcının varlığı gözlerden gizlenmeye çalışılır. Materyalizm, ateizm ve sekülerizm gibi birtakım düşünceleri savunanlar, dinle bilimin çatıştığını iddia etmektedirler. Oysa gerçek böyle değildir. Çünkü İslâm dini gerçek bilimle çatışmaz. “Din ayrı, bilim ayrıdır” düşüncesi materyalist felsefenin bir ürünüdür. Bilimle din, akılla vahiy arasındaki kavga, İslâm medeniyetinin kavgası değildir. Çok sayıda ayet ve hadis metninden anlaşıldığı üzere, İslâm dini, bilime ve bilim adamlarına büyük önem vermektedir. İslâm tarihi bunun pek çok örnekleri ile doludur. Nobel ödüllü Pakistanlı fizikçi Prof. Dr. Muhammed Abdüsselam, ilimleri; “Allah’ın kâinattaki eserlerini inceleme san’atı” olarak tarif eder.

Rabbimizi bize tarif eden üç büyük külli muarrif vardır. Kâinat kitabı, Hâtem-ül Enbiya Aleyhissalâtü Vesselâm ve Kur’an-ı Azîmüşşan’dır. Kur’an, Allah’ın Kelam sıfatından gelmiştir. Kâinat kitabı da Allah’ın Kudret sıfatının bir eseridir. Bu bağlamda Kur’an ile Kâinat kitabı arasında bir çelişki ve çatışma söz konusu değildir. Bilimler, kâinatı ve varlıkları inceler. Bilimlerin ele aldığı konular, kendi lisan-ı halleriyle yaratıcılarının varlığını ve birliğini gösterirler.

Avrupa’nın, Rönesans’ı ve bilimde geldiği bu noktayı, Müslüman bilginlerden öğrendiklerine borçlu olduğu inkar edilemez bir gerçektir. Batılı bilim adamlarının bu konuda birçok itirafı vardır. Mesela Nobel ödüllü ünlü Fizikçi Pierre Curie: “Müslüman Endülüs'ten bize 30 kitap kaldı, atomu parçalayabildik. Şayet yakılan bir milyon kitabın yarısı kalsaydı çoktan uzayda galaksiler arasında geziyor olacaktık”, Wilhelm Humbolt ise “Modern bilimlerin gerçek kurucuları Müslümanlardır; bunu itiraf etmeliyiz.” demektedir.

İslâm’ın Altın Çağında yetişmiş İbn’ül Baytar, Biruni İdrisi, Zerkali, Zehravi gibi alimler İslâm ilim geleneği içinde bilim dünyasına önderlik yapmışlardır. Örneğin Bîrûnî, bilimsel çalışmalarında önce konuyla ilgili bir âyet zikretmiş, âyette bahsi geçen konunun yorumlarını yapmış, ilimle dini birleştirmiş, ilim öğrenmekten kastın hakkı ve hakikatı bulmak olduğunu dile getirmiştir.

İnsanımıza giydirilmeye çalışılan materyalizm ve ateizm gömleğini çıkartıp, tarihin karanlık sayfalarına gömmekte kararlı olan, İslâm medeniyetine gönül vermiş her görüşten bilim adamlarının girişimleriyle, 2017 yılında yaratılış kongreleri düzenlemeye karar vermişlerdir. Bu kongrelerden ilki “1.Uluslararası Bilimlerin Işığında Yaratılış Kongresi” 30 Kasım- 02 Aralık 2017 tarihinde Üsküdar Üniversitesi ile birlikte Harran Üniversitesinde gerçekleştirmiştir. Kongre sonunda alınan karar ile Uluslararası Bilimlerin Işığında Yaratılış Kongresinin her yıl yapılması kararı alınmıştır. Bu kongrenin mimarlarından birisi de biyoloji alanında çok sayıda öğretmen ve akademisyen yetiştiren, 23.11.2019 tarihinde vefat eden, merhum hocamız Gazi Üniversitesinden emekli Prof. Dr. Turan GÜVEN beydir. Rahmetli hocamız, o tarihte kanser hastası olmasına rağmen, üstün bir özveri ve gayretle alanında kendisine gönderilen makalelerin hakemliğini yaptı ve muhterem eşi ile birlikte Şanlı Urfa’ya gelerek, hazırladığı bildirisini kongrede sundu. İkinci kongreye de bildiri göndermiş olmasına rağmen, ağırlaşan sağlık durumu sebebiyle katılamadı. Kıymetli hocamızın “sebep olan yapan gibidir” kaidesine binaen yapılan her kongreden elde edilen güzelliklerden hissedar olduğuna inanıyorum. Bu kongrelerin ikincisi Atatürk Üniversitesi bünyesinde, üçüncüsü Iğdır Üniversitesi himayesinde, dördüncüsü de 22-24 Ekim 2020 tarihlerinde Dumlupınar Üniversitesinde çok sayıda yerli ve yabancı bilim adamının bildirili katılımları ile yapılmıştır.

Kâinat kitabının bilimlerin diliyle okunduğu bu kongrelerde sunulan bildirilerden bir kısmı Bilimlerin Dilinden Yaratılış Serisi adı altında kitaplaştırılıp, Türkçe ve İngilizce olarak neşredilmiştir. Söz konusu bu kitaplara birçok İslâm ülkesinden yoğun talepler gelmektedir. Kongre ekibinin hedefleri arasında her seviyedeki ders kitaplarının materyalist felsefenin etkisinden arındırılarak, sanatta sanatkârı, eserde ustayı, nimette o nimeti ikram edeni görecek tarzda yazılması, yaratılış kavramları sözlüğü çıkarılması da vardır.

Sözlerime Muhyiddin Abdal’ın dizeleriyle son verirken, selam ve muhabbetlerimi sunarım.

Muhyiddinem dervişem,

Hak yoluna girmişem

Onsekiz bin âlemi

Bir zerrede görmüşem.

Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.