1985 yılında ilk Seydişehire geldiğimde tanıdığım gönül eri bazı insanlar vardı. O zamanlar video yeni çıkmış ve bizim camiada yeni yeni kullanılmaya başlamıştı. Ellerine geçirdikleri konuşmaları, filmleri mahalle mahalle kapı kapı dolaştırarak insanları bilinçlendirmeye çalışıyordu bu gönül erleri. Cemaatçilik ve grup olmanın dorukta olduğu ve partili partisiz kavgalarının yeni yeni alevlenmeye başladığı zamanlara rastlar. Böyle karmaşık bir ortamda insanlara doğru bildiklerini yılmadan yorulmadan anlatan bu gönül dostları. Bugün gelinen noktada çalışmaların bir meyvesi varsa bunda bu insanların mutlaka payı vardır. O zaman dikilen o ağaçlar bu insanların emeği bu insanların samimi ve ihlâslı çalışmaları sonucu meyve verir hale gelmiştir. Türkiyede bir hastalıktır, yaşayan değerlerin kıymeti öldükten sonra anlaşılır, ölenin arkasından methiyeler düzüp ağıtlar yakılır... Tabiî ki ölülerimizi hayırla yad edeceğiz ama niye insan öldükten sonra değeri artsın ki. İnsana o değeri kazandıran sağken yaptıkları değil mi ve biz sağken yaptıklarını hep görüyoruz ama kıymetini değerini o zaman anlayamıyoruz. O zamandan tanıdığım ve hala o enerjisini, samimiyetini kaybetmemiş bu insanlar yine aramızda. Bugün ellerinde video kapı kapı dolaşmıyorlar ama ne zaman yapılması gereken bir iş olsa hep bu insanlar karşımıza çıkıyor. Düzcede deprem oluyor bu insanlar yardıma koşuyor. Adapazarında deprem oluyor bu insanlar, Bosnaya yardım toplanacak bu insanlar Pakistana yardım yapılacak yine bu insanlar var ortada. Bunlar bizim yaşayan değerlerimiz. Bizim toplumda artık laf yapmanın bir anlam ifade etmediği ve samimi örnek insan olmanın etkili olduğunu herkes anlamıştır. Sabahlara kadar laf yapıp da sabah namazını kılmadan yatan anlayışlar artık gerilerde kaldı. Hiç kimse birilerin lafına konuşmasına bakmıyor. Çünkü bu işlerden çok çekti toplum. Parası mı gitmedi gençliği mi gitmedi artık insanlar yapılan davranışlara bakıyor. Bugün TV kanalları medya müftüleriyle dolup taşıyor. Bunlara itibar eden kalmamış. İnsanlara kim yardım ediyor, insanların dertleriyle kim ilgileniyor, kim aç insanı doyuruyor. Kim yolda kalmışa yardım ediyor, kim ihtiyaç sahibinin ihtiyacına koşuyor, şimdi insanlar bunlara bakıyor. Kısaca bir olay anlatarak konuyu kapacağım. Bir gün yine böyle yere yardım yapılması gerekiyordu. Çıktık sokağa kapı kapı dolaşıyoruz, insanlara derdimizi anlatmaya çalışıyoruz. Derken insanlar kıytırık kıytırık cevaplar veriyordu: Yok aybaşı olsun yok şimdi yanında yokmuş, kimisinin ağzından komik komik rakamlar çıkarken yukarıda isimlerini zikretmediğim gönül dostlarının biriyle karşılaştık. Olayı anlatınca abartmıyorum elini cebine soktu miktarına bakmadan ayırmadan saymadan tüm cebindeki meblağı bize uzattı. Miktarı ne olursa olsun yaptığı davranış beni öyle duygulandırdı ki kelimelerle anlatmam mümkün değil. İşte budur kardeşim, insanlara anlatacağımız budur gerisi boş laf Hüseyin Ağabeyi anıyoruzBugün aramızda olmayıp Seydişehirde evrensel değerlerin yılmaz savunucusu ve insanlara sadece rahmani ölçülerle bakabilen grup klik cemaat hastalıklarından arınmış degerli insan Hüseyin Uçar ağabeyimizi ölümünün ikinci yılında rahmetle anıyorum.