CMK'nın 102. maddesinin yürürlüğe girmesiyle terör örgütü üyeleri, uyuşturucu kaçakçısı, çete elemanı gibi sanıkların tahliye kuyruğuna girmesi 'Karar doğru, yargı yavaş' dedirtti. Hukukçular, tutukluluk süresiyle ilgili düzenlemenin AB kriterlerine göre olumlu olduğunu belirterek, aksaklığın altyapısı sağlam olmayan yargı sisteminden kaynaklandığı fikrinde birleşti. Yılbaşı itibariyle yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 102. maddesi, Türk hukuk sisteminin bir davayı 10 yılda bitiremeyecek kadar yavaş olduğunu gözler önüne serdi. Aralarında Hizbullah ve PKK'lıların da bulunduğu sanıkların ardarda tahliye edilmesi 'Karar doğru, yargı yavaş' dedirtti. Hukukçular, tutukluluk süresiyle ilgili devlet güvenliğine karşı suçlarda 10, diğer ağır cezalık suçlar için 5 yıl şeklindeki Yargıtay hükmünün ardından yaşanan tahliyelerle birlikte ortaya çıkan tartışmalara açıklık getirdi. Uzmanlar, yargı altyapısının sağlamlaştırılması gerektiği fikrinde birleşti. "Tutukluluk sürelerinin uzun olması yanlıştı" diyen Prof. Dr. Niyazi Öktem, yeni düzenlemeyi olumlu bir gelişme olarak değerlendirdi. Yargı sistemindeki aksamalar nedeniyle adaletsiz durumların ortaya çıktığını belirten Öktem şöyle konuştu: "Terör suçlusu, adam öldürme suçundan tutuklu yargılanırken Yargıtay aşamasında dava uzadığı için bu madde ile tahliye oluyor. Bu yüzden bir an evvel yargıdaki bürokrasi azaltılmalı."
ADLİYE REFORMU LAZIM
Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı ve Beypazarı Hakimi Orhan Gazi Ertekin, tutuklama süresinin düşürülmesinin olumlu olduğunu ancak, ciddi bir adliye reformu gerektiğini vurguladı. Yeni bir adliye teşkilatı ve kültürünün oluşturulması gerektiğini söyleyen Ertekin, "Herkes Yargıtay ve Danıştay'dan söz ediyor ama bunlar hiçbir işe yaramaz. Asıl olan Adliye reformunun yapılmasıdır. Adliyede reform yapmadan Yargıtay ve Danıştay'da yapılacak reformlar işe yaramayacaktır" dedi. Yargıtay Onursal Üyesi Ekrem Serim de hakkında kesin hüküm verilmeden uzun süreli tutuklu kalmanın Türkiye'yi uluslararası camiada zor durumda bıraktığını söyledi. Serim, "Kanun çıkarılırken Türkiye'ye yöneltilen eleştiriler etkili olmuştur. Tutukluluk süresinin uzun olmasının elbette ki bir takım sorunları olacaktır. İşte bu durumdan kurtulmak için ve Avrupa Birliği kriterlerine uygun bir standartı oluşturmak için böyle bir yasa çıkarılmıştır" şeklinde konuştu. Demokrat Yargı Derneği Sekreteri Kemal Şahin ise, gerekli altyapıyı düzenlenmesi gerektiğini belirterek, "Sorgulanması gereken şu: Bir dava 5-10 yıl tutuklu olarak devam edebilir mi? Bir dava 10 yılda bitmez. Bu facia bir durum" dedi. Bu konuda hakim ve savcılara suç yüklenmemesi gerektiğini kaydeden Şahin, şunları söyledi: "Yargı aslında çok hızlı çalışıyor. Yapılması gereken, yargıyı iş yükünden kurtarmak. Her işin adliyeye gelmesini önlemeliyiz. İktidarın, yargının yükünü hafifletecek düzenleme yapması lazım."
Yeni Şafak