Anayasa Mahkemesi'nin 187. maddesini iptal ettiği Medeni Kanun'un 22.02.2023 tarihli kararı, kadınların soyadı konusunda uzun süredir devam eden mücadelede önemli bir adım olarak değerlendirilmişti. Ancak yeni bir yasal düzenleme yapılmaması, evlenen kadınların soyadı konusunda belirsizliğe neden oldu.
Altınbaş Üniversitesi'nde düzenlenen "Evlenen Kadının Soyadı Serüveni" adlı Hukuk Söyleşisi'nde konuşan uzmanlar, kadının soyadının bir kişilik hakkı olduğunu ve zorla değiştirilmemesi gerektiğini vurguladılar. Prof. Dr. Şükran Şıpka, kadının toplumda nasıl tanınmışsa evliliğinde de o kimlikle devamlılığı olması gerektiğini belirtti. Kadının soyadını seçme hakkının evlilik öncesinde ve sonrasında korunması gerektiğini ifade etti.
Medeni Kanun'un 187. maddesinin iptaliyle ilgili olarak konuşan Avukat Nazan Moroğlu, kadın erkek eşitliğinin demokrasi sorunu olduğunu vurgulayarak, mevcut uygulamaların hâlâ değişmediğine dikkat çekti. Avukat Ayten Ünal ise Türkiye'nin 1994 yılında AİHM'ye yaptığı bireysel başvuru sonucunda soyadını kullanma hakkı kazanan ilk hukukçulardan biri olarak deneyimlerini paylaştı.
Uzmanlar, yeni bir düzenleme yapılması gerektiğini ve evlilik öncesinde ve sonrasında eşlerin soyadı konusunda serbest seçim hakkının tanınması gerektiğini öneriyorlar. Kadın Hukuku uzmanı Avukat Nazan Moroğlu'nun önerisine göre, eşler kendi evlilik öncesi soyadlarını kullanmayı tercih edebilecekleri gibi, ortak bir aile adı da seçebilmeliler. Böylece her iki eşin de toplumsal yaşamda tanındığı soyadını evlenince de kullanmaya devam etmesi sağlanacak ve toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesi desteklenmiş olacak.
Ancak halihazırda yasal bir düzenleme yapılmadığı için evlenen kadınlar soyadı konusunda belirsizlik içinde beklemeye devam ediyorlar.