Karaman'a bağlı Damlapınar köyünde yaşayan, el ve ayaklarında ve birer fazla parmağı bulunan Abdurrahman Özer, elindeki engeline rağmen çalışma azmiyle herkesin takdirini topluyor.
İlkokuldan sonra semercilik yaparak hayata atılan Özer, zamanla demircilik, nalbantlık, at arabası ustalığı, duvarcılık, sıvacılık, çatı ustalığı, marangozluk ve halı dokumacılığı gibi ihtiyaç duyulan birçok mesleği öğrendi.
Yıllarca kendi köyünde ve çevre köylerde herkesin imdadına yetişen Özer, bu yaşına rağmen aynı azim ve şevkle çalışmaya devam ediyor.
Abdullah Özer, 14 yaşlarında, o zaman için çok revaçta olan semercilik mesleğini öğrenmek için bir ustanın yanında çalışmaya başladığını söyledi.
Yaklaşık iki yıl bu ustanın yanında çalıştıktan sonra babasıyla çiftçilik yapmaya başladığını anlatan Özer, "Sonra bir at arabası kasası yaptım. Babam bunun üzerine beni 'yetenekliyim' diye demirci ustasının yanına verdi. Bu işi de öğrendikten sonra köyde demirci dükkanı açtım." dedi.
"İhtiyaç duyulduğunda çağırıyorlar, işlerini yapıyorum"
Özer, dükkan açtıktan sonra da farkı meslekler öğrenmeye devam ettiğini anlatarak "Köyde ihtiyaç duyulabilecek her mesleği öğrendim. Tarım aletleri, demirden nacak, çapa, orak, bıçak gibi malzemeleri yapıyorum. Nalı kendim döver, hayvanlara çakarım. İhtiyaç olduğunda tekerinden kasasına kadar her şeyiyle at arabası yapıyorum. Duvar örer, çatı çakar, semer yaparım, halı örerim." diye konuştu.
Köyde yaptığı eşyaların hala kullanıldığını belirten Özer, "Şimdi şartlar değişti, her şey fabrikasyon oldu ama yine de ihtiyaç duyulduğunda çağırıyorlar, işlerini yapıyorum. İlerleyen yaşıma rağmen, köyde ne iş olursa beni çağırıyorlar, yapıyorum. Beni çalışırken görenler; 'On iki parmağında on iki marifet' diyor. Bu fazla parmaklarımın bana hiç zararı olmadı, şikayet etmedim. Ameliyatla almak istediler, kabul etmedim. Allah böyle yaratmış." ifadelerini kullandı.
Ömrü boyunca çok çalıştığını, çalışmaktan hiç yılmadığını dile getiren Özer, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çok çalıştım, alnımın teriyle helal kazanç elde ettim. Yedi çocuğumu bu kazançla besledim, okuttum. Köyde ve Konya'da birer evim var. 83 yaşındayım ama hala dincim, kimseye muhtaç değilim. Sağlığımı çalışmaya borçluyum. Şimdi gençlere bunları anlattım mı inanmıyorlar. Kimse kendini yaşlandım diye atıl durumda görmesin. Uğraşacak bir şeyler bulsunlar. Kendilerini eve kapatmasınlar." dedi