Yazmak şart!

Ahmet Demirel

 

Söz medeniyetinin çocuklarıyız.

Sözü daha çok seviyoruz. Konuşmak daha hoşumuza gidiyor.

Oysa atalarımızın güzel bir sözü var: "Söz uçar yazı kalır."

Yazmak, konuşmaya göre çok daha zordur. Bu bir hakikattir.

"Yazar, yazmakta zorlanan kişidir." diye güzel bir sözü hatırlıyorum.

Yazmak, aynı zamanda bir sorumluluktur. Düşüncelerinizi somutlaştırıp kayıt altına alıyorsunuz ve kamuya açıyorsunuz yani kamulaştırıyorsunuz. Bunun sonucunda bazen lehinizde bazen aleyhinizde kendi kendinizi delillendiriyorsunuz.

Yazının tarihi aslında ilk insan Hz. Adem'e kadar gidiyor. Hz. Adem gönderildiğinde 10 sayfa vahiyle gönderiliyor ve bu yazılı bir metin.

Yazmak, en soylu eylemdir. Öyleyse yazanlara selam olsun.

Günümüzde yazma eylemini gerçekleştireceğimiz alan çok genişledi.

Önceleri sadece kendimiz defterlerimize yazıyorduk ne kadar motive olabildiysek veya ne kadar teşvik edilebildiysek. Günümüzde yazma ve paylaşma imkanları yazmaya daha fazla yönelmemize vesile oluyor.

Burada bilinçsiz yazmayı veya facebook'ta mesaj yazmayı kastetmiyorum. Gerek oluşturduğunuz web sayfasında veya blogunuzda paylaşmaya düşündüğünüz fikirlerinizi rahat bir şekilde paylaşma imkanı vardır. Bu mecralarda yaptığımız yazma egzersizleri daha sonra değişik alanlarda kişinin yazılar yazmasına vesile olabilmektedir.

YAZMAK ŞART!

Yazmak zordur, İlk yazı daha da zordur. Aslında çocuklarımızı ve gençleri ilk yazıyı yazmaya teşvik etmek gerekiyor. İlk yazıyı yazmanın zorluğundan dolayı 42 yaşımda yazmaya başladım. Keşke öğretmenlerim ve hocalarım daha önce yazmaya teşvik etselerdi demekten kendimi alamıyorum.

Bir çoğumuzun başladığı ama başaramadığı bir uygulamadır günlük tutmak. Başlıyoruz kısa bir süre sonra bırakıyoruz. Etrafımızda günlük tutan veya teşvik eden olmayınca bizde bırakıveriyoruz.

Aslında çocuklar ve gençler nasıl ve ne yazacaklarını bilmiyorlar. Bu konuda mutlaka bir rehberliğe ihtiyaçları var. Erdal DEMİRKIRAN'ın yazmaya harika bir teşviki var:" Yaz mutlaka yaz. Kimse senden bestseller bir kitap yazmanı beklemiyor."

Çocukları ve gençleri şair ve yazarlarla mutlaka tanıştırmamız gerekiyor. Eğitim hayatımda lise dahil hiçbir yazarla tanışmadım. Okula bir tane bile yazar gelmedi. Yaklaşık 10 000 öğrencinin olduğu İHL'ne bir tane bile şair ve yazarın gelmemesi manidar değil mi?

Çocuğun ve gencin erken yaşlarda okuduğu kitabın yazarıyla tanışması ona eserini imzalatması onun zihninde unutulmaz bir hatıra olarak kalacaktır. Yazara veya şaire dokunması, onu görmesi ve onunla konuşması tarifi imkansız bir güzelliktir. Yazarın canlı olarak görülmesi onun ulaşılmaz birisi değil de kendisi gibi bir insan olduğunu görmesi ve kendisinin de yapabileceğiyle ilgili özgüveni gelişecektir.

Bu anlamda Belediyelerin şair ve yazarları davet etmeleri ve bunların okullarda programlar yapmaları takdire şayandır. Yine okul aile birliklerinin çabaları ile STK'ların gayretleriyle yaşayan birçok yazar öğrencilerimizle buluşturuluyor. Bu kıvanç duyacağımız bir güzellik. Ayrıca her yıl yapılan kitap fuarları da davet edilen yazarlarımızla gençlerimizin buluştuğu mekanlara dönüşüyor.

Gençlerimizin ve çocuklarımızın en fazla etkileneceği yazarlarımızın yerel yazarlarımız ve şairlerimiz olduğunu düşünüyorum. Kendi ilçemizde ve kendi yaşadığımız şehirdeki yazarlar ve şairlerle tanışmamız ve daha kolay, görüşme ihtimali daha fazladır. Aynı durum yerel gazete yazarları için de geçerlidir. O yüzden olabildiğince bu eser ve yazarlarıyla buluşmalar ve tanışmalar gerçekleştirmemiz gerekiyor.

Türkçe ve edebiyat öğretmenlerimizin seçiminin çok daha fazla özenle seçilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.

Yine atalarımıza kulak verelim: Sadırlardakiler unutulur fakat satırlardakiler unutulmaz"

Bilgilerimizin bizden sonraya kalması ve sadaka-i cariyeye dönüşmesi için yazıya dönüşmesi önemlidir.

Konuşmak ve anlatmak önemlidir fakat sadece anlattığımız kişilerle sınırlıdır. Sizden ve muhataplarınızdan sonrasına hitap etmek istiyorsanız yazacaksınız.

Yazılı Kitabı olan bir dinin mensuplarıyız. O zaman yazıyı ve okumayı hayatımızda çoğaltmalıyız. Hem fikir ve düşüncelerimiz şekillendireceğiz hem de geleceğe hoş bir sada bırakacağız.

Sözü Hz. Hadimi'ye bırakalım ve sizleri yazmaya davet ederek bitirelim:

 "Kamil insan odur ki koya bir yerde bir eser

Eseri olmayanın yerinde yeller eser.

Muhabbetlerimle

ERDAL DEMİRKIRAN'DAN GÜZEL SÖZLER

- Her birimiz bir dahiyiz; ama bunun farkında değiliz. Sorunlarımızın çözümü çok kolay; ama bir türlü göremiyoruz.

- Diyet yapmanın hayali, diyet yapmaktan çok daha fazla heyecanlandırır kadını

- Aşırı kıskanç kadın; yağmur duasına şemsiyesiz çıkan köylüye benzer; yağmur yağsa da kaybeder, yağmasa da.

- Ayağında nasır olan bir koşucunun, o nasırdan kurtulmadığı sürece dünya şampiyonu olma ihtimali yoktur.

- Kadınlar erkeklerden daha unutkan olmalarına rağmen kin konusunda dünya şampiyonudurlar.

- Akıllı adam en büyük sıkıntıya üç dakika üzülür zira dördüncü dakikada elinde acısı değil çözümü vardır.

- Ölümsüz olsak yaşamaktan bıkardık.

 

 

Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.