Birinci gol: Mehmet Güven orta sahada top kaptırdı. Dönen atakta Burak golü attı.
İkinci gol: Ali Turan’ın bulunduğu bölgede Galatasaray çok kolay top kullandı. Serbest vuruşta birbirlerine baktı. Sneider ceza sahası önünde topla buluşup harika bir gol daha attı. Marica üzerine gelen topu görünce kafasını eğdi.
Üçüncü gol: Mehmet Güven’in kaptırdığı top yine Sneider’e geldi. Stoperler Kokaloviç ve Selim ağladı. “Nolur atma” der gibi baktılar. Ama Hollandalı, Kaleci Felgueiras’ın durduğu yeri görünce güldü ve yine golünü attı.
Dördüncü gol: Orta sahadaki boşluğu değerlendiren Chedjeou topu Burak’a attı. Mehmet Uslu ortalarda yoktu. Orta geldi. Arka direkte Ali Turan, Olcan’ın golü attığını görünce derin bir “oh” çekti. Fark iyice açıldığı için daha fazla yorulmasına gerek kalmayacaktı.
Golleri anlattım ki bireysel hataların, bazı futbolcuların, arkadaşlarının emeğini boşa götürmek için adeta çabalamasının nelere mal olduğunu anlayın istedim. Maçtan önce Konyaspor’un Galatasaray maçında sakatlık falan olmasın diye pek oynamasını istememiştim. Aykut Kocaman çok iyi bir kadro çıkardı. Tam da benim gibi düşünmüş, hem yedekleri görmek istemiş hem de “kupa bizim için önemli değil” demek istemişti. Ama bu kadar da değil. İnsan biraz mücadele eder. Üç oyuncu tüm takımın mücadelesini berbat etmemeli. Yazık. Yenileceksen de adam gibi yenil.
İkinci yarı Aykut Hoca takımı savunmaya çekti ve önce gol yeme rekorunu oyuncuların egale etmesini önlemek istedi.
Ünlü Din Adamı Nihat Hatipoğlu’nu taklit edenler O’nun kelime sonundaki harfleri uzatmasıyla biraz da alay ederler. Ben alay etmiyorum ama Konyaspor’a çok uyuyor Nihat Hoca’nın üslubu. Şöyle anlatırdı herhalde: “Konyaspor çok kötüydüü. Yedikçe Yiyordu kaleci. Defans berbattı. Mehmet Güven ve Ali Turan aldıkları parayı acaba hak ediyor muydu?”
Neyse kurtulduk kupadan. Ve tabi Ali Turan ve Mehmet Güven’den de. Şimdi Sivas maçını düşünelim. Hep birlikte.