Sevgili nitelikli okurlarım; bu hafta sizlerle, öğün sonrası ne içmeli konusunda Kardiyolog arkadaşım Dr Feridun Beyle paylaştığımız ve herkese iletmemiz konusunda mutabık kaldığımız konuyu paylaşmak isterim.
Bu yazı sadece öğünlerden sonra sıcak su içme konusuna değil kalp krizi risklerine de değinmektedir
Şimdi sevgili nitelikli okurlarım sizler de bilirsiniz ki Çinliler ve Japonlar yemeklerinden sonra soğuk su değil sıcak çay içerler. Belki biz de yemekten sonra sıcak bir şeyler içme alışkanlığımızı onlardan edindik. Eğer yemeklerden sonra soğuk şeyler içiyorsanız işte bu yazı tam size hitap ediyor:
Yemekten sonra soğuk bir şeyler içmek sizi rahatlatabilir.
Ancak tükettiğiniz soğuk su katılaşarak yağlı bir madde haline dönüyor, unutmayın yağlı (Özellikle karın bölgesinde) ve yavaş bir şekilde sindirilir. Bu asitli tepkime bozularak bağırsakta katı maddelerden daha hızlı bir şekilde emilir. Bir kısmı bağırsağa yapışır. Kısa bir süre sonra tamamen yağ haline döner ve kansere yol açar.
Yemekten sonra sıcak su veya bitki çayları, çorba içmek en iyisidir. Bu konuda sizlerle kalp krizi hakkında önemli birkaç bilgiyi paylaşmak isterim.
Kalp krizi belirtisi her zaman sol kolun uyuşması değildir yada sırtta ağrı veya göğüs ağrısı… Çenedeki şiddetli ağrıların da farkında olun.
İlk göğüs ağrınız kalp krizi sırasında gerçekleşmez. (Daha önce mutlaka göğüs ağrınız olmuştur.)Yemeklerden sonra mide bulantısı ve şiddetli terleme de önemli kalp krizi belirtilerindendir. Kalp krizi geçiren insanların yüzde 60’ı uyurken ölür. Bu zaman diliminde sabahın erken saatlerine tekabül eder. Göğüsteki ağrılar sizi uykudan uyandırabilir. Lütfen dikkatli olun ve olanların farkına varın.
Unutmayın böyle bir durum ile karşılaştığınızda sık sık öksürün,ağrınız devam ederse de hastaneye kadar öksürmeye devam edin..Bu öksürmeler kalbinizi rahatlatacaktır.
Kardiyolog Dr. Feridun Özdemir bir uzman görüşüyle diyor ki: Bu bilgileri uygulayan herkes bir hayat kurtarır. Sizlerde nitelikli okurlarım, bu nedenlerden ötürü bu yazımı tüm önemsediğiniz arkadaşlarınıza anlatın…
Unutmayın: Yemekten sonra mutlaka sıcak bir şeyler içiniz...
Hoşça, sağlıcakla kalın. Ama en önemlisi adam gibi adam kalın…
------------------------------------------------------------------
HAFTANIN ÖYKÜSÜ
Karga
80'ine merdiven dayamış yaşlı baba ile onu ziyarete gelen -45 yaşında ve saygın bir işi olan- oğlu salonda oturuyorlardı. Hal-hatırdan, çoluk-çocuktan, havadan-sudan sohbet ettikten sonra oğlu susmuş, ayrılmanın sinyalini vermişti.
O anda üzerinde oturdukları sedirin yanındaki pencerenin pervazına bir karga kondu.
Yaşlı baba kargaya gülümseyerek biraz baktıktan sonra oğluna sordu: 'Bu ne oğlum?'
Oğlu şaşkın, cevapladı: 'O bir karga baba.'
Yaşlı baba kargaya biraz daha baktıktan sonra yine sordu: 'Bu ne oğlum?'
Oğlu daha da şaşkın, yine cevapladı: 'Baba, o bir karga'... Karga hâlâ pervazda, komik hareketlerle başını sağa sola çeviriyor, başını yan yatırıyor, havaya bakıyor, sonra başını yine onlara çeviriyordu.
Yaşlı baba üçüncü defa sordu: 'Bu ne?' Oğlunun şaşkınlığı sabırsızlığa dönmüştü:
'O bir karga baba, üç oldu soruyorsun. Beni işitmiyor musun?'
Yaşlı baba dördüncü defa da sorunca oğlunun sabrı taştı ve sesini yükseltti:
‘Baba bunu neden yapıyorsun? Tam dört defadır onun ne olduğunu soruyorsun, sana cevap veriyorum ve sen hâlâ sormaya devam ediyorsun. Sabrımı mı deniyorsun?'
Babası -yüzünde hâlâ bir gülümseme- yerinden kalktı, içeri odaya gitti ve elinde bir defterle döndü. Bu bir hâtıra defteriydi. Oturdu, sayfalarını karıştırdı ve aradığını buldu.
Sevgiyle gülümseye devam ederek sayfası açık bir vaziyette defteri oğluna uzattı ve o sayfayı okumasını söyledi.
Oğlum..! 'Bugün 3 yaşındaki minik yavrumla salondaki sedirde otururken yanıbaşımızdaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Oğlum tam 23 defa onun ne olduğunu sordu.
23 soruşunda da ona sevgiyle sarılarak, onun bir karga olduğunu söyledim.
Rahatsız olmak mı? Hayır! Onun sorusunu masumca tekrar edişi içimi sevgiyle doldurdu.'
“Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara 'öf' bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle.” (isra, 23)
-------------------------------------------------------------------------------------------
İLGİNÇ BİR ŞEY!
İste buna matematik derler...
Üşenmeyin ve mutlaka deneyin.!
Ayakkabı numaranızı 5 ile çarpın.
Çıkan sonuca 50 ekleyin.
Çıkan sonucu 20 ile çarpın.
Çıkan sonuca 1008 ekleyin.
Ve son olarak doğum yılınızı çıkarın.
...
Dört haneli bir sonuç bulacaksınız.
İlk iki rakam ayakkabı numaranız, son iki rakam yaşınız.
Sonuç şaşırtıcı değil mi?